Roni MARGULIES
Bugün birçok Müslüman ülkesinde kıyamet kopması bekleniyor.
Fransa, 20 kadar ülkede elçiliklerini ve okullarını kapattı.
Pakistan’da Batı ülkelerinin elçiliklerini korumak için asker görevlendirildi, 15 şehirde göstericilerin işini zorlaştırmak için cep telefonları çalışmaz hâle getirildi. Hükümet tarafından bugün “Peygambere sevgi günü” ilan edildi. “Sevgi” gününde şiddet olmayacağı umudu gerçekleşir mi, yoksa daha da mı büyük bir öfke patlaması olur, henüz bilinmiyor.
Endonezya’nın başkenti Cakarta’da Amerika ve Fransa büyükelçilikleri kapalı; Afganistan’da tüm diplomatik binalar kilitli.
Pakistan’daki Amerikan elçiliği bu hafta televizyonlara reklam vererek Amerikan hükümetinin Muhammed’le dalga geçen filmle hiç alakası olmadığını duyurdu.
Tunus’ta hükümet bugün yapılması planlanan tüm gösterileri yasakladı. Yasağın bir işe yarayıp yaramadığını göreceğiz. Ama ben hiç zannetmiyorum.
Yarın yine şu soru soruluyor olacak:
“Müslümanlar niye böyle? ”
Ahmet Altan’ın geçen hafta sorduğu gibi, “Neden her kışkırtıcı filmin veya karikatürün cevabını ancak ‘cinayetle’ verebileceğine inanan bir öfke ve ezilmişlik kompleksi var? ”
Üstelik bu soruyu sadece Batılılar ve Müslüman olmayanlar değil, birçok inançlı Müslüman da soruyor olacak.
Batı’da masum ve iyi niyetli insanlar bu soruyu sorarken, pek de masum ve iyi niyetli olmayanlar da “cevabını” verecek: “Tüm Müslümanlar böyledir işte, şiddete düşkündürler, kana susamıştırlar, demokrasiden ve fikir özgürlüğünden anlamazlar. Biz Amerikalı ve Avrupalılar uygarlığı simgeleriz, Müslümanlarsa Ortaçağ karanlığını.”
İyi niyetli ve liberal Batılılar, Müslümanlara hakaret etmenin yanlış olduğunu, ama fikir ve ifade özgürlüklerinin kutsallığını anlatacak. Nasrettin Hoca gibi, “Sen de haklısın, sen de haklısın” deyip üzüntü duyacaklar.
“Ne özgürlüğü yahu? Irkçılık ve nefret kusmak, Batı ülkelerinde yaşayan Müslümanları hedef göstermek ne özgürlüğü oluyormuş? Böyle özgürlük mü olur? ” diyenler de olacak.
Ama onların sesi pek duyulmayacak.
Çünkü Amerika’nın Irak ve Afganistan’a saldırdığı günden beri önce Amerika, sonra da Avrupa’da yükseltilen İslam düşmanlığı ortamında bu sesin duyulması kolay değil.
Ve bütün bunların arka planının tartışılması, anlamsız bir din tartışması olmaktan çıkarılıp gerçek temellerine indirilmesi de kolay değil.
Bu olaylar patlak verdiğinde iki İngiliz’in yazdığı bir kitap okuyordum:Amerikan Rüyası Amerikan Kâbusu.
Şöyle diyorlar:
“Amerikan Rüyası, Amerikan yaşamının merkezinde duran bir algıyla başlar. Bu algı, Amerika’nın farklı olduğu önermesidir. Yaygın kabul gören, adeta bilincinde bile olmadan yapılan bu varsayımdan çıkan sonuç, Amerika’nın, dünyanın geri kalanına uygulanan standartlar uyarınca yargılanamayacağı/ değerlendirilemeyeceğidir. Amerika istisnaîdir..
Amerikan Kâbusu, Amerika’nın kendi rüyasının sınırlarını geri kalan herkesin gerçeğine dayatma gücüne sahip olmasından kaynaklanır. Amerikan Rüyası’nın peşinde koşmak, giderek, kendini insancıl kaygılar ve ulvî insanlık ülkülerine bağlılık olarak tarif eden bir duyarsızlık/ merhametsizlik anlamına geliyor. Bunun gerçek sonuçları ölüm, acı, zenginle yoksul arasında giderek büyüyen bir uçurum, insanlığın geleceğinin heba edilmesi...”
Amerikan Kâbusu ve emperyalizm dünya yoksullarının çoğunluğu için biraz soyut kavramlar.
Amerikan bombalarının altında yaşayan ve ölen Irak, Afganistan, Filistin, Libya halkları için hiç soyut değil.
Amerikan destekli diktatörlerin çizmesi altında onyıllarca ezilen diğer Ortadoğu halkları için hiç soyut değil.
Bunu anlamadan, geçtiğimiz günlerin öfke patlamasını anlamak mümkün değil.
[email protected]
Yazarlar
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023