Akif BEKİ
İki ihtimal var; ya habersizmiş gibi görünmesi istenen bir danışıklı ‘baskın seçim’ ilanıyla karşı karşıyayız.
Yahut da Bahçeli tek taraflı sürpriz yaptı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da emrivaki oldu.
Fark eder mi, eder.
Macun tüpten çıktı gerçi. AK Parti kaçamaz, seçim yine erken yapılır.
Ama etkileri açısından sonuç değişir...
Eğer danışıklı ise gerçekçi görünmesi sağlandı. Başarılı bir rol dağılımı söz konusu.
Fakat eğer, grup konuşmasında pimi çekeceğini ortağından da sakladıysa Bahçeli...
İttifak bozulmaz ama kimyası bozulur. Güven sarsılır, ortakların arasına kuşku girer.
Erdoğan’ın, planlandığı gibi seçimlerin vaktinde, 3 Kasım 2019’da yapılacağına dünkü mükerrer vurgusu, temkinli bir cevap Bahçeli’ye.
AK Parti kanadında, beklenmedik bir emrivakiye hazırlıksız yakalanmanın şaşkınlığı gözleniyor.
Bu şaşkınlık, baskın seçimi hiç akıllarına getirmemelerinden değil.
Onlar da artısıyla eksisiyle bu senaryoyu içlerinde tartışıyordu.
Bahçeli’nin öne sürdüğü kaygılar, herhalde onların da zihnini kurcalıyordu.
Yerel seçimde, MHP ile aralarına nerede hangi parti adayının destekleneceği üzerinden ihtilaflar girmesi, ittifaka tabanda gölge düşürecek çekişme ve çatışmaların yaşanması gündemlerini meşgul ediyordu mutlaka.
Olası oy kayıplarının genel seçim psikolojisine olumsuz etkilerini ima eden gerekçelerin, AK Parti yönetiminin de kafasını karıştırmadığı söylenemez.
Ancak hiçbiri, ‘baskın seçim’ gibi kritik bir kararın öteki ortaktan gizlenmesi kadar ittifaka zarar verebilir mi, o denli yara açabilir miydi, sanmıyorum.
***
Bahçeli, seçim tarihi dayatarak ortaklara çalım atma siyasetinin yıkıcı sonuçları hakkında sıkı fikir sahibi, müthiş deneyimli bir lider.
Koalisyon partileri arasındaki herhangi bir uyuşmazlık, anlaşmazlık ya da sürtüşmeye benzemeyeceğini tecrübelerinden bilir. Ne telafisi vardır ne de geri dönüşü.
AK Parti’ye tek başına iktidar kapısını, 3 Kasım 2002’de koalisyon ortaklarına yaptığı bir seçim dayatmasıyla yine Bahçeli açmamış mıydı?
Niye başka gün değil de ısrarla ‘3 Kasım’ diye sorulduğunda da... Siyasetin mantığına bir şey ifade etmeyecek bir 3K formülüyle yani ‘kafa, kalp ve kol üçlüsünün kısaltması’ gibi gizemci bir kurguyla açıklamamış mıydı?
O tarihi seçmesinin muhakkak rasyonel bir nedeni vardı ama hâlâ sırrı tam bilinmiyor.
Belki söylendiği gibi 26 Ağustos’u da İyi Parti’yi tökezletecek bir çelme olarak tasarladı.
Ama önden mutabakatı alınmadıysa...
Bahçeli’nin 16 yıl önce 3K çözümüyle açtığı AK Parti iktidarı parantezini, “3 Kasım 2019’u beklemeye ülke şartlarının tahammülü yok” diye 26A şokuyla kapatma niyetinden emin değilse...
AK Parti’nin, aynı yöntemle bir tuzağa mı çekildiğinden işkillenmesi ve ortaklıklarının yıkılmasa bile güven bunalımına sürüklenmesi kaçınılmaz olur.
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025