Ahmet TAKAN
James Bond filmi senaryosundan değil!.. Okuyacağınız satırlar gerçek hayattan…
Önce, dün ,diğer günlere nazaran sakin geçen güne düşen bir son dakika haberi ile başlayalım;
“Akın akın Türkiye’ye doğru geliyorlar.
Suriye’de Devlet Başkanı Beşar Esad’a bağlı güçler ve Rusya’nın İdlib’e yönelik saldırıları sonucu son iki günde en az 25 bin sivilin Türkiye sınır hattına yakın bölgelere göç ettiği belirtildi.
İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde yerinden edilen sivillere ilişkin veri çalışması yürüten Suriye Müdahale Koordinatörlüğü Müdürü Muhammed Hallaj, son iki günde en az 25 bin sivil evlerini terk ettiğini öne sürdü.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre; Hallaj, hava ve kara saldırılarının aralıksız sürmesi nedeniyle göç rakamının tam olarak bilinmediğini, tespit edebildiklerinin 25 bin olduğunu belirtti.
Hallaj, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ndeki yoğun saldırılar nedeniyle Kasım başından bu yana yaklaşık 205 bin sivilin yerinden edildiğini belirtti.
Rejim güçleri ve Rusya’nın devam eden saldırıları sonucu kaçan sivillerin büyük bir kısmı, Hatay’ın Reyhanlı ilçesi karşısındaki Suriye topraklarında yer alan Atme, Kah, Deyr Hassan ve Kefer Lusin gibi bölgelerdeki sınıra yakın kamplar ile İdlib’de zeytin ağaçlarının bulunduğu alanlara, Türkiye’nin terörden arındırdığı Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı bölgelerine sığınıyor.”
Evet, haber böyle!.. Ancak, İdlib’den Türkiye sınırına göç edenler hakkında verilen sayı gerçek mi? Hayır, değil!.. Ankara’daki devlet koridorlarından aldığım bilgiye göre, “İdlib’den son 5 günde en az 80 bin sivil daha Türkiye sınırına göç etti”. Ve, bu rakamın daha da artacağından endişe ediliyor.
Halihazırdaki sıkıntı daha da büyüyecek. Üstelik sıkıntı tek boyutlu da değil… Türkiye ile Rusya arasında 17 Eylül 2018’de imzalanan mutabakattan bu yana İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ne yönelik rejim ve Rusya’nın saldırılarına sık sık şahit oluyoruz. Ne zaman Türkiye kendi güvenliği için bir hamle yapsa Rusya, İdlib üzerinden karşı hamle yapıyor. Barış Pınarı Harekatı sırasında olduğu gibi. Hani şu, ABD’nin hemen ardından mutabakat imzaladığımız ve davul-zurna ile ortak devriyeler attığımız Rusya var ya!… İşte o Rusya… İşte o, Tayyip Erdoğan’ın çook yakın dostu Putin, aklı sıra Türkiye’nin kulağını çekiyor. Ama bu sefer işi biraz daha azıtarak. Yüzlerce sivilin ölümü ve canı pahasına!..
Hatırlayalım;
Türkiye ile BM destekli İhvancı Libya Ulusal Hükümeti arasında imzalanan askeri işbirliği Mutabakat Muhtırası önceki gün, AKP ve küçük ortağı MHP’nin oylarıyla TBMM’de onaylandı. Ancak, bu gelişmeden önce gözlerden kaçmaması gereken çok kritik bir açıklama var;
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Kuala Lumpur Zirvesi için gittiği Malezya’da gazetecilerin Libya’yla ilgili sorularına verdiği yanıtta Rusya konusuna değinmişti.
“Libya’da biz şu anda nasıl bir rol üstleniyorsak, Suriye’de nasıl bir rol üstlendiysek bundan sonraki süreçte de buna benzer rolleri birlikte üstlenmenin kararlılığını ortaya koyacağız” diyen Erdoğan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, İtalya ve Rusya’yı “Hafter’e meşruiyet kazandırma peşinde olmakla” suçlamıştı.
