Roni MARGULIES
Bizim bakkal bu sabah halkımızın hislerine tercüman oldu yine. Akşamdan kalmayım, seçim geçim, bağımsız sol aday filan tartışırken biraz fazla kaçırmışım, dükkâna girdim, “Abi, ne yazacağız bugün?” dedim.
Ve fırça yedim sabah sabah: “Bütün dünya sana yazı konusu yaratmak için fokur fokur kaynıyor, sen hâlâ bana bu soruyu soruyorsan bırak kardeşim bu işi.” Sonra yumuşadı Faruk Bey. “Yaz işte,” dedi, “Amerika’nın ne haltlar karıştırdığını yaz. Mısır’da, Libya’da yaptıklarını yaz.”
Türk siyaset dünyasının bu bir numaralı kavramı karşısında yine hayranlık duydum. Ayılıverdim.
“Amerika’nın karıştırdığı halt!”
Siyaset biliminde açıklama gücü bu kadar sınırsız olan bir başka kavram yoktur herhalde.
Dünyada olup biten herşeyi açıklayabilen tek bir anahtar! Batılı sosyal bilimciler bu anahtarı henüz keşfedemedikleri için olsa gerek, Ortadoğu’daki gelişmeler karşısında şaşkınlığa kapılıyorlar. Bizdeyse şaşıran yok. Hemen anlıyoruz neler olduğunu: “Amerika bir haltlar karıştırıyor!”.
Ama bazen merak etmiyor da değilim.
Niye karıştırıyor?
Buralar zaten dünyanın en karmaşık bölgelerinden biri. Amerika açısından İran bir sorun. Irak’ta ortalık yatışmış gibi görünüyor, ama görünürdeki istikrarın yanıltıcı olduğunu Amerikalılar benden iyi biliyordur herhalde. İsrail’in dizginlerini tutmak, sağa sola saldırmasını engellemek başlı başına bir sorun.
Ama sorunlara rağmen, iyi kötü idare ediyordu Amerika. Üstelik, Irak’ta yapmak zorunda kaldığı gibi kendi ellerini çamura sokmadan, desteklediği, beslediği, kukla gibi oynattığı diktatörler, krallar, saçma sapan şeyhler, emirler aracılığıyla idare ediyordu.
Bu heriflerin Amerika’ya maliyeti de sıfıra yakındı. Hepsi kendi halklarının sırtından dünyanın en zenginleri arasına giriyor, Amerika’dan herhangi bir şey talep etmiyordu.
Bin Ali’nin, Mübarek’in, Kaddafi’nin, Suud veya Sabah ailelerinin Amerika’nın istemediği bir şey yaptıklarına kim ne zaman rastlamış ki?
Harika bir düzen değil mi? Rejimler sağlam. Bölgenin kaynakları çok zaman Amerika’yla birlikte kararlaştırılan fiyatlarla serbestçe piyasaya çıkıyor. Bunun getirdiği gelirlerin önemli bir kısmı Amerika’dan silah almak için kullanılıyor. Diğer kısmı diktatörlerin cebine ve oradan da yine Batı bankalarına akıyor.
Alan memnun, veren memnun.
Memnun olmayan sadece halk. Onun da sırtından diktatörün sopası eksik olmuyor, ağzını açan sopayı yiyor.
Şimdi, Amerika bu durumda ortalığı niye darmadağın etmek istesin?
İki açıklama düşünebiliyorum sadece.
Türklerin millî karakteri mertlik olduğu gibi, Amerikalıların (veya en azından Amerika’yı yönetenlerin) millî karakteri manyaklık olabilir. Bulundukları her yerde, herşey tam istedikleri gibi gittiğinde bile, ortalığı ateşe verme içgüdüsünü engelleyemiyor olabilirler.
Mümkündür. Ama sanmıyorum.
Veya emperyalizm, dünyayı yakıp yıkmayı, her yerde devrimler tetiklemeyi, karmaşık, istikrarsız ve yönetilemez bir dünya yaratmayı amaçlayan bir sistem olabilir. Belki de gezegenimize göz koymuş uzaylı yaratıkların manyak Amerikalılar aracılığıyla uyguladığı uzun vadeli bir komplodur emperyalizm.
Bu da mümkün.
Ama daha basit bir açıklama da geliyor bazen aklıma.
Emperyalizm, dünya sermayesinin ekonomik ve jeopolitik örgütlenme şekli. Kendi içinde hem bir hiyerarşik ilişkiler yumağı, hem rekabet hem bölgesel, yerel, ayrı ayrı çıkarlar hem ortak çıkarlar barındıran bir sistem. Sistemin lokomotif gücü ve jandarması Amerika.
Amerika hem sistemin hegemonik gücü olarak kalma mücadelesi veriyor, rakipleriyle itişiyor, hem de hegemonik güç olarak sistemin ortak çıkarlarını koruma mücadelesi veriyor.
Sistemin ortak çıkarları istikrarsızlık, savaş, karmaşa ve devrim değil. Aksine.
Kapitalizmin tek amacı vardır: Kâr etmek.
Kâr etmek için ideal koşullar, ekonomik ve siyasî istikrar, uysal bir halk, örgütsüz bir emekçi sınıfından oluşur.
Mısır’da 34, Libya’da 42 yıldır tam da bu koşullar sağlanmışken, Amerika niye oyunbozanlık etsin?
Etmez.
Oyunbozanlık edenler, artık uysal olmak istemeyen halk, artık örgütsüz olmak istemeyen emekçiler.
Bu akşam saat 19:00’de Taksim Tramvay Durağı’nda buluşup oyunbozanların mücadelesiyle dayanışmak için sesimizi çıkaracak, Galatasaray’a yürüyeceğiz. Sizi de bekleriz.
Yazarlar
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023