Akın ÖZÇER
İspanya’da Büyükelçilerin güven mektubu seremonileri geleneksel usullerle yapılıyor. Önce Dışişleri Bakanlığı binasının önünden biri Büyükelçi’yi, diğeri Büyükelçilik protokol sırasına göre ilk dört sıradaki mensuplarınıtaşıyan iki fayton Kraliyet Sarayı’na doğru yola koyuluyor. Palacio Real’deki tören de geleneksel nitelik taşıyor. Kral sadece Büyükelçi ile değil maiyetindeki diplomatlarla da tokalaşıyor ve protokol fotoğrafçısı her kareyi resmediyor. Yeni atanan Büyükelçi’nin güvenoyu töreninde Kral Juan Carlos’la tokalaştığımda, kendisibirçok İspanyol için olduğu gibi, benim için de 20 Kasım1975 günü vefat eden Caudillo’nun varisi olarak ülkesini diktatörlük rejiminden kurtarıp demokrasiye geçiren demokrat Kral’dı. Dünyaya örnek oluşturan kademeli demokratikleşme süreci Demokrasi’ye Geçiş ’in (transición democrática) baş mimarıydı. Başbakanı merhum Adolfo Suárez ve ana muhalefetteki Sosyalist İşçi Partisi PSOE’nin (Partido Socialista Obrero Español) lideri Felipe González ile birlikte. O bakımdan bu tören yaşamımın unutulmaz anılarından birini oluşturuyor.
İspanyol demokrasisi birkaç gün sonra 50. yaşını kutluyor. 22 Kasım, Emeritus Kral (Rey Emérito) Juan Carlos’un Taht’a çıkışının 50. Yıldönümü. 2014’te Taht’ı oğluna devretmiş, bir anlamda emekliliği seçmiş olan 87 yaşındaki Juan Carlos bu amaçla düzenlenecek törene katılmayacakne yazık ki. 2020’den bu yana yaşamını BAE Emiri Al Nahyan’ın koruması altında, Abu Dabi’deki Nurai Adası’nda sürdürüyor. Kendi kendine sürgün (auto-exilio) bu törene katılmamasının nedeni değil aslında. El País’teyayımlanan “Gürültülü yokluk: Monarşinin 50. Yıldönümü Juan Carlos I olmadan kutlanıyor” (Una ausencia clamorosa: los 50 años de la monarquía se celebran sin Juan Carlos I) başlıklı yazıda, babasının törene katılmasının, Kral Felipe VI’yı daha önce Krallık’tan ayrılma yazılı kurallarda öngörülmemiş olduğu için güç duruma soktuğu aktarılıyor. Bu nedenle Juan Carlos’un törene katılması için gereken formülün Kraliyet değil ama hükümet tarafından bulunması gerektiği savunuluyor.
Kral Felipe VI ayrıca Kraliyet ’in kurumsal meşruiyetkazanmasının babasının Taht’a geçişi ile değil, 1978 Anayasası ile gerçekleştiği görüşünde. O bakımdan Anayasanın halk oyuyla benimsendiği 6 Aralık 1978 daha önemli bir tarih. Parlamenter sisteme dayalı mevcut anayasa Kral’a sembolik Devlet Başkanı yetkileri tanıyor. Juan Carlos o tarihte anayasanın tanıdığı bu sembolik yetkiyi hemen kabul etmiş ve uygulamaya geçirmişti. Her ne kadar Taht’a Franco’nun çıkarmış olduğu bir yasayla geçmiş olsa da Kral olarak görevde kalması için konsensüsle benimsenen demokratik bir anayasanıngerekliliğine öteden beri inanmıştı. Bu, Franco gibi bir diktatörün yaklaşımından farklı, demokratik bir yaklaşımdı kuşkusuz.
