Roni MARGULIES
Genellikle sevgi ve huzurun hüküm sürdüğü memleketimiz pazartesi günü hareketli saatler yaşadı.
Türk milleti ellerinde bayraklar, sopalar ve taşlarla direnişe geçti.
Bütünü değilse de, en azından bilinçli, uyanık, vatanperver kesimi hareketlendi.
Durum vahimdi; hareketlenilmeyecek gibi değildi.
Bir gazetenin belirttiği gibi, “Türkiye’yi Türkiye yapan değerler ayaklar altında” idi.
“Ne hâle geldik!” diye manşetten gözyaşı dökmekte haklıydı gazete.
“Bayrağımızdan niye bu kadar utanıyorsunuz?” diye sitem etmekte haklıydı.
Yürek mi dayanır?
Bir yanda “Türk bayrağı açana gaz, su, dayak”. Öte yanda “Apo posteri açana hoşgörü, alkış”.
Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. Ve istikbal göklerdedir. Doğru, ama müdafaa henüz göklere ve vatan sathının bütününe yayılmış değil, Silivri ve Sinop’ta yoğunlaşmış durumda.
“Ne barışı be”
Silivri’de 25 CHP milletvekilinin de katılımıyla bir kahramanlık destanı yazılmış. Milletvekillerinden biri polis barikatının üzerinden genç bir kısrak gibi atlarken düşüp yaralanmış. Tam düşerken, kalbine doğru gelen düşman kurşunu sol üst cebinde taşıdığı Nutuk cildine saplanmış ve Mahmut Tanal mutlak bir ölümden kurtulmuş.
İkinci Kurtuluş Savaşı’mızın aynı gün gerçekleşen ikinci muharebesinde kahraman Sinop halkı Yunan polisinin biber gazını “Vız gelir kalleş gazınız bize!” diye bağıra bağıra solumuş, ama kesin zafere ulaşamamış. Vatan savunucuları Öğretmen Evi’ne sığınmış olan düşman güçlerini püskürtmeyi becerememiş.
Sinop’taki başarısızlık belli ki Kuvayı Milliye güçlerinin önemli bir kısmının Silivri’de Şeriatçı Avrupa Birliği’nin (ŞAB) elinde esir olmasından kaynaklanıyor.
Seferberlik Tetkik Kurulu’nun, Özel Harp Dairesi’nin, Ergenekon’un kahraman subaylarının bir kısmı cezaevinde olmasa, kuşkusuz Sinop’taki direnişçileri daha iyi örgütleyebilirler, bir iki bombanın patlamasını, biraz kan akmasını sağlayabilirlerdi. Ve böylece yüce Türk ulusunun ne idüğü belirsiz Kürt milliyetine teslim olmasını engelleyebilir, “barış” kisvesi altında vatanı satmaya çalışanlara hadlerini bildirirlerdi.
“Barış” da neymiş?
Türk milleti Mu kıtasından Orta Asya’ya ve oradan da tüm dünyaya yayılırken barışa barışa mı yayıldı?
Hayır! Bin kere hayır!
Savaşçı bir ulus, her ferdi asker doğan bir ulus barış teraneleriyle uyutulamaz.
Silivri’de CHP, Sinop’ta MHP ve her yerde ADD bu gerçeğin bilincinde olarak direniyor, direnecek.
Hükümet de Sinop’taki millî kahramanları engellemeyerek direnişe katkıda bulundu, sağolsunlar.
Türkiye kimlerindir?
Pazartesi günkü şahlanmanın verdiği coşku daha dinmemişken, gazetelerin birinde biraz moral bozan bir haber çıktı.
Kadir Has Üniversitesi’nin yaptığı “Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması”na göre, katılımcıların yüzde 54,8’i kendini “Türk” olarak tanımlamış.
Ne güzel!
Ama bir düşünün, demek ki 26 ilde 1000 kişinin katıldığı araştırmada “Kendinizi etnik olarak nasıl tanımlarsanız” sorusuna yüzde 45.2 “Türk” dışında başka bir cevap vermiş.
“Yalan!” diyeceksiniz. “Bunu yazan gazete Türk olamaz!” diyeceksiniz.
Ama baş sayfanın tepesinde “Türkiye Türklerindir” yazıyor. Bölücü bir gazete değil yani.
Eyvah ki eyvah!
Etnik Türkler birkaç gece yorgun düşse, az çiftleşse, azınlığa düşecekler! Türkiye kimlerindir, bilemeyeceğiz.
Bir de kamuoyu araştırması yayımlandı. Anlaşıldığı kadarıyla, yüzde 69,5 barış sürecini destekliyormuş.
Silivri ve Sinop kahramanları ellerini çabuk tutmazsa, barış sürecini bir an önce engellemezlerse, durum kötü. Türkiye’yi Türkiye yapan değerler ayaklar altına alınmak üzere.
Yazarlar
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023