Roni MARGULIES
Avrupa’da hemen her direnişte Tahrir Meydanı’nın adı geçiyor.
İspanyol gençler başta Barselona olmak üzere bir dizi şehirde meydanları işgal ederek işsizliği ve hükümeti protesto ettiklerinde, meydana “Tahrir Meydanı” adını veriyor.
Ve buna karşılık, Tahrir Meydanı’nda bir pankart beliriyor. Dünya anlasın diye İngilizce yazılmış: “From Tahrir to Puerta del Sol - Democracy for All”: “Tahrir’den Puerta del Sol’a - Herkes için Demokrasi”.
Yıllardır İslam düşmanlığıyla kasıp kavrulan Amerika’da bile, Wisconsin kamu çalışanları greve çıktıklarında Mısırlı işçilere dayanışma mesajı gönderiyor. Mısırlılar Müslüman’mış, değilmiş, umurlarında olmuyor. “Tahrir” pankartları taşıyorlar.
Ve buna karşılık, Mısırlı sendikacılar Arapça bir video çekip Wisconsin grevcilerine gönderiyor.
Türkiye, Mısır’a iki adımlık mesafede. Hem coğrafî hem kültürel açıdan Kahire’ye Barselonalı gençlerden ve Wisconsinli işçilerden çok daha yakın.
Suriye ise hemen sınırın ötesi.
Sanılabilirdi ki, Kahire ve Şam’da olanlar Wisconsin’den ziyade İstanbul’u etkileyecek, burada yankı bulacak, burada heyecan ve dayanışma duyguları yaratacak.
Ne gezer!
“Sol” niye heyecanlanmıyor? Devrim yapanlar, otuz yıllık diktatörleri devirenler Müslüman olduğu için, Arap olduğu için. Ve bizde “sol” diye bilinenlerin çoğunluğu Kemalist olduğu için, Türk milliyetçisi olduğu için.
Dindar kesim niye heyecanlanmıyor?
Kısmen, “Hükümetimiz zaten gerekeni yapıyor, Başbakan’ımız zaten gerekli kişilere gerekli fırçayı çekiyor” diye düşündükleri için olsa gerek.
Kısmen de, birçok konuda olduğu gibi bu konuda da geleneksel muhafazakârlıklarını aşamadıkları için. Devlete karşı ayaklanmayı belki de bir türlü doğru bulmayı beceremedikleri için.
Hâl böyleyken, “sınırlara dayanıp Suriyeli gençlerle dayanışmak, mazlum halka moral vermek ve dosta düşmana İslam coğrafyasının bölünmez bir bütün olduğu mesajını vermek” amacıyla İstanbul’dan Hatay’a gidecek olan ’16 Temmuz Gençlik Hareketi’nin girişimini heyecanla karşıladım.
“Suriye’de yaşanan vahşet, hiçbir ahlakî ve hukukî sınır tanımayan bir diktatörlüğün eceline doğru adımları hızlandırıyor.Bu vahşete sessiz kalamazdık. Her şeyden önce insan ve Müslüman olarak...”
Ben de katılmak isterdim. Katılamayacağım.
Önce, Müslüman değilim. Sonra, hem “İslam coğrafyasının bölünmez bir bütün olduğu” konusunda kuşkum var, hem de zaten böyle bir mesaj vermek beni pek ilgilendirmiyor.
Olsun. Sessiz kalmamak için atılan her adımı doğru buluyor, destekliyorum. 16 temmuzda Hatay’a gidenlerin kalben yanında olacağım.
Ama başka gidemeyenler de olmasına ramak kaldı.
Hareket, bu meşakkatli ve tehlikeli Hatay organizasyonuna “bayan gönüllülerin ulaşım, barınma/çadır ve güvenlikleri açısından ancak aileleriyle, eşleri ya da kardeş, amca, dayı gibi yakın akrabalarıyla katılabileceklerini” beyan etti.
Meşakkat çekmekte ve tehlike göğüslemekte kadınların erkeklerden geri olduğunu düşünenler belli ki Tahrir Meydanı’nın veya Şam sokaklarının bir fotoğrafını bile görmemiş. En önde yürüyen kadınları farkedememiş.
“Bu hassas konuda bayan kardeşlerimizin bizleri anlayacağını umut ediyoruz” dediler.
Bayanlar anlamadı elbet.
Bir grup, hemen ‘Suriyeli Mültecilerle Sınırsız Dayanışma’ adı altında biraraya gelip Hatay’a gitmek için örgütlendi:
“Sınırların zorba yönetimlere karşı mücadele veren halkları engelleyemeyeceğini düşünen vicdan sahipleri olarak, Suriyeli kardeşlerimizle dayanışmak için, zulme çomak sokmak ve mazluma omuz vermek için 16 temmuzda Hatay’da olacağız.” ([email protected]).
Her iki gruba da başarılar dilerim. Ama kalbim ikincisinden yana.
Yazarlar
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023