Melih ALTINOK
Düşünceden tasarruf insanı konuşurken bonkörleştiriyor. Hâl bu olunca da “klişe en güvenli yoldur” düsturuyla kalıplar yerli yersiz birbiri ardına sıralanıyor.
İsrail ordusunun günlerdir dünyanın gözleri önünde sürdürdüğü katliam vesilesiyle, bu sakat hâlin en güzide örneklerine şahit oluyoruz.
İsrail’in Gazze harekâtına tepki, ilk olarak İslami çevrelerden gelince, bu düşünce daha doğrusu düşüncesizlik konforuna sahip kişiler katliamı kınama eyleminin “kendisini” İslami bir tavır olarak değerlendirdiler. Hâliyle rijit bir tepkiselliğe hapsoldular; konu üzerine kafa yormayı tali saydılar. Tıpkı bir zamanlar Bosna’da ya da Afganistan’da olduğu gibi, şimdi de İsrail konusunda yalnızca hasımlarının tepkilerine odaklandıkları için, mevzuu atlayıp karşı reflekslerini klişelerle gerekçelendirmeye çalışıyorlar
Kuşkusuz İsrail, Yahudilik deyince de yardımlarına gerçekten de büyük bir bela olan antisemitizmin eğip bükülmüş bir versiyonu yetişiyor.
Elbette, Hitler resimli çengel bulmacalarına “Arıyoruz” şifreleri yerleştiren radikaller gibi ekmeklerine yağ sürenler de var. Ya da bu katliamın sorumlusu İsrail devletinin elçilikleri gibi resmi temsilciliklerin önündeki şiddet içermeyen haklı eylemlerini, sinagogların önüne taşıyarak meşruiyetlerini sorgulatanlar da… Her halk gibi Musevilerin de heterojen bir yapıda olduğunu göz ardı edip Filistin sorununa duyarlı olanları bile İsrail devletinin katliamlarından sorumlu tutanlar da…
Ne var ki bu faşizanlıkların varlığı, şu an itibariyle çocuk kadın demeden 700 sivili öldüren Siyonist bir devleti, BM düzeyinde “kınama” aymazlığını ya da katliama karşı tepki gösterme çağrılarını içimize atmamızı gerektirmiyor.
Gelin görün ki ırkçılığı ciddiye almadıkları için bu kavramı ciddiyetsiz şekilde kullanıp bilinçli bilinçsiz ırkçılık yapanlar var.
Kısa bir araştırmayla Washington’daki İsrail Enstitüsü’nde yöneticilik yaptığını öğrendiğim Dr. Michael Koplow’un geçtiğimiz günlerde yazdığı makale bu durumun tipik bir örneği. Koplow, Daily Sabah’taki, insanlık ailesinin başındaki en büyük belanın ırkçılık olduğunu düşünen bir enternasyonalist olarak tüm dünya halklarıyla birlikte Musevileri de İsrail’in bu son zulmüne tepki vermeye çağırdığım yazımı eleştiriyor. Bana antisemitist diyemeyeceğini bildiğinden olsa gerek, bu çağrımın Türkiyeli antisemitistlere ilham olduğu türünden anlaşılmaz bir eğreltme yapıyor.
İşte size antisemitistler
Anlaşılır gibi değil. Mesela ceberut devlet 90’larda Kürt köylerini boşaltıp akıl almaz hukuksuzluklara kalkıştığında, tepki verme çağrısını Türk halkına da yinelemiştim. Elbette ki bunu, Türkleri dönemin devletinin suçlarından mesul tuttuğum ya da onları hedef göstermek istediğim için değil, bir arada yaşayan halklara barışın yüklediği sorumluğu hatırlatmak için yapmıştım. Keza 100 yıl önceki Ermeni meselesinde de tavrım aynıydı. Bu iki olayda beni ırkçılara ilham kaynağı yapmayan duyarlılığım niçin konu İsrail meselesi olunca nitelik değiştiriyor, kavrayabilmiş değilim.
Peki, Koplow ve onun Türkiyeli versiyonları, sergilenen ilkel antisemitizm örneklerini bırakıp niçin İsrail terörüyle mücadele eden enternasyonalistlerle uğraşıyorlar? Bunun tek bir nedeni var. Dertleri İsrail yönetiminin soykırım suçunu örtmek. Faşizan antisemitist eylemlerin Siyonizm’e meşruiyet kazandırdığını bildikleri için de bu tuzağa düşmeden İsrail eleştirisi yapanları etkisizleştirmeye, yıpratmaya çalışıyorlar.
Evet, üzgünüm ama yanlış kişilerle uğraşıyorlar. Eğer dertleri gerçekten de bizler gibi barışsa, kendilerine aradıkları adresleri bulmaları için seve seve mihmandarlık yapabilirim.
Örneğin Türkiye hükümeti hakkında içte “İsrail’in en sıkı ticari-askerî müttefiki” dışta ise “antisemitist” propagandası yapan, twitleri ikiye katlayanlara baksınlar. Tayyip Erdoğan’ın 2005 yılında, 2. Dünya Savaşında Yahudilere yardım eden Türkiyeli diplomatlar adına aldığı bir nişanı ve yine 2004’teki sinagog saldırılarındaki terör karşıtı tutumu nedeniyle kendisine verilen ödülü İsrail’e iade etmesi için kampanya yapanlarda aradıkları antisemitizmi bolca bulabilirler.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019