Reconciliación
Reconciliación (Barışma) Juan Carlos’un anılarını aktardığı kitabın başlığı. 5 Kasım’da Fransızcası “Les mémoires de Juan Carlos 1er d’Espagne: Réconciliation” başlığıyla Stock Yayınevi’nden piyasaya çıktı. İspanya’da daha geç 3 Aralık’ta çıkacak olmasının nedeni sadece Juan Carlos’un 22 Kasım törenine katılımıyla ilgili belirsizlik değil, aynı zamanda anılarında Franco hakkında söylediği övgü dolu sözler. Demokratlığıyla herkesin sevgisini kazanmış bir Kral’ın anılarında yer alan “Franco’ya saygı duyuyor, zekasını ve siyasi yaklaşımını beğeniyor, kimsenin (onu) benim önümde eleştirmesine izin vermiyordum” cümleleri herkesi şaşırtıyor kuşkusuz. Eski Başbakan José Luis Zapatero’nun günler önce belirttiği gibi, “Juan Carlos eski diktatörle ilgili cümlelerini keşke hafifletseydi. Çünkü Caudillo rejimi, siyasi muhaliflerin hapse atılması, işkenceler ve devlet sansürüyle ayakta kalmıştı.”
Başbakan Pedro Sánchez, 10 Kasım’da, kendisine bu konuda yöneltilen soruya cevaben “kitabı henüz okumadım. Ama Noel’de okunacak bir kitap olarak tavsiye edeceklerden biri olmayacağım. Bazı bölümleri beni şaşırttı. Demokrasiyi bu ülkeye kimin getirdiği konusunda. Demokrasi gökten inmedi. İspanyolların mücadelesinin meyvesiydi” dedi. Koalisyon hükümetinin sol siyasi partiler birliği Sumar kökenli, Katalan asıllı Kültür Bakanı Ernest Urtasun i Domènech ’in Cadena Ser’e yaptığı konuyla ilgili açıklama ise çok daha sertti:“Franco’yu savunan bir metnin 2025 yılında yayınlanıyor olması kabul edilemez. Tahtı ’nı Franco’ya borçlu olan Juan Carlos’un kitabını okumadım ama bu cümlelerini iğrenç buluyorum”. Franco’nun bir katil olduğunubelirten Ernest Urtasun, İspanya’ya bugünkü temel hak ve özgürlükleri getirenin de Juan Carlos değil, işkence gören, hapis yatan ve ölen binlerce anti-Frankist olduğunun altını çizdi.
Fransız RTL İnfo, geçen Cumartesi yayımladığı konuyla ilgili haberinde, İspanyol siyasi tarihine “Demokrat Kral” olarak geçen Juan Carlos’un kesinlikle yolundan yürümediği diktatör için aşırı övgüler düzmesinin doğal olmadığını vurguluyor. Haberde görüşüne yer verilen Complutense Üniversitesi Siyasi Tarih Profesörü San Narciso Martin de Juan Carlos’un özellikle 1969’da görüştüğü General Franco’nun kendisine İspanya’da demokrasiyi kuracağını söylediğine ilişkin sözlerinin inandırıcı olamayacağının altını çiziyor.
Emekli Kral kitabına “babam bana anılarımı yazmamayı öğütlemişti. Krallar günah çıkarmaz. Hele kamuya açık olarak. Sırları sarayların gölgesinde gömülü kalır demişti. Bugün neden ona itaat etmiyorum? Neden sonunda fikir değiştirdim? Benim öyküm çalınıyor duygusuna kapıldım çünkü” sözleriyle başlıyor. Le Monde’dan Clément Ghys, bu öykünün askeri ve Katolik otokrasiden yana bir general tarafından yönetilen bir ülkenin öyküsü olduğuna işaret ediyor. Ghys, “o Generalin, Francisco Franco’nun,genç ve deneyimsiz bir prensi kendi yerine başına getirmeyi kararlaştırdığı ülkenin öyküsü bu. Siyah beyaz İspanya’yı modern, demokratik, renkli, müreffeh bir ülkeye dönüştüren o prensin öyküsü bu” diye yazıyor. Kuşkusuz öyle ama bugün 87 yaşına gelmiş o prens 23 Şubat 1981 (23 F) darbe girişimine karşı durmak dahil demokrasi için yaptıklarına değil, nedense onu bu göreve layık görmüş bir diktatöre övgüler düzüyor. Neredeyse bir diktatörden demokrat yaratırcasına…

Yazırımız Akın Özçer, Kral Juan Carlos ile resepsiyonda...
