Roni MARGULIES
Hükümet Şişe ve Cam grevini niye erteleyebiliyor?
Niye ertelediğini sormuyorum. Ertelemesinde şaşılacak bir şey yok. Grevlerden, işçi eylemlerinden her hükümet rahatsız olur. Muhafazakâr hükümetler özellikle rahatsız olur.
Her grev, o işyerinin patronu için tehlikelidir. Her grev, başka işyerlerine yayılma ihtimalini taşıdığı için bütün patronlar için bir tehdittir. Yayılan, genelleşen bir grev, hem patronların cebini vurur, hem ekonomik istikrarı sarsar, hem düzenin bütününü tehdit eder.
Bu nedenle, küçük ve önemsiz bir işyerinde bile olsa, hiçbir patron ve hiçbir hükümet hiçbir grevi hafife almaz.
Hükümetin Şişe ve Cam grevini ertelemesinde kafa yormamızı gerektiren bir şey yok.
Niye erteleyebiliyor? Asıl mesele bu.
Greve çıkan işçiler birilerinden izin alıp çıkmıyor zaten. Ne patrondan, ne hükümetten. İzinli yapılan işler, görüşmeler, pazarlıklar sonuç vermediği için greve çıkılır zaten. İşçilerin istediği sonucu dayatmak için çıkılır. İstenilen şeyi zorla almak için çıkılır. Bu nedenle her grev bir güç gösterisidir. Ve hangi taraf daha güçlüyse, grevi o taraf kazanır.
Hükümet grevi, işçiler yeterince güçlü olmadığı için erteleyebiliyor. Şişe ve Cam işçilerinin "Bize ne senin yasağından, biz zaten senden izin istemedik ki, grevdeyiz, yerse!" diyemeyeceğini, bunu diyebilecek kadar kendilerini güçlü hissetmediklerini bildiği için, hükümet grevi erteleyebiliyor. Diyebileceklerini düşünse, zaten baştan ertelemez, grevin uzamaması için patronun ödün vermesini sağlamaya çalışır.
Yeterince güçlü olmak
İşçiler için "yeterince güçlü olmak" şu anlama gelir: İşyerinde tüm çalışanların sendikalı olması ve grevin sağlam olacağına herkesin aklının yatması. Grev sağlam olduğu için üretimin duracağına ve patronun kârlarının kısa sürede etkileneceğine herkesin aklının yatması. Sendikanın grevcilerin arkasında duracağına, destek vereceğine herkesin aklının yatması. Ve hatta başka işyerlerinin ve başka sendikaların greve destek olacağının, hatta belki dayanışma grevleri yapılabileceğinin düşünülebiliyor olması.
Bunlara aklı yatmayan, bunların geçerli olduğunu düşünmeyen işçi greve çıkmaz. Parasız kalmayı, eve ekmek götürememeyi, işinden atılmayı göze almaz. Ve greve çıksa da, hükümet grevi ertelediğinde, erteleme kararına karşı çıkmayı, direnmeyi, yasaları çiğnemeyi göze alamaz.
İşçilerin gücü örgütlü olmaktan, dayanışmaktan, kitlesel davranabilmekten ibarettir. Bu güce sahip olmadığını hisseden işçi, göz göre göre geçimini tehlikeye atmaz, kahramanlık etmez. Hükümet de rahat rahat grevleri erteler.
"Sana ne" diyemiyoruz
Taraf gazetesinde köşe yazarlığı yaparken, Türkiye Gazeteciler Sendikası'na gittim. "Üye olmak istiyorum" dedim. "Tabii," dediler, "şu belgeleri getirin lütfen." İstenen belgelerin hiçbiri bende yoktu ve almam mümkün değildi. Çünkü haftada iki gün gazetenin köşesinde adım ve fotoğrafım çıkıyor olmasına rağmen, adeta kaçak işçi gibi çalışıyordum ve çoğu iş arkadaşım da aynı durumdaydı. Hiçbir belge yoktu elimizde.
"Belgelerim yok, ama yine de ve ille de üye olmak istiyorum" dedim. Karşımdaki kadın, "Kusura bakmayın, yasa bu belgeleri gerektiriyor" dedi. Ve sendikaya üye olamadım.
Yasalar benim sendikalı olma hakkıma ne karışır? Niye karışıyor?
Karışıyor, çünkü işçiler ve sendikalar "Ne karışıyorsun? Sana ne?" diyecek gücü bile bulamıyor kendilerinde.
Temel sorunumuz bu.
Her işçinin sendikalı olma hakkını bile savunamayan, bu konuda ciddi bir kampanya yürütmeyi bile düşünemeyen sendikalar. Sendikalı işçi sayısını üç kat, beş kat, on kat yükseltmeden başka hiçbir şey beceremeyeceğimizi akıl edemeyen 'sosyalistler'. "Tayyip'i nasıl devireceğiz?" diye düşünmekten başka hiçbir şeyi düşünmeye vakit bulamayan 'solcular'.
Solculuk, Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy vermek değil, işyerinde sendikayı örgütlemektir.
Yazarlar
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023