Roni MARGULIES
Yunanistan ve İngiltere’de bu hafta aynı gün genel grev vardı. Avrupa’da bu yıl bunlar kaçıncı genel grevdi, sayısını kaçırdım artık.
Yunan hükümetinin Avrupa bankalarına borcunu işçilere ödetme çabası üç hafta önce hükümetin istifasıyla sonuçlandı. İngiltere’deki koalisyon hükümeti sarsılıyor.
Yine bu hafta, Kahire’de yüzbinler Tahrir Meydanı’na döndü. Arap Baharı’nı küçük görenlere, 30 yıllık diktatörlerin devrilmesini azımsayanlara, “Bir diktatör gitti, bir başkası gelir, ne fark eder ki” diyenlere inat, Mısır halkı bu sefer de Mübarek’in koltuğunda oturmaya çalışan askerlere karşı Tahrir’i doldurdu.
Geçen hafta Amerika’da polis New York’un finans merkezini haftalardır işgal eden kalabalıklara şiddetle saldırdı, Wall Street işgalcilerini püskürttü. Bankerlere, borsacılara ve onların temsil ettiği düzene karşı “Biz %99’uz” sloganıyla direnen kalabalıklar dağılmadı ama. New York ve Los Angeles’te yeni işgal çağrıları yapıldı.
Ortadoğu’dan Batı Amerika’ya, bütün dünyada bir şeyler oluyor. Çok büyük kalabalıklar, çok küçük azınlıkların yönettiği bir düzen altında yaşamak istemediklerini, bu düzenin ekonomik krizi nedeniyle işlerini, evlerini, emeklilik maaşlarını kaybetmeyi reddettiklerini dile getiriyor.
Dünyanın bir ucunda ayaklanan, grev yapan, protesto eden her kesimin talepleri ve sloganları hemen dünyanın dört bir yanında yankı buluyor, her direniş tüm diğerlerine ilham veriyor. Madrid, Londra ve New York’ta “Burası Tahrir Meydanı” pankartları ortaya çıkarken, Tahrir’den Wisconsin grevcilerine destek ve dayanışma mesajları gönderiliyor.
Dünyada yer yerinden oynuyor, düzen sorgulanıyor, geniş kitleler kendi hayatlarını kendi ellerine alabilmek için harekete geçiyor.
Bu kitleler sosyalist filan değil. Nasıl bir dünya, nasıl bir düzen istediklerinin ayrıntılarını bilmiyorlar. Ama bu düzeni istemediklerini, başka bir dünya istediklerini biliyorlar.
Geçen gün de yazmıştım, tekrar edeyim. Ben şu nedenlerle sosyalist olmuştum ve aynı nedenlerle hâlâ sosyalistim:
“Çalışan insanların kendi hayatlarını ve toplumu yönetmelerini istediğim için; sermaye ve mülk sahibi küçük bir azınlığın yönetimine isyan ettiğim için; eşit ve adil bir toplum istediğim için; Mısırlı ve İngiliz emekçiler bana Türk patronlarından daha yakın geldiği ve ‘millî’ olan hiçbir şey ilgimi çekmediği için; bu toplumun silah ve şiddet yoluyla değil, ancak büyük emekçi kitlelerin kendi kitlesel eylemleri yoluyla değiştirilebileceğine inandığım için.”
Wall Street’te, Tahrir, Trafalgar ve Sindagma Meydanlarında dünyayı değiştirmek için harekete geçenler ve dünyanın her yanında heyecanla onları izleyenler şu kurduğum cümleleri bu kelimelerle kurmayabilir. Ama hepsinin aklından bu cümlelerin ifade ettiği fikirlere benzer şeyler geçtiğini adım gibi biliyorum.
Dünyada hâl böyleyken, dostum Halil Berktay’ın ifadesiyle “ütopyasız” kalmış olmak, sosyalizmin, yani eşit, adil, sömürüsüz ve sınıfsız bir toplum hayalinin çökmüş olduğunu düşünmek... nasıl ifade etsem... en azından bahtsızlıktır.
Ve sosyalizm deyince Stalin’in Rusya’sını veya Mao’nun Çin’ini anlayanların bahtsızlığı beni pek de ilgilendirmiyor doğrusu.
Mısırlı Ayda El Eyubi’nin bir şarkısı var internette (‘El Medan’ diye arayabilirsiniz).
Ben sosyalizmi hep bu şarkının sözleri gibi anladım:
***
Ey meydan... bunca zamandır neredeydin?
Seninle şarkı söyledik ve seninle ümit ettik,
savaştık, korktuk ve dua ettik.
Tek yumruk olduk, gece ve gündüz
ve artık seninle hiçbir şey imkânsız değil.
Özgürlüğün sesidir bizi birleştiren,
hayatımız anlam buldu, artık geri dönüş yok.
Sesimiz duyuluyor, artık yasak değil rüya görmek.
***
Ey meydan... bunca zamandır neredeydin?
Duvarları yıktın, nurunla aydınlattın.
Yorgun halkını etrafında topladın.
Yeniden doğduk
ve yeniden doğdu vazgeçmediğimiz rüya.
Bizler farklı olsak da niyetlerimiz aynı; temiz...
***
Ey meydan... bunca zamandır neredeydin?
Önce kendimizden başlamalı değişim.
Sen bize çok şey verdin. Bundan sonrası bizim.
Komşular kulak kesildi, bizi dinliyor dünya.
Ey meydan... bunca zamandır neredeydin?
Gücümüz fikrimizdir ve silahımızdır birlikteliğimiz.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023