Mehmet TIRAŞ
Cumartesi Annelerinin kısaca ortaya çıkan tarihsel kısa öyküsünü hatırlatmakta yarar var.
Cumartesi Annelerinin eylemi evrensel bir eylemdir.
Askeri darbeyle yönetime el koyan ,Arjantin askeri faşist darbesine karşı çıkan gençlerin, darbeciler tarafından gözaltına alınarak öldürdükleri; bu kanlı darbenin içinde yer almış bir subayın itiraflarına göre; darbe karşıtı insanları darbeciler uçaklara doldurarak okyanusa attıkları ve kaybolan insan sayısının ise resmi kayıtlara göre 3 bin 500 olduğu; çocuklarını ve yakınlarını bulmak için Arjantinli Annelerin Cumartesi günleri başlattığı ve yaptıkları eylemin yeryüzüne yayılmasının bir yansımasıdır; Türkiye’deki Cumartesi Annelerinin ortaya çıkışı.
Türkiye’de Cumartesi Annelerinin ortay çıkış tarihi ise dile kolay tam 19 yıla dayanmaktadır 27 Mayıs 1995 yılında başlamış,o gün bugündür tam 500 haftadır sürmektedir.
12 Eylül Askeri faşist darbe sürecinde ve olağanüstü hal dönemlerinde çocuklarını,eşini,kısacası yakınlarını devlet tarafından gözaltına alınıp bir daha evlerine dönemeyenlerin, her Cumartesi İstanbul’da Galatasaray lisesinin önünde sessizce devletin ve kamuoyunu duyarlı olması için, devlet baskısına, polis şiddetine ve her türlü tehditte karşı direnenlerin; soğuk-sıcak demeden, karboran dinlemeyen bir mücadele örneği verip bir araya gelenlerin, her kayıbım bir hikayesini anlatarak, birbirlerinin acılarından beslenenlerin, devlet tarafından kaybettirilen yakınlarının bulunmasını veya faillerinin cezalandırılmasını isteyenlerin, uzun meşakkatli mücadelesinin bugün tam 500’cü haftasını bugüne taşıyan, kahraman Cumartesi Annelerine selam olsun.
Cumartesi Annelerin her hafta toplantılarını anlamak sorunlarını dinleyip yerine getirmesi gereken devlet; sizin çocuklarınız devle tarafından gözaltına alınarak kaybedilmemiştir, çocuklarınız illegal terörist sol örgütlere katılmıştır diye inkarcı bir yolu seçmiştir yıllarca, hala da sürdürmektedir.
12 Eylül faşist darbesinden sonra kurulan İnsan Hakları Derneği(İHD) kısa bir süre ben deniz de İzmit şubesinde görev almış birisi olarak, bu derneğin askeri faşist darbesinden sonra Türkiye’de nasıl bir insan kıyımı yapıldığını ortaya çıkartması ve uluslararası ses getirmesi, işkencenin olağan bir şey olarak uygulandığı, yargısız infazların, göz altı kayıpların, faili meçhullerin(Belli de)l olduğu, Kürtlerin yaşadığı coğrafya da köy yakmalar, köy boşaltmalar ,zorunlu göçler, Doğu ve Güney doğu illerinde, öldürülen insanların asit Kuyularına atıldığı, toplu çukurlara gömüldüğü, insanlara dışkı yedirmeden tutunda aklınıza ne geliyorsa her türlü işkencenin yapıldığı, insanlığın askıya alındığı, devletin güvenlik güçlerinin hukuk tanımaz ve kılıçlarının iki tarafının da kestiği, özellikle de askerlerin her şeyi belirlediği bir dönemin sonucudur Cumartesi Anneleri.
17 bin 500 faili meçhul cinayetin işlendi bir katliamın aydınlatılmasının sesidir Cumartesi Anneleri.
İşte böylesi bir sürecin sonunda insanın insanlığından utandığı, kanlı bir sürece bedel ödeyen yürekli insanların hikâyesidir Cumartesi Annelerinin çığlığı.
Gördüğü işkenceyi anlatırken, dinleyenlerin inanmak istemediği, dinlerken dinleyenin göz yaşını tutamadığı, bok yedirildiği için ben bu dişlerle artık ekmek yiyemem günahtır diyerek, sağlam dişlerini çektirdiği,kanlı sürece karşı duranların hayatlarını feda edenlerin, temsilcileridir Cumartesi Anneleri.
Cumartesi Anneleri için ne yapılabilir ne yapmalıyız?
Ben denizin bir önerisi var; bu yaralı ve onurlu ellerinden öpülesi annelerin sorunlarına duyarlı olanlar, nasıl karşılar bilmem ama kısacası önerim şu:
Ülkenin önde gelen yazar,çizer,sanat ve edebiyatla uğraşanların bir araya gelerek; bir yazarın veya sanatçının her Cumartesi Annelerinin talepleri doğrultusunda ve istedikleri kişilere çağrı yaparak,kitaplarını,resimlerini,abümlerini,karikatürlerini imzalaması için öneri götürülmeli, satışlardan elde edilen gelirin de, bu fedakar yaralı annelere verilmesi için bir etkinlik düzenlenmeli.. Hatta bu etkinliğe uluslararası yazar ve gazetecilerin, sanatçıların katılması için çağrı yapılabilir, dünya kamuoyunun desteğiyle buluşturabiliriz, diye düşünüyorum. Bu önerimin ham bir öneri olduğunun da farkındayım, içini doldurarak zenginleştirilmesi dileğiyle.
Cumartesi Annelerinin bu onurlu mücadelesini boşa çıkartmak için; Erdoğan ve onun yandaş medyası ”Cumartesi Anneleri, darbecilerin ve paralelcilerin yönlendirdikleri, çözüm sürecinin önünü kesmek isteyenler” diye bir haber veya açıklamalar yaparlarsa şaşırmayalım.
Niçin böyle diyoruz; artık Erdoğan ve onun havuz medyasından beslenen tetikçi takımı; her olayı ve sorunu, kendilerine muhalif olan her düşünceyi, gösteriyi, hatta bir basın açıklamasını;darbeciler,paralelciler ve çözüm sürecinin önünü kesmek isteyenler diye karşı kampanyalar yürütüyorlar; 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu da böyle bir algı operasyonuna çevirmediler mi?
Cumartesi Annelerinin eylemini medya gündemine alsın, dış basının etkili yayın organlarında haber olsun, Erdoğan’da bu anneleri hedef göstersin, siz seyreyleyin o kaleminden kan damlayan tetikçiler sıraya girerler.
Cumartesi anneleri için havuz medyasından nemalanan tetikçi esnaf takımının harekete geçmemesinin nedeni; Erdoğan işaret etmediği için.
Cumartesi Anneleri nasıl Arjantinli Annelerden etkilenerek bugüne getirdiyse, elbet bu onurlu ve şanlı direniş bir gün başka bir halkın esin kaynağı olacaktır.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025