Murat BELGE

Murat BELGE
Murat BELGE
Tüm Yazıları
Çıkış yolu
8.12.2025
12
Bahçeli’nin coşkulu “taraftarlığı” ile Erdoğan’ın soğuk tavrı herkesin dikkatini çekiyor, Tayyip Erdoğan’da herhangi birine “armağan” vermeye hazırlanan biri havası yok. Bugünkü CHP ise demokrasi konusunda geçmişten bir hayli ders çıkardığını gösteriyor ve demokrasi mücadelesinin militanca neferi olmaya aday

Kürt sorununun bugün geldiği noktaya bakınca insan “Neler oluyor?” diye bir düşünceye varmadan edemiyor. Yani dünkü Devlet Bahçeli ile bugün gördüğümüz Devlet Bahçeli arasındaki mesafeyi kastediyorum. Hep bildiğimiz şey ama gene de söyleyeyim: Kürtlerle ve Abdullah Öcalan’la onları hoşnut edecek bir çerçevede konuşuyor, görüşüyor olmanın önündeki en büyük engel Devlet Bahçeli idi. Ama “bugün” derken geldiğimiz yere getiren de Devlet Bahçeli oldu.

“Hangi dağda kurt öldü?” diye sormak sanırım yersiz kaçmaz. Herhalde bir kurda bir şey oldu ki oradan buraya geldik. İyi Parti’ye, Özdağ’ın partisine bakınca, halkın, onların kurtlarında bir değişiklik olmadığını görüyoruz. Ama Bahçeli ciddi bir dönüşüm geçirmiş gibi görünüyor.

Ne olmuş olabilir? Yanılıyor olabilirim elbette ama ben bu dönüşümü özellikle hükümetin ekonomik performansına halkın, toplumun gösterdiği tepkiden ileri geldiğini düşünüyorum. “Ekonomist” Tayyip Erdoğan’ın parlak ekonomi yönetimi halkın, toplumun iflahını kesti.

Müslümanlık filan iyi hoş, ama Müslüman Müslüman’a böyle bir ekonomi armağan etmemeli. Sanırım bu şekilde elden kayan “prestij”i bir yerden yeniden toparlamak için Bahçeli topluma önemli bir armağan sunmaya karar verdi. Gene tahmin ediyorum ki şimdi “Terörsüz Türkiye” deyimiyle anılan anılan bu yeni durumun mümkün olduğu yolunda Öcalan’dan gelen mesajlar da vardı. Bahçeli cesur bir karar verdi ve kararını deklare etti. Şimdi “gemiler”i yakmaktan söz ediyor.

İktidar Bloku, ağırlıkla, malum iki parti arasındaki ittifaka dayanıyor. Buna muhalif bir yerde duranlar, başından beri, böyle bir ittifakın çok uzun ömürlü olacağına inanmadılar, sürekli çatlamasını beklediler. Ama bekledikleri olmadı. Kürt sorunu karşısında bu yeni tavrı almayı konuşup tartışmadan topluma ilan etmeleri imkansızdı. Ancak, aralarında vardıkları anlaşma dışarıdan bakan gözlemciye yeterince olgunlaşmış gibi görünmüyor, çünkü iki önderin duruşları birbirine benzemiyor (şüphesiz bu da anlaşmanın parçası olabilir). Bahçeli’nin coşkulu “taraftarlığı” ile Erdoğan’ın soğuk tavrı herkesin dikkatini çekiyor, Tayyip Erdoğan’da herhangi birine “armağan” vermeye hazırlanan biri havası yok.

“Armağan vermek”ten çok yumruk atmaya hazırlanan bir kişiyi andırıyor bence. 

İktidar Bloku’nun bu farklı duruşuna karşılık “ortak” ne var diye bakınca bir şey var: “Terörsüz” filan tamam, ama “demokrasi”ye bir gönderme görmüyoruz. İki halk aralarındaki anlaşmazlığı ortadan kaldırıp bir arada olmaya ve bir arada yaşamayı bir “nimet” haline getirmeye hazırlık yapıyor; ancak ne hikmetse, bu duruma gelmek için (yıllar süren silahı çatışmadan sonra) nasıl bir demokrasi düzeni kurmaktan söz etmeye gerek duymuyorlar.

Bu ittifakın iki partisi arasında ortak olan bir başka konu da ülkede ne olursa olsun, bundan CHP’ye bir “hisse” çıkması gereği. Dolayısıyla bu konuda da CHP için düşündükleri birtakım “iyilikler” olmalı ve bunlar Kürt sorununa getirilecek “iyileştirmeler”den daha önemli görünmeli.

Kürtlerin varlığının bir sorun haline gelmesi sürecinde CHP’nin de geçmişte epey payı oldu. Ama bugünkü CHP bunlardan sorumlu değil. Bugünkü CHP demokrasi konusunda geçmişten bir hayli ders çıkardığını gösteriyor ve demokrasi mücadelesinin militanca neferi olmaya aday. Bunları, aynı mücadelenin zorunlu parçası Kürt muhalefeti için söylüyorum.

Muhalefet cephesini gözümüz gibi sakınmamız gerekiyor.  

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar