Akif BEKİ
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na, hepsi eski tarihli tivitleri nedeniyle 5 ayrı suçtan toplam 9 yıl 8 ay hapis cezası verilmişti.
Yargıtay, 2 davayı düşürdü. Kalan 3’ünden 4 yıl 11 aylık cezayı ise onadı. Devamında siyasetten yasaklanması bekleniyor.
Ceza alan tivitlerinden birini, “Bizi işte bu kafa yoksullaştırdı” başlığıyla yazmıştım.
Buyurun, o yazıyı hatırlayalım:
“PKK’lı Sakine Cansız’ın ardından attığı tivit, Kaftancıoğlu’nu terörist yapıyorsa...O gün attığı manşetler, iktidar medyasını kim bilir ne yapar!
Sakine Cansız ve arkadaşlarının Diyarbakır’daki kalabalık cenazesi, Sabah gibi gazetelerde “Hepimiz Barışız” manşetleriyle verilmişti.
Paris’te öldürülen PKK’lıların cenazesi için, “Barışın gövde gösterisi tüm Türkiye’nin umudunu yansıttı” deniyordu.
Spotlarda “Binlerce kişi siyah yas kıyafetleri giydi, beyaz barış kaşkolları taktı, beyaz barış güvercinleri uçuruldu, kürsüden barış sloganları haykırıldı” yazıyordu.
Oysa aynı cinayetler için sadece “insanlık kaybetti” diye tivit atmıştı. Kaftancıoğlu, terör örgütü propagandasından ceza aldı. Hem de 6 yıl sonra. Hem de CHP İstanbul İl Başkanı olduktan sonra açılan soruşturma ve İstanbul seçimlerini partisi kazandıktan sonra başlayan davada.
Kaftancıoğlu’nun tiviti, terörü övmek ve propagandasını yapmak suçuysa o manşetler nedir, siz söyleyin.
Yargının siyasallaşmadığına...Mahkemelerin bağımsız ve tarafsız karar verdiğine...İktidarınsa terörle mücadeleyi muhalefetle mücadeleye alet ve istismar etmediğine kim inanır!”
Yargıtay’a da ‘bu kadarı çok fazla’ geldi ki, terör propagandasından cezayı bozduğu anlaşılıyor.
Fakat cezası onanan, yine hepsi eski ve mesela faili meçhul cinayetlere göndermeyle devleti eleştiren sert, sarsıcı tivitler çok mu farklı?
Ocak 2021 tarihli yazımı, şu uyarıyla bitirmiştim:
“Hukuk ve demokrasi reformu bekleyen yabancı yatırımcı mı kanacak, hadi canım!
İktidar, demokrasi ve hukuk düzeltilmeden ekonominin düzeltilemeyeceğini söylüyor da...Bizi bu siyaset ve bu yargı pratiklerinin batırıp mahvettiğini bilmiyor mu?
Kimse başka yerde aramasın, yoksullaşmamızın sorumlusu budur."
HAPİSTEKİ SİYASETÇİ DEMMİRTAŞ'IN MESAJI
HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 5 yıldan fazladır Edirne Cezaevi’nde.
Ara ara siyaset üzerinde etkili, muhalif kamuoyunda yankı uyandıran mektuplar yazıyor. Onlardan biri, dün birçok isim tarafından, çeşitli mecralarda paylaşıldı.
Eşi Başak Hanım’ın notu ve e-posta yoluyla bana da geldi mektup.
HDP, Altılı Masa’da yok. Millet İttifakı’nda da yer almıyor...
Demirtaş, mektubun bir yerinde işte bu tartışmalarla ilgili ne düşündüğünü de belirtmiş.
Haber değeri bulduğum o kritik mesajını, aşağıda dikkatinize sunuyorum.
2019’da, “teröristbaşı” Öcalan’dan iktidar lehine seçime müdahale mektubu getirip talimatlarına uymadığı için HDP’ye demediğini bırakmayanlar kızmazsa tabii...
Demirtaş, geçenlerde T24’te de “ortam bulanık ama aklınız bulanmasın” başlığıyla bir yazısını yayımlatmıştı.
Orada, “Ortak evimiz Türkiye, ortak devletimiz Türkiye Cumhuriyeti Devletidir” diyordu.
O vurgusuyla birlikte okumanızı öneririm.
Şöyle:
“Elbette hiçbirimizin elinde sihirli değnek yok. Ülkemizin içinde bulunduğu kaos ve sürüklendiği çöküşten çıkışın biricik yolu, farklılıklarımızla birlikte ortak akılla hareket etmektir.
Aynı denizde buluşan ayrı nehirler olarak akmak bir zaaf değil, demokrasinin gücü ve güzelliğidir.
İktidarın en çok çekindiği ve engellemeye çalıştığı şey de budur. Bu nedenle kesintisiz bir kirli propaganda çalışması yürüterek başta HDP olmak üzere tüm muhalif kesimleri düşmanlaştırmaya, kriminalize etmeye çalışıyorlar.
Oysa muhalif kesimlerin hiçbiri ne halk ne de Türkiye düşmanıdır. Herkes, hepimiz tüm iyi niyetimizle ülkede yaşanan çöküşü durdurmaya, toplumu felaketten kurtarmaya çalışıyoruz.
(Sizler) Tarihi bir fırsatın heba edilmesine engel olabilir, demokrasinin inşasını kolaylaştıracak birlik zeminini yaratabilirsiniz.
Olası bir yanlış anlaşılmayı önlemek için belirtmem gerekir ki kastettiğim şey, muhalefetin tek bir ittifakta buluşması değildir.
(Kastım) Toplumsal ve siyasal muhalefetin demokrasi paydasında gönül birliği, söz birliği etmesidir.”
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025