Erdoğan, Rusya hakkında da, “Libya’da, Wagner denilen kuruluş vasıtasıyla bunlar adeta Hafter’in paralı askerleri olarak onun yanında görev yapıyorlar. Parasını kimler veriyor malum. Böyle bir durum söz konusu ve bütün bunlar karşısında tabii ki bizim seyirci kalmamız doğru değil” şeklinde konuşmuştu.
Kısaca izah etmek gerekirse; Wagner, Putin’in gizli ordusu olarak biliniyor. ABD’nin Black Water’u gibi… Biraz daha zorlarsak, bizdeki SADAT!..
Rusya, Erdoğan’ın “Wagner” açıklamasından sonra İdlib’deki saldırılarını arttırdı. Türkiye’ye yönelik bu büyük tehdit ve kapışmanın perde arkasına ne var?.. Ankara’da devlet koridorlarındaki sağlam kaynaklarımdan ulaştığım bilgiye göre, Türkiye, 2 hafta önce (Libya ile imzalanan güvenlik muhtırası TBMM’den geçmeden) Libya’ya çok özel bir eski MİT’çiyi göndermiş. İsimlendirmelere girmeyeceğim. Kısaca tarif etmek gerekirse, adı geçen bu MİT’çi Hakan Fidan’ın çok çok güvendiği biri… Özel Kuvvetler’den gelme… 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından çok kritik operasyonlarda görev yaptıktan sonra –belki de dinlendirilmek ve unutulması için- çook uzak bir ülkeye gönderilmiş… Oradan Suriye’ye geçirildikten sonra da Libya’ya tayini çıkmış… Daha fazla detay istemeyin. Prensiplerime ve inançlarıma göre, gazetecilik yapma sınırım bundan öteye geçmez!..
Libya ile imzalanan Güvenlik Muhtırası’ndaki “misafir personel” ve “sivil personel” ibarelerine daha önce dikkat çekmiştim. Önümüzdeki günlerde, Türkiye’den bir heyet Rusya’ya Libya’daki gelişmeleri görüşmek üzere gidecek. Saray’ın akıl kutusu SETA’cıların sağda solda yazdıklarına ve söylediklerine bakarsak, iktidar diplomasiyi terk etmek ve askeri seçenekler üzerinden hareket etmekten başka bir çare bulamıyor. İnşallah, Rusya’da yapılacak görüşmelerde, Libya’da SADAT ve Wagner’in karşı karşıya gelip çarpışmalarının önüne geçecek bir formül bulunur!..
Çok dikkat edilmesi gereken bir husus daha var;
İktidar, Libya Ulusal Hükümeti ile imzalanan Mutabakat Muhtıralarında meşruluk vurgulaması yapmak için her defasında “BM destekli Hükümet” diyor. İhvancı Hükümeti BM tanısa ne olur tanımasa ne olur?.. BM’nin 5 daimi üyesinden ABD, Rusya ve Fransa Hafter’in yanında ve onu açıktan destekliyor. Üstelik, Hafter’in bir CİA ajanı olduğunu ve ABD’de itina ile yetiştirildiğini dünyada bilemeyen yok!.. Suriye’de kapı arkalarında gizli gizli paylaşım yapan ve birbirlerine bugüne kadar tek mermi sıkmayan ABD ile Rusya Libya’da mı karşı karşıya gelecek?.. Gün gibi ortada; yine paylaşacaklar!..
Devlet koridorlarında derin tedirginlikler var. Türkiye’nin açık/kapalı tüm operasyonlarında son derece akıllı, temkinli ve dengeli olması gerekir…
Bu arada benim aklıma düşen bir soru var,
Acaba iktidar, ABD’den gelecek her türlü yaptırımlardan kurtulmak, S-400’leri kutuya koyup tekrar F-35’lere ve Patriot’lara yönelmek için sıkı bir gerekçe/bahane mi hazırlıyor?.. Rusya ile karşı karşıya gelerek!..
Yazarlar
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021
2.07.2021