Akın ÖZÇER
Videokasetlerle yerli/yabancı medya üzerinden yürütülen kapsamlı bir siyaset mühendisliğine maruz kalan AK Parti’nin 30 Mart yerel seçimlerini bir öncekine oranla 7 puan oy arttırarak kazanması öncelikle güçlü bir normalleşme talebi içeriyor. Yolsuzluklarla mücadele önemli bir konu ama çok daha önemlisinin bu mücadelenin demokratik hukuk devleti kuralları içinde yürütülmesi olduğuna ve siyasi bir araç olarak kullanılmaması gerektiğine kuşku yok.
Gerçek şu ki 17 Aralık süreci yolsuzluk iddialarının içeriğinden çok AK Parti hükümetinin normal olmayan yollardan devrilmesi amacıyla kullanıldı. Demokratik hukuk devletinde yeri olmayan bir erkin, üyeleri halk tarafından seçilmemiş bürokratik bir otoritenin varlığını ve gizli telefon dinlemeleri ve görüntü kayıtları yoluyla siyaset yaptığını ortaya koydu. Bu otorite ve demokrasilerde kabulü mümkün olmayan siyaset yöntemi, Batı medyasından gelen ilkesiz destekle birlikte, yolsuzluk iddialarından önce çözümü gereken önemli bir sorun haline geldi.
Bu itibarla, yerel seçim sonuçlarını AK Parti’ye verilmiş güçlü destekten önce bu siyaset mühendisliğine atılmış bir tokat olarak değerlendirmekte yarar var. Zira siyaset mühendisliği sonucu, sandıktan çıkması arzu edilen ana muhalefet ya da MHP değil, AK Parti çıkmış bulunuyor. O bakımdan CHP liderinin seçim sonuçlarıyla ilgili olarak“Olumsuz bir tablo ile karşı karşıya değiliz, oylarımızda artış var” şeklindeki açıklamasının görevinden istifa etmemek için bir bahane olduğunu, aslında ana muhalefetin –ve tüm muhalefet cephesinin- oylarının beklentilerin çok altında kaldığını kabul etmek gerekir.
Batı medyasının tepkisi
Seçim sonuçlarıyla ayrıca Halil Berktay’ın “AKP düşmanlığı ve RTE nefretinde birleşmiş bireylerin, inanmak istediklerine inanmaları ve bunları alıp çoğaltmaları, içeriden dışarıya ve sonra tekrar dışarıdan içeriye gönderip yaymaları” anlamında söz ettiği “dış kuşatma” da iflas etmiş ve Batı medyası Türkiye hakkındaki öngörüleriyle “çuvallamış” oldu. Örneğin İspanya’nın saygın gazetesi El País’in 3 Mart’ta yayımladığı “ Erdoğan Türkiye’yi boğuyor” ( Erdogan ahoga Turquía) başlıklı başyazısı başlığıyla birlikte anlamını yitirdi.
Benzeri öngörüsüzlük, hatta sözünü ettiğim oryantal siyaset tarzına destek Le Monde’un, hem de öyle birkaç hafta önceki değil, Cuma günü yayımladığı başyazısında vardı.“Erdoğan’ın kaygı verici kontrolsüz gidişi” olarak Türkçeye çevrilebilecek “L’inquiétante fuite en avant de M. Erdogan” başlıklı başyazı şöyle bir saptama yapıyordu: “Erdoğan Şubatta 60 yaşını doldurdu. 10 yıldan bu yana Türkiye’nin başında. (…) Prensip olarak bu ona yeterli olmalı ve emekliliğini istemeliydi. Ama 30 Mart Pazar günkü yerel seçimleri kişisel popülerliğini ölçmek için bir teste dönüştüren Türk Başbakanher şeye ve herkese karşı, bütün olanakları kullanarak iktidarda kalmak istiyor.”
Le Monde gazetesi, saygınlığını yitirme pahasına François Mitterrand’nın kaç yaşlarında 14 yıl, Jacques Chirac’ın kaç yaşlarında 12 yıl cumhurbaşkanlığı yaptıklarını, her siyasetçinin böyle bir tutkusu olduğunu bir tarafa bırakıyor, Erdoğan’ın siyaseti bırakması gerektiğini, hem de genel değil, yerel seçimler vesilesiyle yazabiliyordu. Ayrıca bugüne kadar girdiği her seçimi kazanmış bir politikacının her şeye ve herkese karşı iktidarda kalmak istediğini öne sürebiliyordu.
