Roni MARGULIES
Söylemek istediklerimin ilk yarısını Ahmet İnsel salı günü kendi köşesinde anlattı. Bizzat Ahmet’in kelimeleriyle özetleyeyim.
“AKP iktidarı Türkiye tarihinde bir dönüşüme damgasını vurdu. Bu dönüşümün merkezinde özgürlükler rejiminin pekiştirilmesi ve genişletilmesi, imparatorluk bakiyesi etnik sorunların çözümü, ataerkil toplum geleneklerinin belirlediği kural ve pratiklerin etkisiz kalması gibi konular yer almıyordu.. Türkiye toplumunun sosyolojik çoğunluğunu temsil edenlerin iktidara gelmelerine dayanan bir dönüşümdü bu.. Kan bağları veya kurumsal aidiyetleri nedeniyle kendilerini toplumun üstünde bir konumda görenlerin hâkimiyetine son verildiği bir dönüşüm anı yarattı AKP..
On yılda AKP, askerî-sivil bürokratik vesayet güçlerinin meşruiyeti kendinden menkul üstün konumlarını ortadan kaldırdı. Bunları kâh demokrasi açısından meşru siyasal hamlelerle kâh bazıları demokratik kuralları ihlal eden yargı operasyonlarıyla gerçekleştirdi..
2007 seçimleri, AKP etrafında kümelenmiş Türk-Sünni orta sınıfının ve önemli bir kısmı bu kesimin içinden gelen siyasal elitlerin askerî muhtıralar, yargı darbeleri, güdümlü sivil toplum mobilizasyonları ve suikastlarla yıpratılmasının artık mümkün olmadığını kanıtladı.
Bu sosyolojik çoğunluğun ortak iki niteliği var. Birincisi etnik olarak kendini Türk tanımlaması. İkincisi Sünni Müslümanlığın değer ve zihniyet dünyasını benimsemesi.. Özgürlük talep eden bir toplumsal çoğunluktan ziyade iktidar talep eden bir çoğunluk var. AKP bu çoğunluğa dayanıyor, onun başat değer ve özlemlerini yansıtıyor.
Kendisi için hak, özgürlük ve bunların bir sentezi olarak demokrasi talep eden bu çoğunluğun, kendi değerlerini toplumun bütününe hâkim kılmaya çalışması beklenen bir gelişmeydi.
Türkiye toplumunun yeni hâkim sınıf ittifakının belkemiğini dindar Sünni-Türk muhafazakâr orta sınıf oluşturuyor. 2000’li yıllardaki dönüşüm otoriter düzlemde bir kırılma yaratmadan, iktidar aktörleri ve simgelerinin dönüşümü olarak gerçekleşti.
Tayyip Erdoğan.. sosyolojik çoğunluğun daha geniş bir siyasal çoğunluk oluşturması için muhafazakâr değerler politikasını giderek daha fazla ön plana çıkarıyor. Bu da Türk-Sünni muhafazakâr ideolojisinin demokratik değerler açısından dar epistemolojik sınırlarını daha fazla görünür kılıyor.
Bunun karşısında, toplumsal muhalefetin değerler ve anlam politikaları alanında eski otoritarizmin yöntem ve simgelerine sarılarak başarılı olma şansı yok. Toplumsal muhalefetin bu yeni hegemonyaya karşı uzun vadede etkili olan bir mücadele verebilmesi, kendini otoriter gelenek ve değerlerden bütünüyle kurtarmasına bağlı. Bu ise muhafazakârlık ve otoritarizm karşıtlıklarının demokratik ilkeler zemininde eşitlik ve özgürlüğün yeni bir sentezini gerçekleştirmesi demektir.”
Ahmet’in analizine tümüyle katılıyorum.
Son paragrafı şöyle yorumluyorum: CHP’nin bugün durduğu yerden, Kemalizm temelinde, AKP öncesinin beyaz Türk hegemonyasını ve o hegemonyanın devlet yapısını özleyip savunarak millî muhafazakâr hegemonyaya karşı muhalefet etmek hem yanlıştır, gericiliktir, hem anlamsızdır, başarı şansı yoktur.
Ahmet’i dediklerine eklemek istediğim bir şey var. “Ne yapmalı” sorusuna vereceğimiz cevap açısından. “Eşitlik ve özgürlüğün sentezini gerçekleştirmek” açısından.
“AKP etrafında kümelenmiş Türk-Sünni orta sınıfı” ifadesi doğru, ama eksik.
AKP’nin kurmayları, teorisyenleri, aktif destekçileri bu sınıftan, hatta bu sınıfın üst kesiminden, büyük sermaye olmaya aday kesiminden oluşuyor. Partinin tüm siyasetleri bu sınıfın çıkarları doğrultusunda belirleniyor.
Ama partinin tabanı ve seçmenleri çok daha geniş toplumsal katmanları, yoksulları, işçileri, emekçileri içeriyor.
Bugüne kadar, devlete karşı yürüttüğü mücadele ve gerçekleştirdiği siyasî dönüşüm nedeniyle, üstelik ekonomik durum da iyi gidiyor göründüğü için, Türk-Sünni alt sınıflar da AKP’yi destekledi.
Bu nedenle, AKP’yi yüzde 50 oy oranına yükselten sınıfsal bileşim, çelişkili bir koalisyon.
Zaman zaman ortaya çıkan “Müslümanlar jeep’e biner mi?” gibi tartışmalar, “Antikapitalist Müslümanlar” gibi oluşumlar bu çelişkinin (henüz çok cılız) ifadeleri.
Türk-Sünni orta sınıfın bir kesimi zenginleşmeyi sürdürdükçe, çelişki keskinleşecek.
Dünya ekonomik krizinin etkileri Türkiye’de daha yoğun hissedilmeye başlandıkça, yoksul emekçi tabanın ve seçmenin tepkisi yükselecek.
Muhafazakâr hegemonyaya karşı mücadele, bu çelişki temelinde, bu taban üzerinde yükselecek.
Bu taban AKP’ye sırtını dönecek, ama bir daha CHP’ye dönmeyecek. Eşitliği ve özgürlüğü vurgulayan bir kanal arayacak ve yaratacak.
Şimdiden yaratmaya başlamak gerek.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023