Roni MARGULIES
Yüz kişiyi sokakta durdurup sorsak. “Sizce bütün Yahudiler zengin midir?” desek. “Bütün Yahudiler ticaret yapar, değil mi?” desek.
Sizi temin ederim, 96 kişi “Elbette!” der.
Niye?
Belçikalı Marksist Abram Leon, 1944’te Nazilerin bir toplama kampında öldürülmeden önce yazdığıThe Jewish Question A Marxist Interpretation (Yahudi Sorunu Marksist Bir Yorum) kitabında Yahudilerin niye “paradan anladığını”, niye “tefeci, simsar, tüccar” olduklarını anlatır. Pek çok Yahudi’nin niye para ile ilgili alanlarda iş tuttuğunu inceler.
Bunun nedenlerinin ırksal değil, tarihsel ve sosyoekonomik olduğunu açıklar.
Şöyle açıklar.
Avrupa’da yüzyıllar boyunca ekonominin ana alanlarından “yasal” olarak dışlanan, toprak sahibi olması, tarımda çalışması yasaklanan Yahudiler üretim alanından dolaşım alanına “sürülmüştür”. Ulusal iktisadî süreçlere dâhil olmalarına izin verilmediği için, ulusal ekonomiler arasındaki “çatlaklara”, yani uluslararası ticarete mahkûm edilmişlerdir.
Günlük yaşamın ekonomisinde insanlara en önemli gelen şey paradır. Oysa, gerçekte önemli olan üretimdir. Para, üretimle tüketim arasındaki “arabirim”dir, üretilen malların dolaşımını kolaylaştıran ikincil bir unsurdur. Para bir anda ortadan kalksa, üretim sürdüğü müddetçe, hiçbir şey olmaz, tüm ihtiyaçlar karşılanmaya devam eder. Ama üretim durursa, yaşam durur.
Yahudiler bu anlamda gerçek ekonominin dışına “sürülmüş”tür.
Yani parayla, ticaretle uğraşmaları talihli veya zengin olmalarından değil, ırksal özelliklerden hiç değil. Hıristiyan toplum tarafından dışlanmış, itilmiş olmalarından.
“Tefeci Yahudi” tiplemesinin maddî temeli budur.
Yahudilerin büyük çoğunluğu 19. yüzyılda Doğu Avrupa’da, Rus ve Avusturya-Macaristan İmparatorluklarının topraklarında yaşamaktadır. Ve bu Yahudilerin büyük çoğunluğu da yoksul köylerde yaşar, yolculuk etmeleri, şehirlere gitmeleri yasaktır, zaman zaman köyleri basılır, katliamlar olur.
Bu yoksul nüfusun tefecilikle, parayla ilişkisiz olması; muslukçu ve marangoz, camcı ve haham, ev kadını ve dilenci olması “Tefeci Yahudi” tiplemesini etkilemez.
Çeşitli ülkelerde, çeşitli tarihsel kesitlerde, basılan köyün nüfusunun zaten o köyden veya bölgeden dışarı bile çıkmasının yasak olması, tefecilik yapmak bir yana, karınlarını doyurmak için bile para bulamayan bu insanların, para bulsalar bile borç verecek Hıristiyan bulamayacak olmaları da tiplemeyi etkilemez.
Yine aynı dönemlerde, parası olan Yahudi hiç mi yoktur?
Vardır elbet.
Ama parasını tarım veya sanayi alanlarına yatırmasına izin verilmeyen zengin Yahudiler parayı ancak para olarak kullanmak, yani ya bankerlik/tefecilik ya da ticaret yapmak zorunda kalmıştır.
Yahudilerin krallarla soylulara bankerlik, yoksullara da tefecilik yapmak zorunda kalması Yahudi düşmanlığının gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Yoksulların tefeciler hakkında ne düşüneceği açık. Tefecilerin çoğunun Yahudi olması karşısında Yahudiler hakkında ne düşünecekleri, ne tür genel sonuçlar çıkaracakları da belli.
Dahası, Yahudi bankerlere borcu biriken, ödemekte güçlük çekmeye başlayan bir prens, soylu veya yerel polis şefinin Yahudilerden kurtulursa borcundan da kurtulacağına uyanmasının uzun sürmeyeceği ve ikisinden de kurtulmak için neler yapabileceği de açık.
Ve işte sihirli formül böylece çıkar ortaya: Bütün Yahudiler tefeci-tüccardır, herkesin kanını emerler, görüldükleri yerlerde öldürülmeleri, köylerinin basılması caizdir.
Bu formülü zaman içinde daha uçuk, daha afakî unsurlarla süslemek, dinsel farklılıklardan yola çıkarak bezemek kolaydır artık: Yahudiler ayinlerinde Hıristiyan bebek kanı içer, zaten İsa’yı da çarmıha gerenler onlardır, ve saire, ve saire.
Bu tür formüllerin, örneğin siyahların akılsız ama iyi sporcu oldukları, Yakın Doğuluların tembel ve yalancı olduğu formüllerinin temel özelliğidir zaten bu: Bir kez yerleştikten, yaygınlık kazandıktan sonra, gerçeklik karşısında bağışıklık kazanırlar, hiçbir bilimsel veri, mantıksızlıklarının hiçbir kanıtı dal budak salmalarını, kafaların bir köşesinde varlıklarını sürdürmelerini engelleyemez.
Oysa, bütün Lazlar müteahhit, bütün İskoçlar cimri, bütün Müslümanlar bombacı olmadığı gibi, bütün Yahudiler de zengin değildir.
Yazarlar
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023