Roni MARGULIES
Biz burada paralel yapılarla, yamuk şekillerle, eşkenar üçgenlerle, adamın diktatör olup olmamasıyla filan uğraşırken Avrupa'nın çivisi çıktı.
Avrupa'yla hiç ilgilenmiyor değildik elbet. Arda Turan'ın Avrupa şampiyonu olup olmayacağı epey ilgimizi çekti. Futbol hakkında bilgisi olmayan okuyucularım için anlatayım. Futbol normal koşullarda on birer kişilik iki takımın yuvarlak bir top peşinde koşturduğu bir oyundur. Fakat bu takımlardan biri ünlü bir yabancı takımsa ve oyuncularından biri Türkse, o zaman o takım bir kişiden ibarettir. Geçen hafta Real Madrid ile Atletico Madrid, Avrupa Şampiyonluğu finalini oynadı. Real on bir kişi idi, Atletico ise sadece Arda Turan'dan ibaretti. Arda'nın "Teke tek gelsenize lan" demesine rağmen karşı taraf on bir kişi olunca, maalesef kaybettik.
Ve bu arada, pek ilgilenmedik ama, Avrupa'nın çivisi çıktı.
Avrupa Parlamentosu seçimleri yapıldı ve bir dizi ülkede faşist partiler, ırkçı, milliyetçi, yabancı düşmanı partiler çarpıcı başarılar kaydetti.
Biz zaten Avrupa'nın en büyük faşist partilerinden birine sahip olduğumuz için ve bizde ırkçılık, milliyetçilik ve yabancı düşmanlığı zaten olağan şeyler olduğu için, "Ne var ki bunda?" diyebiliriz. Dememek daha iyi olur.
Kriz ve işçiler
Avrupa 2007 yılından beri, tam yedi yıldır, derin bir ekonomik krizle boğuşuyor. Yüz küsur yıldır yaşanan ikinci en derin kriz.
"Kriz" deyince, bunu ekonomi biliminin teknik bir terimi olarak düşünmemek gerek. Milyonlarca insan işini ve evini kaybediyor, işyerinde kazanılmış haklarını kaybediyor, daha az ücret için daha uzun çalışmak zorunda kalıyor, sosyal haklar, işsizlik ödenekleri, sosyal yardımlar kaybediliyor, hastaneler, kütüphaneler, belediye tesisleri kapanıyor, yoksullar ve toplumun yardıma en çok muhtaç olan kesimleri tümüyle çaresiz bırakılıyor...
Kısacası, egemenler kendi çıkarlarını korumak, kâr oranlarını yükseltebilmek için emekçilerin hayatlarını cehenneme çeviriyor.
Egemenlerin bu saldırısı karşısında, Avrupa'nın her yanında emekçilerin, özellikle de örgütlü işçi sınıfının, sendikaların, direnmesi ve kendini koruması beklenir. Ve direniyorlar elbet.
Dahası, direniş ve mücadele sürecinde, giderek artan sayıda işçinin sadece krizin sonuçlarını değil, böylesi bir krizi yaratan, insan hayatını böylesine zehir eden bir sistemin bizzat kendisini sorgulaması beklenir. Kapitalizmin berbat bir düzen olduğunu, bundan kurtulmak gerektiğini anlatmanın daha kolay hâle gelmesi beklenir. Ve evet, bu beklenti de bir ölçüde gerçekleşiyor.
Sağ ve sol
Öte yandan, egemenler de sinek avlamıyor. Bangır bangır anlatıyorlar: işsizliğin nedeni patronun seni işten atması değil yabancı işçiler ve göçmenlerdir, evsizliğin nedeni devletin toplu konut inşa etmemesi değil yabancılardır, siyahlardır, Türklerdir...
Bu ırkçı iddialar emekçilerin arasına nifak sokar, örgütlü mücadeleyi böler, zayıflatır. Faşist partilerin ekmeğine yağ sürer.
Mücadelenin zayıf olduğu, direnişin başarılı olamadığı yerlerde, umutsuzluk ve çaresizlik yaygınlaşır, ırkçı ve faşist partiler güçlenir.
Örgütlü mücadelenin egemenlerin saldırısını püskürtebildiği, farklı bir alternatif sunabildiği yerlerde çaresizlik hissi engellenmiş olur, kriz için siyah ve Türk ve yoksul komşuyu suçlamanın anlamsızlığı ortaya çıkarılmış olur.
Kapitalizmin krizi otomatik olarak solun büyümesine yol açar diye bir şey yok.
Mücadele düzeyinin düşük olduğu, morallerin bozuk olduğu İngiltere, Fransa ve Danimarka'da seçimlerde ırkçı ve faşist partiler büyüdü. Mücadelenin yaygın ve keskin olduğu Yunanistan'da seçimleri radikal sol parti kazandı.
http://www.marksist.org/yazarlar/roni-margulies/14960-avrupada-ne-oluyor
Yazarlar
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023