Roni MARGULIES
Ali Babacan, “Devrim kanunlarını yeniden gözden geçirmemiz lazım. Cemaat, tarikatlar yapılanabilmeli. Örgütlenebilme bir insan hakkıdır” demiş. (Ben buna tamamen katılıyorum). Bir internet sitesi “Babacan, Cumhuriyet’in kuruluş esaslarını hedef almaya devam ediyor” şeklinde tepki vermiş. Ve Altılı Masa’yla ilgili (benim hiç katılmadığım) büyük umutlar besleyen Yıldıray Oğur öfkesini çok açık eden bir ses tonuyla şöyle bir tweet atmış: “Seküler milliyetçilik Türkiye’de en fazla insanı dışarıda bırakan, serinkanlı müzakereye taş koyan, en gerici fikri akım…”
“Seküler milliyetçilik” ifadesi ilgimi çekti.
Oğur’un aklında ne vardı, bilemem, ama Türk milliyetçiliğini seküler ve dindar kanatlara ayırmak, iki kanadın arasına fazla kalın bir çizgi çekmemek kaydıyla bana anlamlı geldi. Azgın Kemalist milliyetçilik ile dindarların milliyetçiliği her zaman önemli ortaklıklar sergilemekle beraber, iki kanadın çekişmesinin Türkiye’nin son otuz yıllık tarihine damga vurduğu da açık.
Ama kanımca “seküler milliyetçilik” ifadesinin asıl yararlı yanı, miliyetçiliğin iki tür olduğunu belirtmekten ziyade, her iki kanadın da milliyetçi olduğunu vurgulaması.
Türk siyaset sahnesinde dindar/muhafazakâr kesim ile faşist hareket arasındaki geçirgenlik eskiden beri ilgimi çekmiştir. Türk Müslümanlarının ümmetten veya dünya Müslümanlarından ziyade Müslüman Türklere ilgi ve sevgi duyması garip karşılanması gereken ama hiç garip karşılanmayan bir şey olmuştur hep.
AKP iktidarının ilk yıllarında, hayal meyal hatırlarsınız, memleketin bütün orta sınıf mahallelerinde pencerelerden Atatürklü Türk bayrakları sarkıyordu, bütün orta sınıf ceketlerin yakalarına Atatürk rozetleri takılmıştı. Bayrak ve Atatürk, “Ben şeriata karşıyım, ümmete karşıyım, yerli ve millî cumhuriyetten yanayım” anlamına geliyordu. Bilmiyordu ki bu “seküler milliyetçiler,” itiraz ettikleri, direnmeye çalıştıkları büyük kalabalık ne şeriatçıydı, ne de yerli ve millîliğe karşıydı, ne Cumhuriyet’le sorunu vardı, ne de İslam cumhuriyeti peşindeydi.
Karar gazetesi yazarı İbrahim Kiras, “AK Parti’nin Atatürkçülüğü” başlıklı bir yazısında şöyle der: “Dindar/muhafazakâr kesimlerin genelinde Cumhuriyet’in kuruluş yıllarındaki devlet düzenini laikleştirme politikalarına karşı duyulan hoşnutsuzluk sürüyor olsa da, aslında ‘anti-Atatürk’damar sanıldığı kadar güçlü değildir. (Hatta çoğu zaman bu türden olumsuzlukları millî mücadelenin önderine konduramadığı için faturayı İnönü’ye kesmeyi tercih eder muhafazakâr kesim.)”
“Seküler milliyetçi” Türk Silahlı Kuvvetleri Altılı Masa’dan çok daha önemli bir masaya oturup Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarını devirmekten vazgeçtiğinde (belki de “şimdilik vazgeçtiğinde” demek gerekir), karşılıklı ödünler verilip anlaşmaya varıldığında, Atatürklü Türk bayraklarının sayısı da azaldı, Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin sanki Türk Silahlı Kuvvetleri’ni pek de sevmiyormuş gibi davranması da son buldu.
AKP zaten (laikliğin en azgın uygulamaları dışında) hiçbir zaman Türkiye devletinin resmî ideolojisine düşman bir parti değildi. Sadece laiklik politikalarının aşırılığı ve dışlayıcılığı onları rahatsız ediyordu. Bu dışlayıcılık (dindarların siyasal hayattan ve kamusal alandan dışlanması ve, daha önemlisi, Müslüman sermayenin büyüme olanaklarından dışlanması) törpülendikten sonra, AKP’nin ve onu destekleyen muhafazakâr tabanın Kemalist devletle bir kavgası kalmadı. Genelkurmay bu hükümeti ilk yıllarında devirmeye kalkışmasaydı zaten iki taraf da baştan hiç sorun yaşamayacaktı. Ve artık yaşamıyorlar. Devrilmeyeceklerine akılları yattıktan sonra, Erdoğan ve AKP “normal” hâllerine, fabrika ayarına döndü. Normal olan 2002-2012 değildi; normal olan bugünkü AKP.
Ve artık seküler milliyetçilik ile dindar milliyetçilik arasındaki fark hemen hemen yok oldu. Sekülerlikle dindarlık arka plana düştü, milliyetçilik azgın bir canavar olarak en önde duruyor, ırkçılık, göçmen düşmanlığı, yabancı düşmanlığı gibi yakın dostlarıyla birlikte.
Uzun zamandır Kemalizm’le dalga geçen, eleştiren yazılar yazamıyorum. Yazsam, “AKP dururken niye Kemalistlerle uğraşıyorsun?” denecekti, bir ölçüde haklı olarak.
“Bir ölçüde” diyorum, çünkü ben hep Kemalizm’in/milliyetçiliğin bu memleketin temel sorunu olduğunu düşündüm. AKP’nin en berbat, en otoriter, en habis uygulamaları bile bu düşüncemi değiştirmedi. AKP’den kurtulmak için CHP’ye, Kemalizm’e, “seküler milliyetçilere” bel bağlamayı her zaman yanlış buldum, şimdi de yanlış buluyorum.
Ve şimdi, Genelkurmay’ın, millîliğin ve Kemalizm’in bayrağını AKP de en az CHP kadar salladığına göre, Kemalizm’le ve Kemalistlerle yine dalga geçmeye başlayabilirim, değil mi?
Yazarlar
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023