Mehmet TIRAŞ
Doğu toplumlarında ve Anadolu’da geleneksel olanzor değişen hatta değiştiği de belli olmayan; görece usulü bazen de zorla, gönülsüz evliliklerde aileler tabi ki erkekler belirleyici olur..
Kız ve delikanlı ne kadar birbirlerini istemese de son sözü aile büyüğünün onayı alınarak karar verilir.
Böylesi geleneksel evliklerde belirleyici olan ailelerde erkeklerdir; kız da aranan başta güzellik gelir ardından da, o, ailenin kendileriylehısım-dünür olmasının kendileriyleitibar kıyaslaması yaparlar.
İlkelliğin değerlimiz diye yaşandığı geleneksel toplumlarda,sevdalıların aşk ilişkileri evliliklere dönüşmez.
Feodal kültürünhakim olduğu, eril iktidarınyön verdiği yerlerde gençlerin cinselliği hatırlanır ama aşık olarak veya sevdalanarak evlenmeleri istisnai bir şeydir.
Bu kültürün sürdüğü yerlerde kız veya erkek sevdiğiyle değil de, birinci veya ikinci derecede akrabası ile başgözedilir..Birinci derecede akrabası olan teyze,amca ve hala çocuklarıyla, ülkenin batısında söylenen deyimle kuzenleriyle evlenmiş olanların aşık olduklarıyla evlenmeleri hep hayallerindekalmış,kardeş gibi bir arada büyüdükleriyle evlenmişlerdir.Aile büyükleri bu gençlerin birbirlerini isteyip istemediklerine çok gala almazlar, evlenince çoluğa çocuğa karışırlar, ileride de birbirlerine alışırlar deyip kapatırlar.
Kuzenleriyle evlenenlerin içlerinde unutamadıkları mutlaka bir yavuklusu vardır,içinde olan yavuklusunu ölene kadar da taşırlar.
Gençlerin gönül işlerinde geleneksel ailelerde evliliklere dönüşmemesi için; kıstasları ortaya konulur,din,mezhep,ırk,renk,hatta bölge, eğitim düzeyi,alım gücü ve iki aile arasında olan sosyal ve kültürel faktörleri öne çıkartırlar.
Anadolu’da görece usulü evliliklerde çokta ilginç kız isteme hikayeleri vardır;işte onlardan bir tanesi:
Adam yeğeninin kızını görür ve beğenir, kızı oğluna almaya karar verir;birkaç gün sonra yeğenine tekrar ziyarete gider, yeğeni bir kadındır.Evine gelen dayısını yeğeni tatlı- dil, güler yüzle karşılar hoş beş,yeme içmeden sonra;anlat dayı demesiyle, yeğenim ben neye geldim hiç sormuyorsun der?
“Ziyarete gelmişindir dayı” der..
“Daha önemlisi var “ der adam.
“Peki dahaönemli olan ney” dayı ?
“Kızını alıp götürmeye geldim”
Kadın şaşırmış bir şekilde dayı ‘kime götüreceksin’,bu nereden çıktı?
“Oğluma götüreceğim, kime olacak”
“Kadın, kız istemenin bir usulü ve yöntemi var dayı,böyle kız mı istenir.Ayrıca senin oğlan isteyebilir ama benim kızım senin oğlanı istiyor mu,bunu hiç düşündünmü?”
Adam birden bozulur, benim hani bir dediğimi iki etmezdin ne oldu,diye öfkelenir ayağa kalkar ve evi terketmek ister ..
“Kurban olduğum dayım bir dinle, kız benim ama gönlü benim değil ” der kadın.
Karşısındakinin cehaletini yok eden ve gönül ilişkisini, gönüllün belirlediğini anlatan içli sözle olayı özetler kadın.
Böylesi kız isteme hikayesi yüzlerce, belki de binlercesinden biridir..
Aşk duygusu ve aşık olma farklı bir sarsılmayı yaşatır insana.