Sandıklar açıldıktan ve sonuçlar belli olduktan sonra El País iki haber-yorum yayınladı. 15 yıldır tanıdığım Juan Carlos Sanz kendisiyle dün İstanbul’da görüşlerimi paylaşmamdan önce kaleme aldığı yazıya “Yerel seçimlerde İslamcıların zaferi Türkiye’de kutuplaşmayı derinleştiriyor” başlığını seçmişti. Le Monde ise İstanbul temsilcisi Guillaume Perrier imzasıyla yayımladığı “Türkiye’de yerel seçimler Erdoğan’ı rahatlatıyor” (En Turquie, les municipales confortent Erdogan) başlıklı yazısında gizli dinlemelerin internetten yayınının 2002’den bu yana Türkiye siyasetine hâkim olan Erdoğan’ı zayıflatmadığının anlaşıldığı yorumunda bulunuyor.
Kaostan yana yazılarıyla okurlara tanıttığım Arte’nin eski Türkiye temsilcisi Arianne Bonzon ise, Slate. fr’de bu defa “Türkiye’nin problemi Erdoğan değil, Erdoğan’a alternatif olmaması” (Le problème de la Turquie, ce n’est pas Erdogan, c’est l’absence d’une alternative à Erdogan) başlıklı bir yazı (http://www.slate.fr/story/85269/probleme-turquie-erdogan-absence-alternative) yayımlıyordu. Seçim günü olasılıkla sonuçlar daha belli olmadan yayımlanan yazıda alternatif boşluğunu doldurmak için CHP’nin sosyal-demokrat bir partiye dönüşmesi ya da HDP’nin siyasette güçlenmesi gerektiği vurgulanıyordu.
Muhalefetin tepkisi
AK Parti’nin seçim zaferi karşısında Erdoğan karşıtı muhalefet cephesinin ve iki siyasi aktörü CHP ve MHP’nin tepkilerine gelince, seçmenin mesajını tam olarak aldığını söylemek kolay değil. Ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu, partisinin oylarını arttırdığına ilişkin açıklamasına ilave olarak, yolsuzluk iddialarını kesin hüküm verilmiş gibi yineledi. Sözü Erdoğan’ın balkon konuşmasına getirerek, “Sıra, sıra dizilmişler, İstanbul’da parayı sıfırlayanlar. Adı hırsızlığa, yolsuzluğa bulaşmış insanlarla umut veren açıklama yapamazsınız” dedi. CHP Genel başkanı daha sonra önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerine değindi ve “Devleti soyan adamdan Cumhurbaşkanı olmaz. Hırsızdan cumhurbaşkanı, başbakan olmaz” diyerek, kutuplaşmanın aynı minvalde sürdürüleceği mesajını verdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de, partisinin “önemli sayılabilecek bir başarıya imza attığını” (!) dile getirdikten sonra, “Türkiye’yi hâlâ şaibelerden arınmamış bir başbakanın yönettiğini” ve “iktidarda rüşvet ve yolsuzluğun batağına saplanmış, kapkara vicdanlı bir zümre” bulunduğunu vurguladı. Başbakan Erdoğan’ın halkın oylarıyla aklanamayacağını, halkın yargının yerine geçemeyeceğinin altını çizerek, cumhurbaşkanlığı seçimlerine giden yolda yine bu konunun gündemde olacağının işaretini verdi.
Özetlemek gerekirse, oylarını bir önceki seçimlere oranla arttırmış olmakla birlikte, siyasi olarak hezimete uğrayan CHP ve MHP ikilisinin en azından kısa dönemde siyaseti aynı çizgide sürdüreceği anlaşılıyor. O bakımdan iktidarın, öncelik devletteki bürokratik iktidar odaklarının temizlenmesinde olmakla birlikte, yolsuzluklarla mücadele konusuna da gereken hassasiyeti göstermesi önem taşıyor.
Muhalefet açısından dikkate alınması gereken husus ise, halkın AK Parti’ye yerel seçimlerde destek olmak suretiyle tasvip etmediğini ortaya koyduğu siyaset mühendisliği ile arasına mesafe koyması, hatta bu mühendislerle mücadelede hükümeti desteklemesi gerektiğini içselleştirmesi. Ama genel başkanların ilk açıklamaları böyle bir ortak mücadeleye ışık yakılmayacağı yönünde.
Seçmenin mesajları doğru değerlendirilmediğinde, ileride benzer sonuçların yineleneceğini ve bu tokatların arkasının geleceğini söylemek için müneccim olmaya gerek yok elbette.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018