Roni MARGULIES
Çok eski bir dostum memleketin önde gelen finans kurumlarından birinin başkan yardımcısı. Adına Ayşe diyelim. Mülkiye mezunu. Üniversiteyi 1970’lerin başlarında okuyan hemen herkes gibi örgüt üyesi olmuş, hemen herkes gibi cezaevine girmiş çıkmış. Belki biraz daha mülayim bir şekilde de olsa, bugün de o günkü dünya görüşünü savunuyor.
Babası albay, annesi evkadını.
Tam 33 yıldır yakın arkadaşız. Ama bana daha yeni anlattı.
Ayşe ortaokuldayken, 1960’ların başlarında, babası albaylığa terfi etmiş, Erzincan’da alay komutanlığına atanmış.
Evde bir sevinç rüzgârı esecek, esemiyor.
Aile toplanmış; anne, baba, iki çocuk. “Ne yapacağız?”
Albay yutkunmuş, “İstanbul’da senin başörtülü olman sorun değil, büyük şehir, kimse farkında bile değil,” demiş eşine, “ama Erzincan’da öyle olmaz. Sorun çıkar. İstersen bu atamayı kabul etmeyebilirim. Ne yapacağımıza hep birlikte karar verelim.”
“Olmaz,” demiş anne, “yıllardır emek verdiğin meslekte benim yüzümden geri düşmeni kendime yediremem. Orada olduğumuz sürece açarım başımı, dönüşümüzde örterim yine. N’apalım.”
Çaresi yok, ya adama haksızlık olacak ya kadına. Ama ille de birine olacak.
Uzun ve acılı konuşmalardan sonra, kadının dediği olmuş. Gitmişler Erzincan’a. Dört yıllığına.
O kadının çektiği acıyı, eşine acı çektirdiği için o kocanın yaşadığı vicdan azabını, anne ve babalarının duygularına ortak olan o iki çocuğun ezikliğini kimsenin ruhu bile duymamıştır.
Bu memlekette bunun gibi binlerce, on binlerce kişisel trajedi yaşandığını düne kadar bilmiyordum. Artık biliyorum.
Bilince de, aşağıdaki haberi ancak yumruklarımı ve dişlerimi sıkarak okuyabiliyorum:
“İzmir’de Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na (YGS) kız adaylardan Ş.A.’nın türbanıyla alınmasını protesto eden erkek aday Y.K., üzerindeki giysileri çıkartıp vücudunun üst bölümü çıplak kalacak şekilde sınava girmek istedi.
Salondan çıkartılan ve sınav bitene kadar güvenlik noktasında bekletilen Y.K. gözaltına alınırken, hakkında ‘Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma ile hakaret’ suçlarından işlem yapıldı.
Sınıfa giren 23 yaşındaki Y.K., sınıfta türbanıyla sınava giren Ş.A.’nın bulunduğunu söyleyerek itiraz etti. Görevlilerden, sınava türbanla girilebileceği, ancak bunun için tutanak tutulduğu karşılığını alan Y.K., tepki göstererek giysilerini çıkarttı.
Y.K. gözaltına alınarak Polis Merkezi’ne götürüldü. Y.K. de görevlilerden şikâyetçi oldu. İfadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.
Ege Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü ikinci sınıfa devam ettiği sırada okulunu yarım bırakıp tekrar sınava giren Y.K, “Türbanlı bayana müdahale edilmemesi üzerine görevlilere başvurdum. Onlar bu durumunun normal olduğu karşılığını verince, kendime göre tepkimi dile getirdim. Olayın kadın erkek ayrımcılığı olduğuna inanıyorum” dedi.
Y.K, yaşadıklarını internet üzerinden de paylaştı, olayın tutanağını yayınladı.”
Vay hıyar ağası, vay! Vay düşüncesiz, Kemalist kazma, vay!
Kadın erkek ayrımcılığıymış! Eşitlikçiliğini yesinler senin!
Kadın hakkında zaten tutanak tutulmuş. Zaten o şekilde tacize uğramış, düzinelerce öğrenci arasında ayrı bir muamele görmüş, tedirgin edilmiş.
Üstüne bir de çirkin bir dangalak soyunuyor, olay çıkartıyor, kadına işaret ediyor.
O kadının sınava girme, soruları cevaplama hali kalır mı?
O kadın başarısız olur ve bütün hayatının akışı değişirse, o dangalak bunun sorumluluğunu üstlenir mi? Farkında bile olur mu?
Ve 23 yaşında bir herifi bu kadar düşüncesiz, duyarsız, ezberci bir robot haline getirenler yarım saniye için olsun pişman olur mu?
Sanmıyorum.
Ve onları pişman etmeyi kendime iş ediniyorum.
‘Üniversitede Özgürlük İstiyoruz’ kampanyası (www.universitedeozgurlukistiyoruz.org) bir bildiri yayınlamış:
“Biz üniversitelerde özgürlük istiyoruz!
Onlar ise yönetmelikleriyle, yasaklarıyla, soruşturmalarıyla, şiddetleriyle “düzen”lerini koruyor.
Biz başörtüsüne özgürlük istiyoruz!
Onlar hukuken var olmayan bir yasakla başörtülü öğrencileri öğrenim hakkından mahrum bırakıyor.
Biz anadilde eğitim istiyoruz!
Düşündüğü dilde öğrenim görmek isteyen milyonlarca gencin talebine karşı Başbakan ‘Benden anadilde eğitim beklemeyin’ diyor.
Bugün 18:00'de Taksim Tramvay Durağı’ndan Tünel’e yürüyoruz!”
Ben de.
[email protected]
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023