Akif BEKİ
AK Parti, kuruluş yıldönümü vesilesiyle 18 yıllık iktidarının başarılarını anlatıyor.
Neleri öne çıkardığına bakın; sadece Türkiye’yi nereden nereye getirdiğini değil, nereye doğru götürdüğünü de görürsünüz.
İşsizliği nereden alıp nereye indirdiğinin üstünde ne kadar duruyor mesela?
Ayasofya’da cuma kıldırmayı önemsettiği kadar, kişi başına milli geliri nereden alıp nereye yükselttiğini de önemsetiyor mu?
Hangi başlıkları büyütüp hangilerini önemsizleştirdiğine dikkat kesilin. 2002’den 2020’ye, AK Parti’nin Türkiye’yi nereden nereye taşıdığı berraklaşır.
Mustafa Karaalioğlu dün, ne kazanıp ne kaybettiğimizin mukayeseli bir muhasebesini çıkardı.
Polonya, Arjantin, Romanya, Bulgaristan, Rusya, Letonya gibi ülkeleri alın. Son 18 yılda, kişi başına milli gelirlerini en az üçe, beşe katlamış her biri.
Türkiye ise 2013’te 12 bin 500 dolarla tırmandığı zirveden geri gidiyor.
Son resmi rakama göre 9 bin dolar düzeyindeyiz. O da güncel değil.
Hesaplar; 2007’deki 7 bin dolar seviyelerine gerilediğimizi gösteriyor.
TÜİK’in parlak bilanço makyajlarıyla cilalansa bile, 2002’deki 3 bin 600 doların üç katını bulmak imkansız.
Bırakın Polonya’nın, Bulgaristan’ın performansını geçmeyi, AK Parti’nin kendi koyduğu hedeflerin bile çok altındayız.
Şimdilerde 15 bin dolarları aşmış olmalıydık.
2023’te kişi başına 25 bin dolar hedefini hatırlatan var mı?
Ipsos araştırmıştı. OECD hesabıyla günlük 10 dolardan fazla harcayabilenler orta sınıfa giriyordu. Ve bu oran, 2010’da toplumun yüzde 59’una ulaşmıştı.
AK Parti, yıkılmış olarak devraldığı orta direği ayağa kaldırmakla, erimiş orta tabakayı tekrar palazlandırmakla övünüyordu. Haklıydı da.
En alttaki yüzde 20’lik kesimle en üstteki kaymak tabakası arasındaki makas daralıyor mu, açılıyor mu?
Gelir dağılımı adaletinden, yolsuzluk ve yoksullukla mücadeleden gururla bahsediliyor mu artık!
Kişi başına milli gelir ve işsizlik gibi kalemler hızlıca geçiştiriliyor.
Ne oldu da başarı kriteri değişti peki?
Sorduğunuz anda ezan, bayrak, cami hamaseti devreye giriyor.
“Yedi düvel saldırıyor, kutsal din savaşındayız, ekonomik bağımsızlık cihadı veriyoruz, istiklal mücadelesinin yanında paranın pulun lafı mı olur, düşman ağzıyla konuşma” deniyor hemen.
Cemil Meriç “Üç beş şehri fethe, birkaç Himalaya’yı devirmeye yetecek enerjiyi yel değirmenlerine harcadım” diye hayıflanır. Yani sahte sevgiler uğruna.
“Her kadında seni aradım” dediği Lamia Hanım’ı bulmaya çalışırken ziyan olan yıllarına ağıttır.
Bizim, yel değirmenleriyle savaşa harcanan yıllarımız ne uğruna kaybediliyor peki!
İNCE’DEN AK PARTİ’YE YAŞ GÜNÜ HEDİYESİ
Muharrem İnce’nin iddiasına inanırsanız, dünkü çıkışından sonra Cumhur İttifakı’nın acayip korkması gerekirdi. Kendi seçmenlerinden oy alma kabiliyeti var, Kılıçdaroğlu’nun yapamadığını yapacak, daha tehlikeli diye...
Ama iktidar cenahı, hiç de korkmuşa benzemiyor. Bilakis, memnuniyetten ağızları kulaklarında.
Sanki iktidarı değil de muhalefeti bölme potansiyeli görüyorlarmış gibi.
Hatta, ‘CeHaPe Zihniyeti’ni hortlatacak bir profil olsa ancak bu kadar sevinebilirlerdi. ‘Tam dişimize göre bir muhalif bulduk, güle oynaya çekişiriz’ diye...
Kılıçdaroğlu’nu utanma belasına, yasak savmak niyetiyle kerhen bile vermeyen ekranları, İnce için canlı yayındaydı. Baştan sona verdiler.
Tesadüfe bakın ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın il başkanlarına konuşması da İnce’yi bölmedi. Planlasanız böyle olmaz. Cumhurbaşkanı’nın yayını, İnce bittikten sonra başladı.
Halbuki sorsanız, kendilerini zorlayacağı konusunda İnce’ye hak veriyorlar. CHP tabanını aşma gayretini takdir ediyorlar. Dışardan ilave oy çekme kapasitesini kanıtladığını dahi söylüyorlar. Bakınız; Sözcü Kalın’ın değerlendirmeleri...
Fakat ne hikmetse Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’yla yarışmak kadar telaşlandırmıyor onları. Ne ön kesmesi, ne çelme takması, ne karalaması! Parlatma işini bile şansa bırakmıyorlar.
Eğer takiye değilse, rol yapmıyorlarsa; İnce’nin çıkışı, AK Parti’ye yaş günü hediyesi gibi geldi.
“Erdoğan’ı yense yense İnce gibi bir CHP’li yenebilir, hadi inşallah kazanır” diye umutlandıklarını mı düşünmeliyiz öyleyse?
İnce, iktidarı heyecanlandırıyorsa kaybetmeyi çok istediklerinden midir yani?
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.09.2025
28.09.2025
24.09.2025
23.09.2025
18.09.2025
11.09.2025
10.09.2025
9.09.2025
4.09.2025
3.09.2025