Gönül ilişkisi bir kalp çarpması, ten uyuşması,vücut titremesi,benizsolması,tüylerinürpermesi,dilin lal olması,elin ayağın tutmaması gibi heyecan ve coşkuyla yaşanan görünmez bir duygudur.
Bunu yaşamayanın bu duyguyu anlaması imkansızdır;böylesi bir duyguyu iliklerine kadar yaşamamış insanlar anlatmaya uğraşmak beyhude bir uğraştır.
Çünkü, aşık olmayı ve aşk yaşamayı önceden belirleyemezsiniz,bu iradenizin dışında bir çarpılmadır yani kaza gibidir ama tatlı ve hoş bir kazadır,insanı kalpten yaralar.
Aşk bir cinsellik değildir ama cinsellik yaşamadan yaşanan aşkta,şerbeti dökülmemiş baklava yemeye benzer.
Aşık olupta aşkına kavuşamayanlar çoluk çocuğakarışsalar da, hep geride bir şey unutmuşlar gibi arkalarına bakarak yürürler geliyor mu diye;bir taraftan da etrafı kolaçan ederler bir yerlerden karşılarına çıkacak gibi.
Kavuşamayanların ve ayrılanların içerisindeki aşk dumansız bir ateş gibi için için yanarken, sıcak bir köz olarak ta sıcaklığını hiç kaybetmez.
Peki hayat hep böyle mi geçer?
Elbette hep böyle geçmez.
Unutamazlar ama hayata tutunmak ve devam etmek içiniçlerindeki bu duygunun körlenmesine karşı da çıksalar,teselli eden bir yol aramışlardır.
Kavuşamayanların ortak yolu da ayrılık olmuştur. Ayrılık hayatın her alnında karşımıza çıkan dört yola benzer, nereye gideceğinizi çok düşünmeden vereceğiniz bir kararla yolunuzu seçersiniz ama yolun nereye çıkacağını ve sizi nereye götüreceğini bilemezsiniz
Haberleşemediği sevdalısından haber alamayankızın,yüksek dağın kuşları selam söyleyin yârime diye, medet umması gibi.
Aşk öyle bir duygudur ki;ne kadar dile getirirseniz getirin âşık olduğunuza kavuşmadıkça hiçbir söz onu tarif edemez.
Tarif edilemediğindenaşk anlam kazanır.
Edebiyatıve sanatı ortaya çıkartan da aşktır.
Aşk, dinleri,mezhepleri,ırkları,renkleri ve farklı kültürleri aşan,düşmanlıkları dostluğa çeviren,aşık olanları ipsiz birbirine bağlayan,duvarlar kazmasız delen, tabuları yıkan evrensel bir duygudur.
Aşk üzerine yazmayanın sanat ve edebiyatta yeri çok kalıcı olmamıştır.Büyük düşünürlerin, felsefecilerin aşk üzerine söyledikleri hala geçerliliğini asırlar geçse de,dizeleri günümüze kadar uzanmıştır.
Şadi Şirazi: “Aşk’a uçarsan kanatların yanar”
Mevlana: ”Aşk’a uçmazsan kanat neye yarar”
Yunus Emre: ”Aşk’a varınca kanadı kim arar” der.
Yaşadığın aşk sana bedel ödettirdiyse aşktır;bedel ödediğin aşkı hatırladıkça bütün duygularının önüne geçiyorsa bu aşk ölümsüzdür.
İsterse kayıtlara girmesin yaşadığın aşk,yaşadığın sürece aklından çıkmıyorsa, ağrıyan yerinden daha öne geçiyor ve kalbin ilk günkü gibi çarpıyorsa; işte sen hala aşk yaşıyorsun!.
Kısacası aşk aklından çıkmayan ve kavuşamadığın duygudur ve yaşı çok önemli değildir.
Not:8 Mart dünya kadınlar gününde, kadınların günlerini kutlar; şiddete, tacize, tecavüze ve hakarete uğramdan, can güvenliği korkusu yaşamadan özgürce yaşamalarını dilerim.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025