Serbest Piyasa ekonomisini savunacaksınız,fiyatları devlet değil de piyasa belirleyecek diyeceksiniz.

Böyle olunca da satıcı da  doğal olarak piyasaya göre fiyatını belirler.

Hal komisyoncuları ve semt pazarcılarının ve marketlerin de sebze ve meyve fiyatlarına  yaptığı da bu.

Sen de kalkıp devleti yöneten olarak  bu fiyatları belirleyenleri teröristlikle suçlayacaksınız.

Akaryakıta, elektriğe, doğal gaza,ilaca,telefona  zam yapan kim?

Devleti yönetenler.

O zaman devleti yönetenlerin yaptığı ne oluyor?

Peki devlet zam yapınca zorunlu oluyor kurtarmıyor diyeceksiniz..

Benzin ve motorinin rafineri çıkışı 2.5 TL ama pompa fiyatı 6.5 TL,devletin bu  yaptığı teröristlik olmuyor mu?

Cep telefonunun iletişim vergisi yüzde 25,bu teröristliği kim yapıyor?

Vatandaşına yıllarca dünyanın en pahalı benzin ve akaryakıtını tükettireceksin,en pahalı telefon konuşmasını yaptıran, devleti yönetenler değil mi?

Devleti yönetenlere bunlara niye zam yapıyorsunuz diye sorulduğunda; dolara ve petrol fiyatlarına bağlayacaksınız..

Kısaca devleti yönetenlerin yaptığı ne oluyor?

Vatandaş sattıklarına kurtarmıyor diye zam yapınca terörist olacak..

Bu toplumun aklı ile alay etmekten başka bir şey değil.

Vatandaş sadece patlıcanı,soğanı,patatesi,biberi,domatesi,meyveleri  mi pahalı alıyor?

Daha bir kaç gün önce toplumun sağlığını bire bir ilgilendiren ilaca devlet yüzde 26 zam yapmadı mı?

Zam yapmak teröristlik ise bundan daha büyük teröristlik mi olur?

İktisat bilimine inanmayan,liyakati esas almayan ve eş dostla devleti yönetmeye kalkarsanız, piyasa ekonomisinin kurallarına uymazsanız,rakiplerinizin yapamadığını  ekonomi yapar ve size de soğan patates sattırır.

Sorularla yazımıza devam edelim:

Erdoğan seçim olmasa idi,meyve ve  sebze fiyatlarına müdahale eder miydi,kesinlikle etmezdi..

Erdoğan neden sadece İstanbul ve Ankara’ya Belediyeler aracılığı  tanzim satış çadırları kurdu?

Çünkü Erdoğan’ın önüne gelen anket sonuçları  bu iki ili kaybettireceğini gördüğü için..

Niye diğer 79 ile tanzim satış çadırları  kurmadı,o illerde vatandaş sebzeyi ucuz mu yiyor?

Nüfusun yüzde 35’i  İstanbul ve Ankara’da yaşıyor veya dolaylı irtibatı var ve iktidarın gücünü belirliyor.

Erdoğan açtığı tanzim çadırlarındaki kuyruklara bir de yokluk değil, varlık kuyruğu demiyor mu?

Cumhurbaşkanı kusura bakmasın ama bu varlık değil yoksulluğun ta kendisi.

Ülke de 16 milyon insan açıkla boğuşurken 48 milyon insan da yoksulluğu yaşıyor,milli gelirin yüzde 54’nün toplumun yüzde biri  alıyor.Sebze kuyrukları da bunu teyit ediyor.

Türkiye 2002’ye kadar Tarımda dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biri iken ,şimdi tarımda dışa bağımlı bir ülke oldu..

Son 16 yılda Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre buğday fiyatları yüzde 354 artarken,gübre fiyatları yüzde 500,mazot fiyatları yüzde 400,ilaç ise yüzde 450 arttığını gösteriyor.

Tarım destekleneceği yerde yerli ve milli lafını dilinden düşürmeyenler ithalata gidiyor,aşağıda bunlara detaylı değineceğiz.

Türkiye nüfusu 1980’de 44 milyon iken  19 milyon ton buğday üretiyordu,bugün nüfusumuz 81 milyon, hala 19 ile 21 milyon ton  arasında buğday üretiyoruz.

TÜİK verilerine göre  2003-2017 yılları arasında devlet  46 milyon 469 bin ton buğday ithalatı,aynı tarihler arasında 14 milyon 391 bin ton mısır,4 milyon 759 bin ton pirinç,8 milyon 245 bin ton ayçiçeği,21 milyon 231 bin ton soya,11 milyon 411 bin ton pamuk ve 68 milyon 339 bin ton yağlı tohum türleri ithal etti.Kabaca bu ürünlere 90 milyar dolar ödeme yapıldı.

2002 yılında 26.5 milyon hektar ekili alanımız vardı,bu alan şimdi 23.3 milyon hektara düşerken,son 16 yılda 3.2 milyon hektar tarım dışına çıkarıldı.

Son 15 yılda 2017 yılının verilerine göre Türkiye tarımsal ithalata ödediği para, tam 189 milyar dolar.

Hayvancılıkta  diğer tarım ürünlerinden farklı değil,hayvancılığı bitiren kabaca  yüzde 60-70’ i bulan yem fiyatlarıdır.

Sütçülük yapan bir üretici bir litre sütü 1 TL 70 kuruşa satıyor, bir kilo yemi ise 2 TL’ye alıyor,sütçünün karını siz hesaplayın.

Türkiye 2009’da et,2010 yılında ise canlı hayvan ithal etmeye başladı Akp döneminde 6.5 milyon küçük ve büyük baş canlı hayvan ve 270 bin ton hazır et alıp,yaklaşık 7 milyar dolar ödedi.

 Türkiye şimdi dünyanın 135 ülkesinden tarım ürünleri ve canlı hayvan ithal eder duruma düşünce.

Üretim de  olmayınca da kabakta,patates-soğan,patlıcanın ve biberin başına patladı.

Hukuk ve demokrasiden uzaklaşır,muhalefeti hain görür  liyakati esas almaz,ekonomiyi ve hazineyi damada teslim eder;hal komisyoncularını,pazarcıları terörist ilan ederseniz, dünyayı da kendinize güldürürsünüz..

Ve şu soruyu  sorarlar adama  ya sen devleti yöneten olarak, yaptığın zamların adı ne oluyor?