Roni MARGULIES
Habil Adem, karanlık bir adamdır. Biraz dolandırıcı, biraz gazeteci; bazen Emniyet Teşkilatı mütercimi, bazen de kimbilir başka ne.
Kendisi Almanya’da okuduğunu, felsefe doktoru olduğunu iddia eder; Talat Paşa için bazı görevler yaptığı söylenir; Cumhuriyet kurulurken İran’a kaçtığı tahmin edilir; İstanbul’a döndüğünde yayıncılık, dergicilik filan yapar; 1940’ların sonlarında Necip Fazıl’ın Büyük Doğu dergisinde yazılar yazar.
Gerçek adı İsmail Naci Pelister. Galiba.
Günlerden bir gün, Habil Adem ve adamları Beyoğlu’nda Petrograd Pastanesi’ne gider. Duvarda güzel, çerçeveli bir Atatürk resmi vardır. Bir akrabalarının düğününe gideceklerini, düğün salonunda Atatürk portresi olmadığını anlatıp duvardaki tabloyu ödünç alırlar.
Yine Beyoğlu’nda, zamanın ünlü Tokatlıyan Oteli’nin yan sokağında smokin, silindir şapka ve benzeri kıyafetler kiralayan dükkânlar vardır. Habil Adem ve maiyeti gider, giyinir, bizim bugün fotoğraflardan bildiğimiz 1930’ların Kemalist Ankara bürokratı kılığına girer.
Ve akşama Fener Patrikhanesi’nin kapısını çalarlar. Patrik’i görmek isterler. Kapıcı o saatte Patrik’in misafir kabul etmediğini söylerse de, smokinli, ellerinde kurdelelerle süslenmiş bir Atatürk portresi taşıyan, Ankara’dan geldiklerini söyleyen insanlara karşı direnemez.
Patrik çağrılır, misafirleri karşılar. Habil Adem “başmüfettiş” rolündedir. Demiş midir, bilmiyorum, ama ben olsam “Gazi Paşa’mızın selamı var” derdim.
Teolojik bir sohbet başlamış. Habil Adem, Fener Patrikhanesi’nin Yunanistan’a taşınması gerektiğini, onun yerine Papa Eftim Kilisesi’nin genel Türk-Ortodoks Kilisesi olması gerektiğini anlatmış. O dönem, Eftim Karahisaridis adlı bir papaz böyle bir kilise kurmuş, Patrikhane’ye rakip olmaya soyunmuş ve Ankara’nın desteğini almıştır. Papa Eftim’e Atatürk’ün girişimiyle İstiklal Madalyası bile verilmiştir.
(Bu kilise hâlâ var! Kilisenin sözcüsü ve Ergenekon sanığı Sevgi Erenerol, Papa Eftim’in torunu! O gün Ankara’nın emrindeydiler, bugün derin Ankara’nın emrinde!)
Patrik, sohbet kisvesi altında yapılan tehdidi, aba altından gösterilen sopayı görmüştür kuşkusuz. Ama Habil Adem işi tatlıya bağlamış, kendisinin Patrik’i destekleyeceğini, Papa Eftim’e itibar etmeyeceğini söylemiş.
Ve nihayet Atatürk portresi çıkarılmış, Patrikhane’ye asılmak üzere Ankara’dan hediye olarak gönderildiği belirtilmiş, Patrik’e sunulmuş. “Özel bir törenle portre Fener Patrikhane’sinin ibadet yerine astırılmıştır” deniyor.
Sıkarsa asılmasın!
Patrik’in huzurundan ayrılırken Habil Adem’in aklına gelivermiş. Yanındakilerin Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu gibi hayır kuruluşlarının temsilcileri olduğunu, Patrikhane’nin belki bu kuruluşlara bağışta bulunmak isteyebileceğini önermiş!
Sıkarsa bulunmasın!
Kaç lira bağış yapılmıştır acaba? Merak ediyorum. Ama üç beş kuruş olmadığından, çalıntı bir Atatürk tablosu karşılığında Habil Adem ve arkadaşlarının yüklü bir miktar parayı cebe indirdiğinden eminim.
Niye emin olduğumu anlatmak çok zor.
Türkiye’de yaşayan herhangi bir Rum, Ermeni veya Yahudi’ye anlatmak zor değil de, “hâkim unsur” üyelerine, “azınlık” üyesi olmayan okuyucularıma anlatmak zor.
Biliyorum, çünkü denemişliğim var. Olmuyor.
Ama bir daha deneyeyim isterseniz.
Ankara’dan biri gelmiş. “Resmî” biri. Devletle ilişkili biri. Para istiyor.
Bir Rum, Ermeni veya Yahudi hemen verir! “Kimsin, nesin” diye sormaz.
Üstelik, mümkünse, istenenden fazlasını vermeye çalışır. Ve verirken yüzündeki coşku ifadesiyle devletimize, hükümetimize ne kadar bağlı olduğunu kanıtlamaya çabalar.
Belli mi olur? Yarın öbür gün bir başkası gelir, “Siz niye az vermiştiniz” diye sorar, bu sefer üç beş kat fazlasını ister, “Türk olduğunu”, “sadık olduğunu” kanıtlamanı ister. Eli sopalı adamlar gelebilir.
Olmamış şey değil ki.
Çok olmuş. Sık sık olmuş.
Üstelik Habil Adem gibi dolandırıcılardan bahsetmiyorum. Bugün 6-7 Eylül olaylarının yıldönümü. Ama ondan da bahsetmiyorum.
Çok daha sıradan, çok daha gündelik şeylerden bahsediyorum.
Her Rum, Ermeni ve Yahudi bu memlekette “yabancı” olarak görüldüğünü bilir. Doğup büyüdüğü yerde yaşamaya devam etmesinin devletin himmetine bağlı olduğunu bilir.
Habil Ademlerin elinde bu yüzden oyuncak olur. Bile bile.
Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023