Ümit KARDAŞ
Kürt sorunu da Ermeni sorunu da tarihî derinlikleri olan sorunlardır. Aslında bu sorunlar ötekileştirici bir kimlik üzerinden ortaya çıkmış, başat kimlik olan Türklük kendisini diğer kimlikler üzerinden var etmiştir. Bu nedenle sorun Kürt ya da Ermeni sorunundan çok bir Türklük sorunudur. Osmanlı’nın son döneminden tevarüs edilen milliyetçilik anlayışına dayalı politikalar sonucu oluşmuş ve bugüne kadar ağırlaşarak gelmiştir. Bir ulus-devlet yaratılırken Türk-Müslüman olmayan gayrimüslim azınlığın hukuk dışı yasalar ve uygulamalar ya da şiddet yoluyla mülksüzleştirilmesi ve göçe zorlanması devlet politikası olarak uygulanmıştır.
1935 yılında İsmet İnönü, Atatürk’ün emriyle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde bir geziye çıkar ve gezi sonunda hazırladığı Kürt raporunu kendisine sunar. İnönü’nün bu rapordaki tespit ve önerileri asimilasyoncu, baskıcı ve tehcirci anlayışla aynen örtüşmektedir. Rapordaki saptamalardan da açıkça anlaşıldığı gibi Cumhuriyet’in kuruluşunda ve temelinde Türklük yatmaktadır.
İnönü’nün raporunu sunmasından sonra bölgeye umumi müfettiş olarak Abidin Özmengönderilmiştir. 1. Bölge’nin umumi müfettişi olan Özmen raporunda, bölgede Türklüğü aşılayacak azimli öğretmenlerin görevlendirilmesini, veteriner ve ziraatçıların köylerde Türkçe propaganda yapmalarını, Kürt kızlarıyla evlenecek Türklere arazi verilmesini, memur ve hizmetlilerin Kürtçekonuşmalarının yasaklanmasını, bu yasağa uymayanların ihtar, maaş kesme, ihraç gibi cezalarla cezalandırılmalarını, her yıl 3000 kişinin batı illerine göç ettirilmesini ve bu bölgenin genel kanunların dışında farklı kanunlarla idare edilmesini önermekte, huzur ve sükûnun ancak böyle sağlanabileceğini belirtmektedir.
Asimilasyon politikası başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen aynı zihniyet devam etmiştir. Kürtlerin yaşadığı bölgedeki yarı-feodal yapı aynen korunmuş, devlet bazı aşiret reisleriyle işbirliği yaparak bölgeyi dolaylı yönden yönetmeyi tercih etmiştir. Bunun sonucu bölge sosyal, kültürel ve ekonomik yönden modernlik öncesi dönemde kalmıştır. Siyasi partiler oylarını aşiret reisleri yoluyla almışlar ve onların konumlarını güçlendirmişlerdir. Aşiretler arası çatışmalar, toprak uyuşmazlıkları, kan davaları ve feodal değerlerin hâkim olması sonucu oluşan kaotik düzene devletin görünen gücü sadece katkıda bulunmuştur. Bölgede tarihsel olarak asimilasyoncu politikalar nedeniyle ağır bir kimlik sorunu da yaşanmış olduğundan tüm bu sorunlar şiddete zemin yaratmıştır.
Kimlik ve dil sorununu gündeme taşıyan ve barışçıl bir yöntemi savunan Kürt oluşumları, sadece şiddeti benimseyen silahlı örgütler bahane edilerek cezalandırılıp susturulmuştur. Özellikle 12 Eylül döneminde Diyarbakır sıkıyönetim bölgesi gözaltı merkezlerinde ve askerî cezaevinde uygulanan insanlık dışı işkence yöntemleri ve meydana gelen ölümler Kürt sorununu insani ve vicdani bir sorun hâline getirmiş ve Kürt milliyetçiliğinin güçlenmesine yol açmıştır. Bu durum ayrıca PKK’nin tüm gerekçelerini doğrulamış ve örgüte katılmaları artırmıştır. 12 Eylül’ün Kürtler dışında azınlıklar üzerindeki etkisi de ağır olmuştur.
Artık her birey- yurttaş, demokrasinin öznesi olarak etnik bağı dili, dini, inancı, cinsiyeti ve cinsel tercihi ne olursa olsun farlılıklarıyla birlikte, özgürce ve eşit olarak hukuk güvenliği altında yaşamalıdır. Temel felsefesi ve ilkeleri ortaya bu şekilde konulan bir toplumsal mutabakata dayalı yeni bir anayasa ancak Türk kimliğini sorun yaratan bir başat kimlik olmaktan çıkarıp, demokratik bir kimlik hâline getirir ve diğer kimlikleri de demokratikleştirir.
www.umitkardas.com
Yazarlar
-
Murat Sevinç'Belirsizlik' kullanışlı bir idare yöntemidir, yurttaşı iki dudak arasına hapseder! 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezAtaerkil pazarlık 2.0 ve cinskırım 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin ikinci ve belki de “final” sezonu 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEHüseyin Kocabıyık’ın sözü 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalMüslüman düşmanı Hegseth ve ‘İslami rejimler’in suç ortaklığı 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanErdoğan ve kurmayları acaba neden isteksiz davranıyor? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHatay’ı haritasına ilk kim koymuştu? 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBaşkan da olsan meşruiyet şart 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2025
1.09.2025
27.08.2025
7.08.2025
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025