Roni MARGULIES
Polise yardımcı olmayı görev bilirim.
KCK operasyonları kapsamında tutuklanan 35 gazeteciye savcılıkta önemli sorular sorulmuş, Taraf’ın haberine göre.
Dicle Haber Ajansı İngilizce servisinden Sultan Güneş Ünsal’a, örneğin, bir dizi başka ismin yanı sıra “Taraf yazarı Roni Margulies ve Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’yi tanıyıp tanımadığı” sorulmuş.
Ünsal, “Roni Margulies’i tanırım. Taraf’ın köşe yazarıdır” diyerek suçunu itiraf etmiş.
Talabani’ye sordum. Benim gibi, o da çok kaygılıymış.
Yakalandık!
Bir Kürt gazeteci tarafından tanınıyor olmak suçunu işlediğimizi artık saklayamayacağız.
Polisi takdir etmemek mümkün değil. “Taraf yazarı Roni Margulies ve Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’yi tanıyor musun” sorusu öylesine akıllıca, öylesine şeytanî bir zekânın ürünü ki, bir taşla üç kuş vuruyor.
“Hayır, tanımam” dese, hiç inandırıcı olmayacak! “Evet” dediği anda, hem kendi suçu hem de Talabani’yle benim suçumuz tabak gibi ortaya çıktı.
Artık kaçacak delik kalmadığına göre, polise yardımcı olmak, suçumu tümüyle itiraf etmek istiyorum.
Evet, Memur Bey, kuşkularınızda haklısınız. Bugüne kadar gizlemeye çalışmıştım, ama Sultan Güneş Ünsal’ın Talabani’yi ve beni tanıdığını kanıtladığınıza göre, artık saklamama gerek kalmadı: Ben Kürt hareketini destekliyorum. Taleplerinin haklı olduğunu düşünüyorum. Sizin ve temsil ettiğiniz devletin haksız olduğunu düşünüyorum.
Kürt sorunu, her şeyden önce, bir demokrasi, insan hakları ve barış sorunudur.
Demokrasi sorunudur, çünkü bir ülkede nüfusun önemli bir kısmı, yaklaşık yüzde 15’i, temel demokratik süreçlere dâhil olamıyorsa, demokratik haklarından yararlanamıyorsa, o ülkede demokrasi olduğunu söylemek mümkün değildir.
İnsan hakları sorunudur, çünkü Kürtler “yaşama hakkı” da dâhil olmak üzere, en temel insan haklarından mahrum edilmektedir. Her zaman, her yerde değil belki, ama çok zaman, çok yerde.
Barış sorunudur, çünkü siyasî bir çözüm uygulanana kadar Türkiye topraklarında savaş sürecektir, her iki tarafta genç insanlar ölmeye devam edecektir.
Dahası, Kürt sorunu sadece Kürtler için ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgeler için değil, tüm Türkiyeliler ve tüm Türkiye için bir demokrasi, insan hakları ve barış sorunudur. Çünkü bir bölgede insan haklarının ihlal edilmesi tüm ülkede ihlal edilmesini kolaylaştırır, bir bölgedeki antidemokratik uygulamalar ülkenin geri kalanına yayılır, bir bölgedeki savaş ülkenin tümünde demokrasi ve insan haklarının ayaklar altına alınmasının bahanesini oluşturur.
Ve bir memlekette savaş varsa, o memleketin silahlı kuvvetleri hep ön plana çıkar, hep siyasete bulaşma bahanesi bulur, askerler hep sivilleri yetersiz bulur, hep dizginleri kendi ellerine almaya çalışır.
Kısacası, Kürt sorununun barışçıl bir şekilde çözüme ulaştırılmasını talep etmek için Marksist veya devrimci olmak gerekmez; demokrasi, insan hakları ve barışa değer veriyor olmak yeterlidir. Nitekim, sol ile ilişkisi olmayan pek çok kişi tam da bu nedenlerle sorunun barışçı bir şekilde çözülmesinden yanadır.
Bu düşüncelerim zaten yeterince suçtur herhalde, ama dahası var. Onları da itiraf edeyim bari.
Barış mücadelesi sosyalistlerle sınırlı değildir, ama sosyalistlerin ulusal soruna yaklaşımının temeli daha geniştir. Sadece barış arzusundan değil, daha geniş bir siyasî çerçeveden kaynaklanır. (Bu arada sosyalist olduğumu da itiraf etmiş olayım.)
Türkiye’de barış talebinin öne çıkmış olması ve benim bu talebi destekliyor olmam, Kürt hareketinin bu talebi öne sürmüş olmasından kaynaklanıyor. Hareket bu talebi gündeme getirmiş olmasaydı, barış talep etmeyi ve sadece barış talep etmeyi yanlış bulurdum.
Yanlış olurdu, çünkü sadece “barış” demek, “mevcut koşullarda barış” demek anlamına gelir, mevcut baskı koşullarının devamını talep etmek anlamına gelir. Devletin istediği de bu. Devlet de zaten “PKK silah bıraksın, ortadan kalksın, ben de her zaman yaptığımı yapmaya devam edeyim” diyor. Ben sadece barış değil, Kürt halkının taleplerini karşılayan bir barış istiyorum.
Bana düşen, ezilen ulusun taleplerini desteklemektir. Barış istiyorsa, barış talebini desteklerim; başka bir şey istiyorsa, başka bir şeyi. Üstelik bu “başka bir şey”, her şeyi içerebilir.
İfadem bundan ibarettir.
Yazarlar
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023