Roni MARGULIES
PKK ne istiyor? Neyi niye yapıyor? Ne yapmaya çalışıyor?
Herkes bu sorulara cevap arıyor. Memleket bunu tartışıyor.
Ve tartışmaların büyük çoğunluğu temel bir varsayımdan yola çıkıyor.
Varsayım şu: Haziran ayında sorun yoktu, her şey çok iyi gidiyordu, emin adımlarla barışa doğru yürüyorduk. Sonra PKK durup dururken, gereksiz yere saldırmaya başladı, her şey berbat oldu.
Bu varsayımla başlayınca, barışı kimin baltaladığı, her şeyi kimin berbat ettiği zaten baştan belli.
Ve tartışma, “Barış için ne yapmak gerek” sorusunu bir yana bırakıp “PKK barışı engelliyor, acaba niye engelliyor” sorusuna odaklanıyor.
Soru böyle sorulunca, cevabı baştan bellidir.
Tüm yazarları, genel yayın yönetmeninden çaycısına kadar tek tek her çalışanı Kürt halkının tüm haklarını savunan ve Türk basınında bu hakları sonuna kadar savunan tek gazete olan Taraf gazetesinde bile, verilebilecek olan cevap baştan bellidir.
Birinci cevap: PKK derin devletin, Ergenekon’un, JİTEM’in veya benzer bir kurumun taşeronudur ve bu kurumun amaçları doğrultusunda barış istememekte, memlekette kargaşa olmasını istemektedir.
Bu cevabın biraz daha hafif bir alt biçimi: Derin devlet ve/veya benzer bir başka kurum PKK’ye sızmıştır, PKK’yi bu kurumun amaçları doğrultusunda yönlendirmektedir.
İkinci cevap: Kürt halkının çıkarları PKK’nin umurunda değildir, örgüt zaten Kürt halkının azınlığının desteğini ve oylarını almaktadır, PKK kendi örgüt çıkarları için hareket etmektedir.
Dün, örneğin, Kurtuluş Tayiz şöyle yazmış:
“Örgütün gerçek amacı Güneydoğu’da Kürtler için değil, daha çok PKK için özerk bölge yaratmaktır. Yoksa, istenen demokratik özerklik olsaydı, bu kadar büyük kıyamet koparmaya, şiddeti bu kadar tırmandırmaya hiç gerek yoktu. Asıl mesele PKK’ya özerk bölge oluşturmaktır. Örgütün hayalini kurduğu şey, büyük bir savaştan küçük bir iktidar alanı çıkarabilmek.”
“Haziran ayında sorun yoktu, her şey çok iyi gidiyordu, emin adımlarla barışa doğru yürüyorduk. Sonra PKK durup dururken, gereksiz yere saldırmaya başladı, her şey berbat oldu” varsayımından yola çıkınca, “Bugünkü duruma niye geldik” sorusunun bu iki cevaptan başka bir cevabı olamaz.
AK Parti hükümeti bu savaşı kazandı.
Silahlı savaşı değil, propaganda savaşını.
Kamuoyu varsayımı kabullendi: Barış olacaktı, olamıyor, çünkü PKK barış istemiyor. Suçlu, PKK.
Bu durumda tek çare kaldı. Savaşmak, Kandil’i bombalamak, PKK’yi yok etmek.
Bugün gazete manşetleri şöyle: “228 hedef vuruldu”, “Vurucu güç şart”, “Haine uyku yok”, “Bitene kadar devam, “İnleri yerle bir”.
Bu arada, fırsat bu fırsat, PKK’yi yok ederken BDP’yi de aradan çıkarıveririz. Yine
manşetlerden: “BDP’ye uyarı”, “Ayrıysanız ayrı durun”.
Ne yalan söyleyeyim, varsayım kamuoyunda bu denli yaygın kabul görmüşken, yer gök savaş tamtamlarıyla inlerken, çatlak ses çıkarmak biraz zor.
Zaten tamtamların sesinden başka ses çıkmasın diye tehditler en baştan savruldu bile. Kaç kişinin tutuklanacağının rakamları bile verildi.
Ben yine de iki küçücük noktaya dikkat çekmek isterim.
Birincisini Ahmet Altan dün ifade etmiş:
“AKP’nin Kürt meselesinde çok fazla oyalanması, son adımı bir türlü atamaması, referandumda bu halkın kendisine açtığı büyük krediyi, inanılmaz bir basiretsizlikle genel seçimlerde ulusalcı bir dille harcaması, savaş isteyenlere büyük olanaklar yarattı.”
Demek ki, yaygın varsayımın aksine, haziran ayında sorun vardı, her şey çok iyi gitmiyordu, emin adımlarla barışa doğru yürümüyorduk. Oyalanıyorduk. Basiretsizlik ediyorduk.
Sormak gerekmez mi? AKP oyalanmasaydı, son adımı atsaydı, ulusalcı bir dil kullanmasaydı, inanılmaz bir basiretsizlik etmeseydi, bugün geldiğimiz noktaya gelir miydik?
Bilmem. Ama belki de gelmezdik.
Belki de bugün gerekli merciler masa başında oturmuş, barışın koşullarını konuşuyor olurdu.
Olmamalarının suçlusunu biraz daha derinlemesine düşünmek gerekmez mi?
Dikkat çekmek istediğim ikinci nokta da şu.
Ben sayamamıştım, Cumhuriyet’te Cüneyt Arcayürek yazmış: “45 günde 45 şehit”.
Kandil’in bombalanması, 228 hedefin vurulması, BDP’nin tehdit edilmesi sonucunda bu rakam azalacak ve sıfıra düşecek mi? Yapılan her şeyin amacı bu olmamalı mıdır?
Savaşarak mı sıfıra düşer bu rakam, barış masasına oturarak mı?
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023