5 Ocak 2020 Tarihinde CNN Türk kanalında Hürriyet Gazetesinin genel yayın yönetmeni ve köşe yazarı  Ahmet Hakan’ın moderatörlüğünde; iki kadın gazetecinin de katıldı  Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan ile iki saate yakın canlı yayında program yaptılar, tabi bu yayına diğer yandaş kanallarda ortak oldu.

programın nasıl bir yayın akışı içinde geçeceği başından belliydi ve soruların çanak olacağı, futbol geyiğinde bir sohbet düzeyinde götürüleceğiydi.. Genel de Erdoğan’ın zorlanacağı dişe dokunur bir soru hiç sorulmadı, sorulması da zaten  beklenmiyordu.

 Bizim takıldığımızı nokta  ise programın sonuna doğru Ahmet Hakan’ın Erdoğan’a; ekonomi de iyiye gidiyor, enflasyon  ve faizler düşüşte ve düşmeye devam ediyor  demesiydi. ilk önce Erdoğan bile buna inanamadı hatta gülerek karşıladı sonra kendini toparlayıp; benim uzmanlık alanım  faizler daha da düşecek demesi karşısında, bir gazetecinin sorması gereken sorunları hatırlattı bize.

Ahmet Hakan’dan  Erdoğan’a diplomasını ve mal varlığını açıklamasını niye sormadın diye sitem etmiyoruz, bu soruyu mesleği gazeteci olan sorar bunu geçiyoruz.

Ahmet Hakan Erdoğan’a Ekonomi de  iyiye gidiyor dedi ya:

Ekonomi iyiye gidiyorsa doğal gaza ve elektriğe bir yılda   yüzde 48,gıda fiyatlarına yüzde 36,petrole yüzde 45  zam yaparken, emekliye ve kamuda çalışanların maaşlarına yapılan zam yüzde 5,bu nasıl oluyor diye Erdoğan’a   sormak aklınıza geldi mi?

İşsizliğin yüzde 14’lerde olduğunu 4 milyon 563 bin kişinin resmi olarak  iş aradığını, başka araştırmalara göre işsizliğin 7 milyon olduğu, genç işsizliğin rekor kırdığını ve yüzde 26’ya çıktığını; muhatabına bu soruyu sormak  ekonomi açısından, soru değeri yok mu?

Gelir dağılımındaki adaletsizliğin ekonomiyle bir bağlantısı olmaz mı?

Akp iktidara geldiğinde toplumun en varlıklı kesimi Milli gelirin yüzde 39’nu alırken,2019 yılı itibarı ile aynı varlıklı kesim Milli Gelirin yüzde 54’nü aldığını, bunu Erdoğan’a sormak aklınızdan geçmedi mi?

20 milyon insanın açlık sınırında yaşadığı, 50 milyon insanın yoksullukla boğuştuğu bir ülke de; bir gazetenin Genel yayın yönetmeni karşısında ülkeyi yöneten kişiye, bu soruyu sormama gibi bir lüksü olabilir mi? Veya bu soruları ıskalayana evrensel standartlarda gazeteci denilir mi?

Biz sorularımıza devam edelim..

12 milyon emeklinin  8 milyonu bin 500 TL ile geçinirken,6 Milyon çalışanın asgari ücretle hayatını idame ettiği böylesi bir kitlenin sorunu, dile getirilmez mi?

Ya meslektaşlarının  mesleklerini yapamaması da mı aklına gelmedi; Şuan Türkiye’de 114 Gazetecinin tutuklu olması,10 bin gazetecinin işsiz kalması ve Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 182 ülke arasında  157.sırada bulunması, ülkeyi yöneten  kişi karşında oturuyor, bu soru nasıl aklına gelmez?

Birgün sana da lazım olacak yargının muhalif olanlara nasıl sopa olarak kullanıldığı ve yargı kararlarının yok sayıldığı ve yargının talimatla karar vermesini sormak ,aklınızdan geçti mi? Yargıtay Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay açıklıyor yargıya olan güvenin yüzde 30’larda olduğunu; Türkiye’nin uluslararası 117 ülke arasında hukuk devleti sırlamasındaki yeri 109,böylesi hayati bir konuyu nasıl soru ile taçlandırmazsınız?

Erdoğan’a bunları sormaya cesaret etmediniz, Partili Cumhurbaşkanının parti programına yazdığı ve topluma söz verdiklerini hatırlatmak ta mı, aklınıza gelmedi?

Erdoğan sıralıyordu ya..

Demokrasi hukuk çeşmesinden beslenir..

Sandık demokrasinin namusudur.

Bizim iktidarımızda üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğü olacak..

AİHM Kararları Türkiye’de ki yasaların üstündedir bunu herkes bilsin..

Vatandaş devletin değil devlet  vatandaşın hizmetkarı olacak..

Devlet vatandaşa format atmamalı..

Bunları Erdoğan’a hatırlatmaktan da mı, korktunuz?

Mesela Erdoğan bir kişi özgür değilse o toplum özgür değil diyordu;381 cezaevinin 139’u Erdoğan’ın son on yıllık iktidarında devreye sokuldu..

Erdoğan iktidara geldiğinde 52 bin tutuklu ve hükümlü cezaevlerinde iken, şimdi tutkulu ve hükümlü sayısı 260 bini bulmuş, bunun bir soru değeri yok mu?

Bu ülkede her gün 5 işçinin iş cinayeti sonu öldüğü,7 işçinin iş göremez duruma düşerek sakat kaldığı, Akp’nin 17 yıllık iktidarında 22 bin işçinin iş kazası altından hayattan koparılması da mı,sorulmaz?2019 yılında cinayet ekonomisi sonucu iş kazasında ölen işçi sayısı açıklandı, 1736 işçi hayatını kaybetti.

Erdoğan’ın  atadığın 68 üniversite rektörünün uluslararası  bilimsel  bir tane makalesi yok, bu nasıl olur, diye sormak aklına gelmedi mi?

Gerçi bizde kimden bu soruların sorulmasını bekliyoruz, bu sorunları yazı konusu yapmayan, yaptığı televizyon programlarında bu sorunları gündeme getirip  tartıştırmayan birisinin, bu konuları sorma gibi bir cesareti mi olur?

Ahmet Hakan, Hürriyet Gazetesinin Genel yayın yönetmeni olmanız gazeteci olduğunuz anlamına gelmiyor; korkakların soramadıklarını  soranlara, uluslararası literatürde ve  yeryüzünde gazeteci deniliyor.

Gazetecilik demokrasi, basın ve düşünce özgürlüğü için bedel ödemeyi göze alan, meslektaşlarını  gammazlamayan insanların yaptığı iştir.

Sen de birgün öğrenirsin ama öğrendiğinde gazeteciliğin kalır mı orası belirsiz.

Unutma  gazeteci geçinen tetikçilerinde son kullanma tarihi var.

Tarih önünde birgün Sormadıklarınla sorgulanırsın?