Ahmet TAKAN
Yine en baştan söyleyeyim;
Bu bir Süleyman Soylu’yu güzelleme yazısı değildir!..
Lütfen, yazıya bu şekilde girdiğim için beni garipsemeyin. Abdestimden şüphem yok ama maalesef mecbur kaldım. Herhangi bir kompleksim de yok. Önceki gün akşam, Habertürk’te, Süleyman Soylu ile yapılan canlı oturumu izlerken mesleğim adına büyük utanç duyduğum günlerden birini yaşadım!.. O kadar canım sıkıldı ki; tepkimi haykırabilmek için bugüne kadar yapmadığım bir şeyi gerçekleştirdim.
Program boyunca peş peşe 3, sonunda da 1 tweet attım;
– Bizde çok güzel bir laf vardır; körler sağırlar birbirini ağırlar!,,
– Şu anda Sedat Peker’in tweetleri Habertürk’ten daha fazla izleniyor. Acaba neden?
– Bugün mesleğim adına büyük utanç duydum. Süleyman Soylu sordu, gazeteci iddiasında olanlar sustu!..
– Tiyatro bitti!..
Takipçilerimden itiraz eden de olmadı…
Derdim, Süleyman Soylu’ya soru yönelteceği iddiası ile oraya oturtulan “gazeteci”leri eleştirmek değil. Programın formatı da en baştan perşembenin geleceğini açık ve net olarak gösteriyordu. Ne demek istediğimi arif olanlar anladı. Daha fazla dallandırıp budaklandırmadan bu faslı burada kapatıyorum.
???
Siyasetçiler için çıkış yapılacak mecralar, zamanlama kadar çok önemlidir. Süleyman Soylu, Sedat Peker’e cevap vermek için ilk olarak seçtiği TRT’de bir çuval inciri batırır gibi yaptı ama beklenti eşiğini yükseltip Habertürk’te planladığı atak için çok müthiş bir zemin hazırladı. Programı seyrederken, pazar günü saraydan gelen “Habertürk’e çıkma. Programı iptal et” baskılarına neden kulak asmadığını daha iyi anladım. Süleyman Soylu açısından tüm siyasi hesaplar en ince ayrıntısına kadar yapılmıştı. Süleyman Soylu, TRT’dekinin tam aksine Sedat Peker’in iddialarına cevap vermek ona küfür etmek için değil geleceğe yönelik siyasi planlarına ve hedefine yürüyebilmek için ortaya çıkmıştı. İstediği gibi de oldu!..
Süleyman Soylu, şunu dedi bunu söyledi gibi ayrıntılara da girmeyeceğim. İzlenme rekoru kıran programı sizin de zaten benim gibi baştan sona takip ettiğinizi düşünüyorum.
Kitabın ortasından konuşalım;
– Türkiye merkez sağının tipik usta bir siyasetçisi vardı önceki gün ahalinin karşısında. Merkez sağın tüm ince/kalın kıvraklıklarını ustaca sergiledi!..
– Süleyman Soylu, muhalefet partilerinin beceremediği ölçüde, kendi iktidarının çöken, halk nezdinde eleştirilen, erozyona uğrayan noktalarına zekice ve herkesin anlayacağı dilden dokundu, muhalefet yaptı. Ancak, ince eleştirileri yaparken, Tayyip Erdoğan’ı açıktan incitmemeye özen gösterdi. Programa gelmeden önce AKP içinde yapılan ve kendisinin de yaptırdığı anketlerde “Tayyip Erdoğan’dan sonra kim?” sorusuna verilen cevaptaki açık ara “Süleyman Soylu” yanıtına, verilere zarar vermemeye özen gösterdi.
-AKP içinde kendini saf dışı bırakmak için üst üste ataklar yapan “Gürcüler Konseyi” ne bilinçli ve sert vuruşlar yaptı. Konseyin önde gelenlerinden Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ü adalet mekanizmasına yönelttiği ustaca eleştirilerle hedef aldı. Binali Yıldırım’ı sever yapar gibi dövdü.