Juan Carlos anılarında yaşamında yaptığı büyük hatalarada yer veriyor. Her insan gibi Krallar da hata yapıyor kuşkusuz. En büyük hatasının 2008’de Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın kendisine verdiği 100 milyon dolarlık hediyeyi kabul etmek olduğunu dile getiriyor. Kendideyimiyle bir hanedandan diğerine verilen bu hediye resmi görevinden ayrıldıktan sonra ailesinin geçimini sağlayacak bir gelir olarak öngörülmüş. Hangi aile sorusu askıda kalıyor. Kitabında itiraf etmediği için herkese tuhaf gelen bu hediye aslında Corinna Larsen ile evlilik planlarının bir parçasını oluşturuyor. Abu Dabi’de 5 yıldır eşi Sofia’dan uzakta yaşadığına bakılırsa, başka bir kadınla yaşamının geri kalan bölümünü geçirme arzusunun tetiklediği parasal bir skandal söz konusu. Çünkü İsviçre Bankası’ndaki hesabına gelen para Bayan Larsen’in hesabına aktarılmış.
El País’in yukarıda atıfta bulunduğum yazısında Kral’ın görevdeyken ülke dışında ekonomik etkinliklerde bulunmasının, dolayısıyla vergi kaçırıyor durumuna düşmesinin genç İspanyol demokrasisinin en zayıf halkasını oluşturduğunun altı çiziliyor. Kral’ın beş yılı aşkın bir süredir Abu Dabi’de yaşamasının bir başka nedeni de ayrı bir yazının konusu olacak mali konulardayargıyla yaşadığı sorunlar olduğunu belirtmekte yarar var. Sonuçta 5 milyon avroluk cezayı ödeyerek bu sorununu gidermiş durumda. Oğlu Kral Felipe VI da normalde Kraliyet ailesinin emekli bir üyesi olarak babasının alacağıoldukça yüksek maaşı kesmiş bulunuyor. Juan Carlos İspanya’da yaşamayı arzu ettiği halde oğluna zarar vermemek için bunu yapmaya henüz hazır değil. Belki buna zamanı da hiç olmayacak. Ama skandallarıyla daha şimdiden sadece oğluna değil, Kraliyet’e de zarar vermiş olduğu açık.
Juan Carlos, Franco’nun ölüm döşeğinde kendisinden İspanya’yı böldürmemesini istediğini, kendisinin de Caudillo’nun ölümünün ardından yeni bir iç savaş çıkmamasını ilke edindiğini, hiçbir şeyi önceden planlamadığını, hep irticalen davrandığını söylüyor. Bunu başardığı gibi, tüm demokratlarla birlikte ülkeyidemokratik bir hukuk devletine dönüştüren 78 Anayasası’nın yapılması için Meclis’teki çağrısı başta,önemli demokratik adımlar attığını ve 23-F askeri darbe girişimini de başarıyla engellediğini gözardı etmek mümkün değil.
Ama önümüzde gün ve haftalarda çokça konuşulacak skandallarıyla Cumhuriyetçilerin elini de güçlendirecek belki. ElectoPanel’in 4 Ekim tarihli son anketine göre referandum yapıldığında ilk defa Cumhuriyetten yana olanların yüzde 54, 1 ile kazandığına bakılırsa bu hiç de yabana atılacak bir öngörü değil.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
13.12.2025
6.12.2025
1.12.2025
13.11.2025
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025