Roni MARGULIES
Ulusal tarih mitolojiktir, uydurmadır, romantik bir masaldır. Millî aydınların, tarihçilerin, dilbilimcilerin, romancı ve bestecilerin vatan aşkından ve hayal gücünden kaynaklanır.
Bu işin uzmanı Avrupalılardır elbet. On dokuzuncu yüzyılda Fransız, Alman, İtalyan ulus devletleri yaratılırken, hiçbir ortak geçmişi veya kader birliği olmayan insan kalabalıklarına aslında sınıfsız zümresiz birleşmiş bir kitle oldukları ve tarihöncesinden beri böyle oldukları anlatılırken, "tarih" en temel araçlardan biri olmuştur.
Tarihçilerin tarafsız ve objektif bilim insanları olduğunu zannedenler olabilir. Heyhat! Büyük Fransız tarihçisi Jules Michelet, Fransa'nın Tarihi kitabına hayatının sonlarına doğru 1869'da yazdığı son önsözde şöyle der: "Hiçbir şey istemiyorum. Ne isteyebilirim ki senden, sevgili Fransa? Hayatımı seninle yaşadım ve derin bir üzüntüyle ayrılıyorum senden... Tutkulu, asil, zor saatlerimizi beraber geçirdik... Senin için çalıştım, senin için gittim, geldim, aradım, yazdım. Her gün tüm benliğimi, belki de daha fazlasını, sana adadım."
Bizim tarihçilerimiz, belki de Fransız, Alman ve İtalyanlara kıyasla geç kaldıkları ve onlardan öğrenme şansı buldukları için, ulusun tarihini yazmakta Avrupalı meslektaşlarından çok daha yaratıcı olmayı başarmıştır. "Komik olmayı" demek daha mı doğru olurdu diye düşünüyorum, ama hayır, sergiledikleri sınırsız hayal gücünü taktir etmemek mümkün değil!
Avrupalı tarihçiler kendi uluslarının tarihini kültürel olarak Antik Yunan ve Roma'ya, fiziksel olarak Tötonlara, Keltlere, Gotlara, Vizigotlara dayandırır. İki bin yıldır kopmadan gelen bir birliktelik, kahramanlık ve mükemmellik masalları anlatırlar.
Bizimkiler ise, insan yaratıcılığının önündeki tüm engelleri kaldırır (amiyane tabiriyle, işin bokunu çıkarır) ve dünyadaki her şeyin, tüm medeniyetin, tüm dillerin, tüm milletlerin kökeni olan bir Türk ırkı hayal eder, bunun tarihini yazmaya koyulur.
Evet, abartırlar, ama sonuç olarak tüm ulus devletlerin kuruluş sürecinde yapılanları yaparlar. Çok çeşitli yerlerden çok çeşitli göçler sonucu kendilerini bu topraklarda bulmuş, çeşit çeşit diller ve lehçeler konuşan, çeşitli din ve mezheplere mensup insanları Türk olduklarına ve hepsinin bir kurdun peşine takılıp aynı yerden geldiklerine ikna etmek kolay iş değildir; millî mitoloji işi birazcık kolaylaştırır. Anlaşılır bir şey.
Malazgirt'te bir Cumhurbaşkanı
İlginç olan, Türk tarihçileri bu işlerden vazgeçmişken Cumhurbaşkanı'yla AKP hükümetinin bir türlü doymaması. Ulus kurulmuş, üzerinden 90-95 yıl geçmiş, AKP döneminde Panorama 1453'ün açılması, İstanbul'un fethinin dev törenlerle kutlanması filan derken, şimdi de Malazgirt'i kutlayacağız.
İstanbul'un her yanını kaplayan afişlere göre, "Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle gerçekleştirilecek olan Anadolu'nun Fethi Malazgirt 1071 Anma Programı'na tüm halkımız davetlidir".
Pardon. One minüt. Bugün Anadolu'da yaşayan nüfusun ataları 1071'de Anadolu'ya gelenler midir?
Kısmen evet. Ama sadece kısmen. Üstelik az bir kısmen! Anadolu halkı üzerinde yapılan DNA incelemeleri ne kadar "kısmen" olduğunu gösteriyor.
Örneğin, Ceren Caner Berkman, Havva Dinç, Ceran Şekeryapan ve İnci Togan'ın araştırmasına göre (American Journal of Physical Anthropology, Aralık 2007), Orta Asya'nın Anadolu'ya genetik katkısı yüzde 13. Bu yüzdenin daha düşük olabileceğini gösteren araştırmalar da var.
Demek ki, Anadolu insanının ataları, evet, kısmen Alparslan'ın askerleri ve onların ardından gelen Orta Asyalı Türkler. Ama çok daha önemli ölçüde, zaten Anadolu topraklarında yaşayan ve zaman içinde Türklerle karışan yerli halklar, Bizanslılar.
Yani fetheden de Anadoluluların ataları, fethedilen de. Bir yandan fethettik diye kutlarken, bir yandan da fethedildik diye üzülmemiz gerek!
Ama zaten Malazgirt kutlamalarının tarihle filan alakası yok tabii. Kutlamaların amacı, Cumhurbaşkanı'yla hükümetin Genelkurmay'la, derin devletle, Ergenekon'la kurduğu ittifakı pekiştirmek, bu ittifakın amaçları doğrultusunda halka yerli ve millî bir gaz vermek.
Roni Margulies
Yazarlar
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023