Günlerce ülke gündemini işgal eden TBMM başkanlığı hangi partiden olacak sorusunu aşmış durumdayız.

Meclis Başkanlığını MHP’nin  gizli ittifakıyla AKP’nin adayı İsmet Yılmaz  dördüncü turdaseçildi.

Erdoğan HDP’nin 7 Haziran’da barajın altında kalmasını sağlayamadı ama Bahçeli HDP düşmanlığını Mecliste sürdürerek ve AKP’nin adayını meclis başkanı seçtirerek kanıtlamış oldu.

Şimdi sıra AKP’e ile kim koalisyon kuracak senaryolarına geldi..

Anlamadığımız veya anlamakta ve  gerçekten  zorlandığımız demokrasi açısından , MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yeminli HDP düşmanlığını sürdürmesidir.

Nasıl bir demokrasi anlayışına sahip ki Bahçeli yüzde 13.12  oyla  5 milyon seçmenin oyunu alarak parlamentoya 80 milletvekili göndermiş ve İstanbul gibi ülke siyasetini ve iktidarını belirleyen ilde üçüncü parti olmuş HDP’yi tanımaması; kendisinin meşruiyetini yok saydıran demokrasi  anlayışını, nasıl anlamalıyız?

Bahçeli’nin HDP için söylediklerine bakarmısınız,aklını peynir ekmekle yemiş diye buna derler herhalde:

“HDP’lilerin oturduğu meclisin o bölümünü fulü görüyorlarmış”

“HDP ile aynı görüşte hareket etmek veya ittifak yapmak şöyle dursun, aynı cümlenin içinde geçilmesini bile istemiyorlarmış”

Neymiş efendim HDP kandilin ve imrallının temsilcisiymiş, terör örgütünün uzantısıymış.

Niye 7 Haziran seçimlerindemeydanlarda bunu söylemediniz?

Bahçeli’nin partisi Türkiye genelinde sadece bir ilde birinci olurken,HDP 14 ilde birinci olmuş.

Yukarıda da belerttiğimiz gibi İstanbul da HDP üçüncü parti olurken MHP dördüncü parti olmuş.

MHP 7 bölgenin üçünde olmadığı gibi 37 ilden de milletvekili çıkartamamış bir parti olmasına rağmen, neyine güvenerek büyük laflar ediyor tuhaf bir durum.

Ya işin meşruiyet boyutuna ne diyeceğiz,sanki Bahçeliye ve partisine oy veren bu ülkenin asil vatandaşları,HDP’ye oy verenler ise dışarıdan ithal edilmişinsanların oyu olarak mı, görüyor yoksa?

MHP,demir bilye   gibi duran aslında  bilinen bir parti ve dünya konjonktürüne göre de görevi yerine getirmeye çalışan;kendinedüşman bulacak ve siyasal iklimden beslenerek  ayakta kalmanın misyonunu sürdüre gelmiştir.

Geçmişte komünizm üzerine siyasetini bina eden parti, şimdi de Kürtlerin üstünden siyasetini var etmenin yolunu arıyor.

HDP’ye beş mil yon oy veren, 80 milletvekili ile  mecliste temsil edilen halkları karşına alarak, siyasette yol mu alacağınızı sanıyor Bahçeli.

Düşünmek bile istemeyiz ama yoksa doksanlı yıllarda DEP’li milletvekillerine oynan oyunu mu tekrarlamak istiyor Bahçeli.

Nedir bu HDP düşmanlığı.

Şu anlaşıldı artık Bahçeli partisini iktidara taşımak için siyaset yapmıyor;kendine biat edenleri MHP’den milletvekili ve Belediye başkanı yapmak için kullanıyor;muhalif olanları da partiden ihraç ediyor,bununtaze örneği MHP’den Iğdır milletvekilliği yapmış Sinan Oğan; MHP nasıl başarı kazandı İstanbul’da dördüncü parti oldu dediği için, Bahçeli’nin talimatıyla partiden kesin ihraç edilmesi için parti disiplin kuruluna sevk edildi. Bunu uzun yıllar Deniz Baykal’da yaptı ve partisinin ön seçimiyle seçim bölgesinden ancak ikinci sırada milletvekilliği için yer buldu.

Yirmi yıla yakındır partinin  başında olan Bahçeli, bir sefer olsun sandıktan birinci parti olarakçıkmamış, ne yerel ne de genel seçimlerde.

Bahçeli Kürt düşmanlığını Erdoğan’dan teslim alarak sürdürüyor ama boşuna uğraşıyor,Kürtlerle uğraşma, Erdoğan’ın düştüğü duruma düşersin.

Meclis başkanlığı seçiminden sonra koalisyonhükümeti  için; AKP-MHP  tam biçilmiş bir kaftan ama şu Kürt sorunu olmasa!

Not: Bugün 1993 yılında Sivas’ta madımak otelinde diri diri yakılan 35 insanların katledilişinin  yıl dönümü,bu katliamı yapan canileri kınıyorum.