Roni MARGULIES
Bugün İngiltere’de kamu sektörü işçilerinin genel grevi var.
İşyerlerinde ve yürüyüşlerde dağıtılmak üzere kaleme alınmış bildirilerden biri şöyle:
“Bugün, bu ülkenin 1926 yılından bu yana gördüğü en büyük greve şahit oluyoruz.
Üç milyona yakın işçi grevde. Her şehir ve kasabada grev gözcüleri var ve yüz binlerce işçi sokaklarda yürüyor.
Bu, tarihimizde en çok kadın işçinin grev yaptığı gün ve bizlere katılanlar arasında öğrenciler, emekliler, özel sektörde çalışan işçiler ve İşgal Hareketi de var.
Genel grev gücümüzün göstergesi oldu: Okullar, kolejler, belediye hizmetleri, hükümet binaları ve sayısız işyeri bugün kapalı. Sayısız hastanede sadece acil hizmet veriliyor.
30 Kasım bu memlekette işçi sınıfı direnişinin yeniden canlanmasına işaret ediyor.
Hükümetin iddialarının aksine, bu sadece emeklilik maaşlarımızı koruma mücadelesi değil. Kemer sıkma politikalarına, neoliberalizme ve yoksulluğa karşı bir mücadele.
Basitçe, David Cameron ve büyük şirketler ekonomik krizin faturasını işçilerin ödemesini istiyor. Ama işçiler ve aileleri için hayat her gün zorlaşırken, zenginler için her şey eskisi gibi. Emeklilik maaşlarına dokunulmuyor ve şirket yöneticilerinin ikramiyeleri giderek büyüyor.
Ekonomik kriz İngiltere’deki ekonomik ve sosyal eşitsizliği gözler önüne serdi. Daha geçen hafta, bizzat hükümetin bir komisyonu, geçtiğimiz 30 yılda üst düzey şirket yöneticilerinin geliri yüzde 4000 artarken ortalama ücretlerin sadece üç kat arttığını belgeledi.
Bu grev, küçük bir azınlığın değil, büyük çoğunluğun ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan bir toplum uğruna sendikaların harekete geçtiğini müjdeliyor.
Ve bu direniş küresel çapta gelişiyor. Geçtiğimiz yıl içinde Arap Baharı’nın devrim ve ayaklanmalarını, Yunanistan, Fransa ve İspanya genel grevlerini ve Amerika’da İşgal Hareketi’nin yükselişini gördük.”
Grev öncesinde, Tahrir Meydanı’na gönderilmek üzere işyerlerinde ve sendikalarda aşağıdaki metin için imza toplandı:
“Milyonlarca iş arkadaşımızla birlikte 30 kasım günü emeklilik maaşlarımızı, işlerimizi ve kamu hizmetlerimizi korumak için Cameron hükümetine karşı grev yapıyor olacağız.
Tahrir Meydanı’ndaki ve Mısır’ın her yanındaki devrimcilere basit bir mesaj göndermek istiyoruz.
Toplumsal adalet mücadelesinde yanınızdayız. Ve askerî yönetime son verme kavganızda sizlerle dayanışma içindeyiz.
Başbakanımız Cameron birkaç ay önce Tahrir Meydanı’nı ziyaret etti. Yanında silah tüccarlarından oluşan bir çete vardı. Amacı, Mısır’ın generalleriyle anlaşma imzalamak ve 25 Ocak devriminin bastırılmasından kâr payı elde etmekti.
İşçiler olarak, biber gazımız, plastik mermilerimiz ve zırhlı araçlarımız yok. Ama greve çıktığımızda, kolektif gücümüz bütün bunların toplamından daha büyük.
Tahrir Meydanı’ndaki kardeşlerimizin yanındayız. Bir kenarda durup onların protesto hareketinin bastırılmasına yardım etmenize göz yummayacağız. Emeklilik maaşlarımız için grev yaparken, Cameron hükümetini sarsarak Tahrir Meydanı ile de dayanışıyor olacağız.”
Gelelim Türkiye’ye.
Bugün Murat Belge, “Ben kendi hesabıma, şimdi hatırlamadığım, ama olduğunu bildiğim, ‘Yahu, ben sosyalist olmalıyım’ dediğim günkü ruh halimden fazla uzaklaşmak istemiyorum” demiş.
Murat uzaklaşmak istememekte haklı. Halil Berktay uzaklaşmakta haksız.
Bu tartışmaya girmeden duramayacağım. Tartışmayı sıkıcı bulan okurlardan özür dilerim.
Ben kendi hesabıma, sosyalist olduğum günkü ruh halimi hatırlıyorum, hiç unutmadım.
Unutmuş olsaydım, o gün niye sosyalist olduğumu ve bugün niye hâlâ sosyalist olduğumu yukarıda alıntıladığım metinler hatırlatırdı bana.
Çalışan insanların kendi hayatlarını ve toplumu yönetmelerini istediğim için; sermaye ve mülk sahibi küçük bir azınlığın yönetimine isyan ettiğim için; eşit ve adil bir toplum istediğim için; Mısırlı ve İngiliz emekçiler bana Türk patronlarından daha yakın geldiği ve “millî” olan hiçbir şey ilgimi çekmediği için; bu toplumun silah ve şiddet yoluyla değil, ancak büyük emekçi kitlelerin kendi kitlesel eylemleri yoluyla değiştirilebileceğine inandığım için.
Halil Berktay’ın eleştirdiği şeyi ben sosyalizm olarak tanımıyorum ve hiçbir zaman tanımadım.
Halil kendi siyasî geçmişini eleştiriyor. Benimkini değil. Sosyalizmi hiç değil.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023