Roni MARGULIES
John Q. Adams, New York’ta yaşayan dindar bir kişi. Hıristiyan Bilimi Kilisesi’nin bir üyesi.
Bu kilise, Christian Science Church. Tom Cruise ile Nicole Kidman’ın üye olduğu Church of Scientology ile karıştırmayın, karıştırınca iki taraf da çok bozuluyor.
Hıristiyan Bilimi Kilisesi, Hıristiyanlığın bir bilim ve İsa’nın bir bilimadamı olduğuna inanıyor.
Olabilir. Pek sanmıyorum, ama belki de öyledir. En azından, öyle olduğuna inanmak istiyorlarsa, benim için hava hoş.
Bu kilisenin inançları uyarınca, John Q. Adams hastalıklara tıbbî yöntemlerle müdahale etmeyi ve ilaç kullanmayı yanlış buluyor. Tek çarenin, gerekli olan tek şeyin dua etmek olduğuna inanıyor.
“Kolunun altında bir kütle olan bir kadına, bunun tümör olmadığını, korkudan kaynaklandığını, dua ederek geçeceğini anlatırım” diyor John Q. Adams.
Bir avuç deli diye düşünmeyin. Amerika’da kilisenin 100.000 üyesi ve 1.100 ibadethanesi var. Yeni bir kilise de değil, 140 yıllık geçmişi var.
Kilise özellikle 1990’larda gündeme gelmiş. Anne ve babaları Kilise üyesi olan birkaç çocuk kolayca tedavi edilebilecek hastalıklardan ölünce, kamu davaları açılmış.
Bugünlerde Kilise’nin önde gelenleri tıp hakkındaki görüşlerini gözden geçiriyormuş.
Şimdi, biraz hayal gücümüzü çalıştıralım.
Hıristiyan Bilimi Kilisesi hızla büyüse, yeni yeni üyeler kazansa, hem Cumhuriyetçi hem Demokrat Parti içinde etkin hale gelse ve nihayet aralarından biri Cumhurbaşkanı seçilse.
Ve bu Cumhurbaşkanı ile nüfusun önemli bir kısmının dinî inançları doğrultusunda Amerika’da tıbbî bakım yasaklansa. Doktorlar işten atılıp hastaneler kapatılsa...
Ne olur?
Diyeceğim şu ki, dinî inançlarla tıbbı birbirine karıştırmamak gerek.
Herkesin her istediği şeye inanması da haktır, herkesin en gelişkin tıbbî bakım ve müdahaleye ulaşabilmesi de haktır.
Ben kimsenin dinine ve inançlarına karışmam. Kimse de bir başkasının haklarına karışamaz.
Dindar bir kadın kürtaj yaptırmayı reddediyorsa, kimse “Yaptıracaksın!” diyemez. Bir başka kadın yaptırmak istiyorsa, kimse “Yaptırmayacaksın!” diyemez.
Dünkü haberlere göre, “Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, sezaryenle doğum ve kürtaj hakkında Din İşleri Yüksek Kurulu’nun görevlendirildiğini ve konuyla ilgili geniş kapsamlı açıklama yapılarak halkın aydınlatılacağını ifade etti.”
Allah Allah!
Diyelim ki, Diyanet kürtajın İslamî açıdan kabul edilemez olduğuna karar verdi ve hükümet kürtajı yasakladı.
Bu memlekette dindar olmayan vatandaşlar var. Dindar olmasına rağmen kürtajı kabul edilebilir bulan vatandaşlar var. Müslüman olmayan vatandaşlar var. Bu vatandaşların haklarını hangi hakla kısıtlayacaksınız?
Diyanet ve Başbakan ve Sağlık Bakanı kendi dinî inançlarını ve bu inançlar doğrultusunda kürtaj hakkındaki görüşlerini açıklayabilir. “Ey Müslümanlar, sakın kürtaj yapmayın” diyebilirler. İsteyenler bunu ciddiye alır, buna göre davranır. Güzel.
Ama bu fetva beni ilgilendirmez. Ve daha pek çok vatandaşı da ilgilendirmez.
Mevcut yasayı değiştirmeye, kürtajı yasaklamaya kalkıştıkları anda ise, hepimizi ilgilendirir.
Ve görünen o ki, kalkışacaklar.
Görünen o ki, önümüzdeki dönemde ciddi bir mücadele yaşayacağız.
Dinî inançlarla ilgili bir mücadele değil, dinî inançlardan kaynaklanan politikaların tüm topluma dayatılmasına karşı bir mücadele. Kadın hakları için, kadınların kendi bedenleri hakkında karar sahibi olmaları için bir mücadele. Tehlikeli maddelerle “merdiven altı” kürtaj günlerine dönmemek için, mevcut yasayı korumak için bir mücadele.
Başbakan bu mücadeleyi kolay kazanacağını sanıyor galiba.
Bence yanılıyor.
Yazarlar
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023