Kısa bir fikri takip yapalım ondan sonra  yazının konusuna gireceğim..

Anaya Mahkemesi 3 Mayıs 2019 Tarihinde yargının bağımsız olmadığına dair bir kararın altına daha  imza attı.

Üç yıldır Silivri cezaevinde tutuklu bulunan Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın hak ihlali,bireysel baş vuru talepleri reddine karar verirken;Cumhuriyet eski yazarlarının cezalarının da onayına karar vererek  yargının talimatla karar verdiğine AYM  karar vermiş oldu.

AYM bu cezayı hem de 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü vermesi manidar değil mi?

Uluslararası Basın Enstitüsü verilerine göre şuanda Türkiye’de 162 gazeteci hapis yatıyor açıklaması ajanslara düştü.Türkiye’de basın Özgürlüğü endeksinde 180 ülke sıralamasında 156’cı sırada olması da bunu teyit etmiyor mu?

Türkiye 2019 yılı hukuk üstünlüğü endeksinde ise 126 ülke arasında, 109’uncu sırada olması da AYM’nin kararlarının bir göstergesi değil mi?

Bir devlet hukuktan koparsa koptuğunun canlı örneği;Çubuk Akkuzular Köyünde Şehit cenazesine katılan Ana muhalefet partisi Genel Başkanı CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na  fiili fiziksel saldırı da bulunan inek hırsızı Osman Sarıgün’den de kahraman yaratılır.

Devleitn içinden hukuku çıkartırsanız elinizde  çete ve çeteler kalır.

İş cinayetleri hız kesmeden sürüyor 2019 yılının ilk dört ayında 545 işçi cinayet ekonomisinin kurbanı olurken,Akp nin 17 yıllık iktidarında tam 22 bin işçi iş kazaları altında hayattan koparıldı..Türkiye’de her gün 5 işçi iş kazasında ölürken, 7 işçi de sakat kalarak iş göremez durumuna düşüyor.

Medyanın yine görmek istemediği ,iktidarın umursamadığı başka bir olay ise; 28 Şubatın değişik bir versiyonu Kars’ta yaşandı; 23 Nisan Çocuk Bayramı protokolünde Kars Garnizon Komutanı Tuğgeneral Özgür Nohut, HDP Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen’in elini sıkmazken,Akp ve yandaş medyası tarafından bu normal karşılandı.

Cep Telefonuna yüzde 25 vergi zammı yapılarak cep telefonunun  ÖTV  zammı yüzde 50’ye çıktı.

İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığının Akp’den CHP’ye geçmesi ile öyle bir olay ortaya çıktı ki, okuyanların küçük dilini yutacak rakamlar  ortaya saçıldı.

İstanbul seçimlerinin yenilenmesi doğrultusunda Erdoğan’ın YSK’yı etki altına almasının telaşını da ortaya koyuyor.

Gazeteci Çiğdem Toker’in yazısından bu rakamlar.

İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığının bütçesinden Akp’li Vakıflara ve derneklere aktarılan yardım paraları:

*Bilal Erdoğan’ın TURGEV  Vakfı’’na 51.5 Miyon TL.

*Ensar Vakfı’na 28.7 Milyon TL.

*TUGVA Vakfı’na 74.2 Milyon TL.

*Önder İmam Hatipliler Vakfı’na 13.2 Milyon TL.

*Okçular Vakfı’na 16.6 Milyon TL.

*İHA Üreticisi damat Selçuk Albayrak’ın Türkiye tanıtım Vakfı’na 41.3 Milyon TL.

*Topbaş Ailesinin Aziz Mahmut Hüdai Vakfı’na 17.4 Milyon TL.

*15 Temmuz Derneğine 7.7 Milyon TL.

Toplam 1 Milyar TL Akp’ye İstanbul Büyük Şehir bütçesinden yardım yaptığı belgeleri ile ortaya çıkmış durumda.

Erdoğan’ın ve Akp’nin İstanbul Belediye başkanlığı seçimlerinin tekrarını istemesinin, neden olduğu her şeyi ortaya koymuyor mu?

Bu iddialar ve olaylar demokratik bir hukuk devletinde olsa idi, o ülkenin  gündeminden düşmesi şöyle dursun,iktidarı düşürmekle kalmaz ülkeyi yönetenlerin hepsi sanık sandalyesine oturtulurdu..

Ama bizde yargı bu iddiaların üstüne gideceği yerde, mesleğini yapan gazetecilerin ve hukuk ve demokrasi mücadelesi verenlerin üstüne gidiyor.

Yerel seçimlerden sonra ülkenin başta ekonomik sorunlarının muhatabı Akp olması gerekirken; MHP canhıraş muhalefetin ve toplumun farklı kesimlerinden gelen eleştirileri göğüsler olmaya başladı.

Ülkenin o kadar ciddi sorunları var ki dikkatle MHP’yi izleyin bu  sorunlar karşısında bir cümle konuşmuyor.

Ekonomide çok ciddi bir kriz var.

*Türk-iş’in açlık  ve yoksulluk raporuna göre  açlık sınırı 2 bin 107 TL olurken,Yoksulluk sınırının ise 6 bin 864 Tl olduğunu açıkladı.

*İşsizlik resmi rakam  göre 4 milyon 668 bin, işçi sendikalarının verilerine göre 7 milyon kişi işsiz.

*Enflasyon yüz 20’lere dayanmış.

*Toplumun yüzde Biri Milli Gelirin yüzde 54’nün alıyor görülmemiş bir gelir dağılımında uçurumu var; 17 milyon insan  açlık sınırında yaşarken, 48 milyon insan da yoksullukla boğuşuyor.Toplumun aynı kesimi 2002 yılında Milli Gelirin yüzde 39’unu alıyordu.

*Dolar son bir ay içerisinde 70 kuruş artarak  6 Tl bandını aşmış durumda.

Türkiye dünyanın 135 ülkesinden tarım ürünleri ve canlı hayvan ithal ediyor, Tarım bakanı da  kalkıp toplumun aklı ile alay edercesine Avrupa’da tarımda örnek ülkeyiz diyor.

Peki bu olaylar karşısında MHP’nin rolü ne oluyor?

MHP Derin devlet tarafından Akp’ye atanmış bir kayyım muamelesi görevine üstlenmiş  ve muhalefetten gelen iktidara yönelik her eleştiriye muhatap oluyor.

Artık FETÖ’nün devlet kadrolarından uzaklaşması ile bu yerlere MHP’liler yerleştirilirken,bunların yanında Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyetinin kadroları da devletin her kurumuna yerleşmiş durumda.

Görüldüğü gibi Akp iktidarda olan bir parti gibi değil de, MHP’nin güdümünde bir iktidar oyunu oynuyor.

Akp’nin MHP’yi karşısına alan Türkiye İttifakı MHP lideri tarafından sert bir şekilde Erdoğan’ı eleştirirken, bizm oylarımız yüzde 19 diyerek seni her an iktidardan düşürürüm mesajını da vermekten kaçınmıyor.

Akp, MHP’ nin kadrajına girmiş durumda ve buradan çıkma şansı yok gibi.

Akp artık Türkiye’de toplumsal sorunları çözecek bir terzilik yapamaz, ancak paça katlar fermuar değiştirir durumdadır.

Toplumsal sorunların önüne beka sorununu koyanların tek argümanı var o da;

Elinde çekiç olanın her şeyi çivi olarak  görmesidir..