Akın ÖZÇER
Katalan özerk parlamentosu Parlament’te salt çoğunluğa (88/135) sahip olan dört siyasi parti perşembe günü (12 Aralık), yayımladıkları bir ortak bildiriyle kendi kaderini belirleme hakkına dayanan referandumun 9 Kasım 2014 tarihinde yapılması hususunda uzlaşma sağlandığını, ayrıca referandumda halka sorulacak iki şıklı sorunun belirlendiğini açıkladı. Buna göre, Katalan halkına şu soru sorulacak: Katalunya devlet olsun ister misiniz? Evet diyorsanız, bağımsız olsun ister misiniz?
Bildiri yayımlandığında Temsilciler Meclisi’ne yeni Ceza Yasası hakkında bilgi vermekte olan Adalet Bakanı Alberto Ruiz-Gallardón yerine oturmadan konuyla ilgili açıklama yaptı ve “hükümet olarak referandumun yapılmayacağının garantisini verdiklerini” duyurdu. Böylece İskoçya’nın izinden gitmeye kararlı görünen bağımsızlık yanlısı Katalanlar sıcak patatesi bir kez daha Madrid’e gönderirken, Rajoy hükümeti de devekuşu politikasını sürdürmeye kararlı olduğunu yine ortaya koymuş oldu.
Anayasa özerk topluluklara referandum izni vermiyor
Türk milliyetçileri tarafından “bölünmeye müsait” görünen ve bu nedenle övgüye mazhar olması dahi bir dönem tabu olan İspanya’nın 1978 Anayasası, yeri geldikçe hep vurguladığım gibi, tam aksine kendi geleceğini belirleme hakkını tanımamak suretiyle ülkenin bütünlüğünü en iyi biçimde güvence altına alıyor. Yerinden yönetimi, kurduğu kendine özgü demokratik özerklikler devleti (estado autonómico) ile en geniş biçimde sağlayan bu anayasa, konuyla ilgili yazılarımda altını çizdiğim gibi, siyasi konularda referandum yetkisini özerk yönetimlere tanımıyor. Hal böyle olunca, anayasada yer almayan kendi kaderini belirleme hakkı bir yana siyasi bir konuda referandum düzenlemek bile anayasaya aykırılık taşıyor.
Bu itibarla, Katalan özerk hükümeti (generalitat) Başkanı Artur Mas, referandumun anayasal ve yasal çerçeveye uygun olması için Başbakan Mariano Rajoy’u müzakereye çağırıyor. Daha önce de dile getirdiği gibi üzerinde durulan birkaç formül var. Bunlardan ilki devletin referandum yetkisinin hükümet tarafından Katalunya’ya devri. Anayasa’nın 148. Maddesi özerk toplulukların, 149. maddesi ise devletin münhasıran yetkili olduğu alanları zikrediyor. 150/2. madde ise, devletin yetki alanındaki konuların organik bir yasayla özerk topluluklara devrini mümkün kılıyor.
Katalan iktidar partisi CİU (Convergència i Unió) ve ortağı ERC (Esquerra Republicana de Catalunya) dışında bağımsızlığa destek veren İniciativa per Catalunya’nın lideri Joan Herrera konuyla ilgili açıklamasında bu sürecin 150/2 madde çerçevesinde girişimde bulunmak üzere Parlament’te yürüyeceğini vurguladı. Anlaşılan o ki Parlament’te benimsenecek bir metnin daha sonra Temsilciler Meclisi’ne “yasa önerisi” olarak getirilmesi söz konusu olacak.
Bunun benzeri bir girişim 2004’te Bask özerk parlamentosunca yapılmıştı. Gernika Özerklik Statüsü’nün gözden geçirilmesini öngören (aynı zamanda Bask Ülkesi’nin kendi geleceğini belirleme hakkını tanıyan) metin 2005’te yasa tasarısı olarak geldiği Temsilciler Meclisi’nde 29’a karşı 321 oyla reddedilmişti. O bakımdan yasa önerisinin Temsilciler Meclisi’nde geri çevrilmemesi için bağımsızlıkçı Katalan siyasi partilerinin iktidar partisi PP ile uzlaşmaları şart. Ama iktidar partisi bu konuda izlediği devekuşu politikasıyla sorunu çözümsüz bırakma yoluna gidiyor.
Federal çözüm sorunu çözer mi?
