Roni MARGULIES
Devrimin üzerinden üç yıl geçmiş. Prusya orduları Fransız sınırına dayanmış. Kralların Avrupa’sı Fransız devrimini boğmaya hazırlanıyor. Yıllardan 1792.
Strasbourg, Alman sınırında. Savaşa ilk girecek yerlerden biri.
Şehri müthiş bir heyecan sarıyor.
Halk caddelere dökülüyor, her yerde bir şenlik havası var. Sokaklarda, kahvelerde, kulüplerde heyecanlı nutuklar atılıyor.
Her köşe başında aynı çağrı duyuluyor:
“Silah başına, yurttaşlar! Başında taç olan tüm despotlar titresin. Özgürlüğün çocukları, ileri!”
“Özgürlük, sevgilim özgürlük, senin için savaşacak olanların yanında savaş!”
“Tiranları ezelim! Zafer saati çaldı, özgürlüğün çocukları, yürüyelim!”
“Yurttaşlar!” Avrupa’da sadece Fransızlar “yurttaş”. Başka herkes “teba”. “Yurttaşlar!” haykırışı zaten tek başına bir anlam taşıyor.
Belediye Başkanı Dietrich, gün boyu askerlere şarap ve yiyecek dağıttırdıktan sonra subaylar için bir veda ziyafeti veriyor.
Ziyafet sırasında, bir köşede oturan ve hem müzik hem şiirle biraz ilgilenen Yüzbaşı Rouget de Lisle’e dönüyor, “Harekete hazırlanan ordumuz için bir şey hazırlayamaz mısınız? Örneğin, düşmanın üzerine yürüyecek olan Ren Ordusu için bir savaş şarkısı besteleseniz” diyor.
Ve aynı gece Yüzbaşı Rouget “Ren Ordusu’nun Savaş Şarkısı”nı besteliyor. Şarkının sözlerini gün boyu duyduğu nutuklardan, sloganlardan oluşturuyor.
Beste ve güfte yayımlanıyor, ama tık yok. Şarkı unutulup gidiyor.
Ren Ordusu bile kullanmıyor şarkıyı.
Aylar geçiyor.
Marsilya’da bir akşam bir başka yemek var. Beş yüz gönüllü, yepyeni üniformalarını giymiş, cepheye gitmeden önce ‘Anayasa Dostları’ kulübünün yemeğinde. Montpellier Üniversitesi’nden François Mireur adlı bir tıp öğrencisi, ayağa kalkıyor ve nutuk çekmesi beklenirken bir şarkı söylemeye başlıyor:“Özgürlük, sevgilim özgürlük.”
Şarkı tekrar tekrar söyleniyor. Tüm gençler katılıyor. Duyup gelen halk içeri doluşuyor, onlar da katılıyor.
Ve “Ren Ordusu’nun Savaş Şarkısı” Marsilya gönüllülerinin şarkısı oluyor, Marseillaise (Marsilyalı) adını alıyor.
Marsilyalı gönüllülerin taburu bir ay sonra Paris’e girerken başkent varoşlarının halkı da öğreniyor ve söylemeye başlıyor şarkıyı.
Marseillaise 1795’te Fransa millî marşı olarak kabul edildi.
I. Napolyon döneminde bu konumunu kaybetti.
XVIII. Louis ve III. Napolyon dönemlerinde yasaklandı.
Paris Komünü günlerinde başkentin devrimci halkı şarkıyı dillerinden düşürmedi.
Komün’den sekiz yıl sonra, Marseillaise yeniden millî marş oldu.
Şarkı, 19. yüzyıl boyunca ve 20. yüzyıl başlarında uluslararası devrimci hareketin, ezilenlerin, ayaklananların sesiydi adeta.
Rusya’da 1905 devriminde söylendi, 1917 Şubat devriminden sonra yeni cumhuriyetin gayrıresmî marşı oldu ve hatta Ekim Devrimi’nden sonra da bir süre “Enternasyonal” ile birlikte kullanıldı.
Bizimkinin öyküsünü bilen var mı peki?
Kâzım Nami Duru şöyle anlatır:
“Ankara’da 1920 sonlarında Maarif Vekilliği’nde çalışıyordum. Kapı açıldı, içeriye kısa boylu bir kurmay albayı girdi. ‘Ben,’ dedi, ‘Garp Ordusu Erkân-ı Harbiyesinden İsmet’. İskemleye buyur ettim, oturdu. ‘Biz orduca bir İstiklal Marşı yapılmasına karar verdik. Güftesi için beş yüz, bestesi için de bin lira vereceğiz. Gerek güfte gerek beste için bir müsabaka açmanızı istiyoruz. Maarif Vekili Rıza Nur Bey’e müracaat ettim, beni size gönderdi’ dedi. ‘Emriniz baş üstüne’ dedim. Müsabakayı bütün memlekete ilan ettik.”
Müsabakaya katılanlar arasında Bolu Mebusu Tunalı Hilmi ve Şark Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir de varmış. Kimbilir ne güzel şeyler yazmışlardır!
“Sevgilim özgürlük” diye bağıran kitlelerin benimseyip devlete dayattığı bir marş ile Garp Ordusu’nun müsabakayla bestelettirip halka dayattığı bir marş.
Biri bizim, biri bütün dünyaya mal olmuş!
Yazarlar
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023