– Kendini çok çok önemli birisi gibi gösterdi. Kendinden öncekilerin döneminde yaşanan terör olaylarını o çözdü. Kendi döneminde faili meçhul cinayetler son buldu. O zamanlar AVM’lere bile girilemiyordu şimdi huzuru Türkiye onunla buldu… Kendinden öncekiler aleni rüşvete bulaşırken o kenarından bile geçmedi. 1 yıldır kapalı olan okulların önünde uyuşturucu trafiğini nasıl sonlandırdığını anlattı. Türkiye’deki kötülüklerle can hıraş mücadele derken kendisinin kabine içindeki mesai arkadaşlarınca nasıl yalnız bırakıldığını izah etti.
– Mahalle mücadelesinden başlayarak, ilçe başkanlığına oradan da geldiği en tepelerdeki noktalara kadar çekirdekten yetişme sağ-milliyetçi/muhafazakar bir siyasetçi olduğunu delillendirdi.
– Siyasette, ayrım gözetmeksizin herkese iyilik yapmaktan başka bir amacı olmayan iyilik perisi profili çizdi.
– Sık sık “Allah” dedi… “Helal” dedi… Yeminler etti… Muhafazakâr sağ seçmenin hassasiyetlerine dokundu.
– Doğruluğunu ve ne kadar vatansever bir siyasetçi olduğunu hazırlanan kağıttan tablolar eşliğinde ispatlamaya çalışırken, koltuğundan hatta hayatından vazgeçebileceğine yeminler ederek, ustaca bir mağduriyet alanı yarattı.
– AKP iktidarlarında kapalı kapalı alanlarda olup bitenleri bir parçacık aralayarak, geçmişe sık sık giderek, başta Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm saray iktidarı ileri gelenlerine “çok şey biliyorum”, “beni yakamazsanız “, “beni harcarsanız ben de sizi harcarım” mesajı verdi.
– Elleri kolları bağlı, yapabileceklerinin ancak bakanlık sınırı ile çevrili olduğundan, ahaliden daha fazla yetki ister gibiydi.
Buraya bir parantez açma zamanı geldi; (Tüm bunları yerseniz!)
???
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Habertürk’te yaptırdığı programla belki genel seçmen nezdindeki kanaatleri pek etkilememiş olabilir. Twitter’daki istifa yoklamasının ardından liderlik yarışında ilk defa resmen bayrak açtı… Kendi tabanını (AKP) ustaca tanzim edip saflarını sıklaştırdı… Program öncesinde ve sonrasında, kanal binasının önünde sokağa çıkma yasağına rağmen yapılan destek şovları ile bunu perçinledi.
Bir de dün MHP grup toplantısında Devlet Bahçeli’den gelen şu açıklama tadından yenmedi!..
“Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı’nın boynuna tasma geçiremeyecek, buna hiçbir alçağın gücü yetmeyecektir.”
Cumhur İttifakı içinde “Gürcüler Konseyi”ne karşı çarpışan “Güvenlikçi”lerin Erdoğan sonrası için lider adayı resmen ilan edildi;
Süleyman Soylu…
Bir de üzerinde kafa yorulması gereken çok önemli bir denklem var;
Haziran ayında yapılacak NATO zirvesi. Bakalım, Erdoğan oradan döndükten sonra Cumhur İttifakı’nı bozacak, HDP tabanını memnun edecek adımlar atar mı? (Ayrı, uzun bir yazı konusu)
Ha bir de !..
Süleyman Soylu, canlı yayında icraattın içinden geçerken, kendisine çok yakın bir çevre, tam kadro, özel bir mekanda programı izliyordu. Yayın bittikten sonra, sevinçle hep beraber ayağa kalktılar, birbirlerini tebrik ettiler. “Çak” yapanlarda vardı. Ve ortak olarak şu yorumu yaptılar;
“Bundan sonrasını artık o düşünsün”..
“Bundan sonrası” ne?..
“O” kim…
Tahminlerinizi bekliyorum!..
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021
2.07.2021