“Anayasa değişmezse tüm kazanımlar yok olur” başlıklı yazımda görüşlerini aktardığım eski başbakanlardan Felipe González, bu konuda iktidar partisinin harekete geçmesi ve 1978 anayasasında Katalan ve Bask sorunlarını çözecek şekilde değişiklik yapılması için girişimde bulunması gerektiğini düşünüyor. Sosyalistlerin yaklaşımı özerklikler sistemini bir adım daha ileri götürerek federalizme geçmek. Anılan yazımda altını çizdiğim gibi, federalizm kendi geleceğini belirleme hakkını içermediğinden bağımsızlığa imkân tanımıyor ve sonuç olarak bağımsızlıkçıların çok da işine gelmiyor. Ancak anayasa değişikliğinin gündeme gelmesinin referandum konusunu gündemden düşüreceğine kuşku yok.
Felipe González’in yaklaşımı aslında farklı kimliklerden oluşan İspanya’nın bütünlüğünün korunması için bu kimliklerin tümünün görüşlerinin ve rızalarının alınması gerektiği temeline dayanıyor. Yoksa 1978 anayasasıyla oluşmuş olan düzende hiçbir değişiklik yapılmaması- bir yerde devekuşu politikası izlenmesi- bağımsızlıkçı Katalanların hukuken başarısız olmaları için yeterli. Anayasa Mahkemesi’nin de “siyasi konularda referandum yapılacaksa özel topluluklarla sınırlı olarak değil, ülke genelinde yapılır” olarak özetlenecek içtihadı dikkate alındığında, bağımsızlık yanlılarının Katalunya’da salt çoğunluğa sahip olmalarının bir anlamı kalmıyor.
Kaldı ki Katalunya’nın bağımsızlığa giden yolunun da İskoçya’nınki gibi çıkmaz bir sokak olduğu bir gerçek. Katalunya, aynen İskoçya gibi, büyük ülkelerce tanınmadığı sürece fiilen bağımsız olamayacak; İspanya ve Birleşik Krallık tarafından uygun görülmediği sürece de AB dışında kalacak.
Peki, bir an için İspanya’nın referanduma izin verdiğini varsayalım, Katalunya’da bağımsızlık yanlısı bir çoğunluk var mı acaba?
Anketlerin ortaya koyduğu farklı sonuçlar
Katalanların bağımsızlık hakkında ne düşündüğü konusunda çalışan ve anketler yapan üç kamuoyu araştırma şirketi var: Sosyolojik Araştırmalar Merkezi CIS, Metroscopia ve Generalitat’a bağlı olan Görüş Etütleri Merkezi CEO. Bu üç şirketin anketlerindeki ortak nokta, Katalanların çoğunluğunun, yüzde 55 ile 71 arasında değişen oranda, anayasaya aykırı referandumun yapılmasını istediği yönünde. Diğer konularda ise anketten ankete farklılıklar gözlemleniyor.
CIS’ın anketinde İspanya’nın Katalunya’ya bağımsız olma izni vermesini isteyenler yüzde 40,6’ya ulaşıyor. İspanya içinde kalmasını isteyenlerden yüzde 25,6 daha çok özerklik, yüzde 17 mevcut sistemin devamı, yüzde 9 ise üniter bir sistem yönünde görüş dile getiriyor.
Generalitat’a bağlı CEO’nun anketinde, bağımsızlık yanlılarının oranı 54,7’ye ulaşıyor. Buna karşılık yüzde 22 referandumda hayır oyu kullanacağını söylüyor. CEO katılımcılara “evet” ya da “hayır” dışında ayrı bir seçenek sunmadığı için bu oranlar dışında bir veriye sahip değil.
Metroscopia anketinde değişik sorular var. Yüzde 46 ipotetik bir referandumda “evet”, yüzde 42 ise “hayır” oyu kullanacağını söylüyor. Yüzde 40 “üçüncü yol” olarak adlandırılan daha çok özerklikten yana görüş bildiriyor. Ayrıca yüzde 66, bağımsızlık halinde ne gibi olumsuz sonuçlarla karşılaşılacağı hakkında bilgi sahibi olmadığını söylüyor.
Sonuç olarak, Katalanların çoğunluğunun referandumdan yana görüş bildirmekle birlikte, bu referandumda “evet” oyu kullanacağını söylemek bu aşamada kolay değil. Bir kere daha çok özerklik öngören yeni bir anayasal çerçevenin tam bağımsızlıktan daha fazla destek görme olasılığı var görünüyor. En azından mevcut sistemin devamından daha fazla destek alacağına kuşku yok. O bakımdan sosyalistlerin federal çözüm önerisinin İspanya’nın ülke bütünlüğü ve toplumsal birlikteliği açısından PP’nin devekuşu politikasından çok daha yararlı olduğunu söylemek mümkün.
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.05.2023
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018
15.03.2018
1.02.2018
7.02.2018