Akın ÖZÇER
İsrail bugün sandık başında. Başbakan Benyamin Netanyahu, namı diğer “Bibi” Aralık ayı başında politikasına eleştiriler getiren koalisyon ortağı merkez partilerine mensup iki bakanını “hükümet içi muhalefeti hoş göremeyeceği” gerekçesiyle azletmiş ve Knesset’e erken seçim kararı aldırmıştı. Bunun üzerine Netanyahu’nun, partisi Likud’un kazanacağı erken seçimlerin ardından milliyetçi ve dinci partilerle birlikte daha sağdabir hükümet kurabileceğine ilişkin değerlendirmeler yapılmıştı.
Aralık’tan bu yana köprülerin ardından o kadar çok su aktı ki daha sağda hükümetformülü bugünkü seçimlerin sonuçlarına bağlı üç olasılıktan sadece biri ve gerçekleşme şansı en güçlü olanı da değil. Cuma günü yayımlanan son anketlere göre, Likud başlıca rakibi merkez-sol eğilimli Siyonist Birlik’in arkasında kalıyor. 120 sandalyeli Knesset’teSiyonist Birlik’in 26, Likud’un 22 milletvekili çıkaracağı tahmin olunuyor. Bu tablo da koalisyon müzakerelerinde Bibi’nin elini zayıflatıyor doğal olarak.
Siyonist Birlik aslında İşçi Partisi (HaAvoda) ile merkezdeki Hatnuah (Hareket) arasında oluşturulan bir seçim ittifakı. 1968’de kurulan ve 2001’den bu yana düşüş yaşayan İşçi Partisi 2013’de başkan seçilen İzhak Herzog, namı diğer “Bougie” ile bir kıpırdanma içine girmiş bulunuyor. Herzog 2005’ten bu yana Sharon, Olmert ve Netanyahu koalisyon hükümetlerinde bakanlık yapmış deneyimli bir siyasetçi. Hatnuahile yaptığı seçim ittifakıyla İşçi Partisi’ni adeta küllerinden canlandırdığı söyleniyor.
Hatnuah’ın kurucusu Likud‘un eski Dışişleri (2005-08), son Netanyahu hükümetinin Aralık ayında eleştirileri nedeniyle görevden alınan Adalet Bakanı Tripni Livni. 2008 yılında Kadima’nın başına geçen Bayan Livni bir sonraki yıl yapılan seçimlerde partisiyle Likud’un önünde yer alıyor ama görev Netanyahu’ ya verildiğinden ana muhalefet lideri olarak kalıyor. 2012’de Kadima’dan ayrılarak Hatnuah’yı kuruyor ve bir yıl sonra yeni partisiyle birlikte Netanyahu’nun oluşturduğu koalisyona katılıyor.
Herzog ve Livni oluşturdukları Siyonist Birlik ile üç ay öncesine kadar seçimlerin mutlak galibi görülen Likud’u en azından anketlerde alaşağı etmiş durumdalar. Hükümet kurmaları halinde “dönüşümlü başbakanlık” formülü üzerinde anlaşan ortakların bu başarısının sırrı birbirlerine duydukları güven bağında belki de. Nitekim Herzog “tek başıma kazanmaktansa Tzipi ile birlikte kaybetmeyi yeğlerim” ifadesiyle bu bağın ne denli güçlü olduğunu ortaya koyuyor.
Siyonist Birlik’in avantajı sadece ortakları arasındaki bu uyum ve güvene bağlı değil elbette. Altı yıl arka arkaya iktidar olan ve bu yıllara çokça gerilim sığdırmış bulunan Netanyahu’nun iktidarda yıpranmış olduğunu ve bu seçimlerin kendisi için bir referandum niteliği taşıdığını göz ardı etmemek gerek.
Bununla birlikte, uzun yıllardır koalisyon hükümetleriyle yönetilen İsrail’de siyasi partilerin kendi seçim başarıları iktidar olmaya yetmiyor. Salt çoğunluğun 61 olduğu dikkate alınacak olursa 26 sandalye kazanarak birinci parti olmak hükümet olmakla eş anlamlı değil. Bunun için partilerin kendi siyasi eğilimlerine yakın uyumlu ortaklara ihtiyaçları var.
Bu bağlamda yanıtı aranan sorulardan biri şu: Siyonist Birlik için bu ortaklardan biri siyaset arenasının üçüncü gücü olarak ortaya çıkan Birleşik Arap Listesi olabilir mi?
İdeolojik farklılıkları nedeniyle bugüne kadar hiçbir şekilde anlaşamayan üç Arap partisi (İslami Hareket, Yenilikçi Hareket Ta’al ve Balad) ile Komünist Parti Hadash’ın,Ayman Odeh başkanlığında ortak bir listeyle bir araya gelmeleri 1948’den bu yana bir ilk. Böyle bir birleşmenin itici gücünü ise aşırı sağcı Dışişleri Bakanı Avigdor Liberman’ın önerisiyle geçen yıl Knesset’ten seçim barajını yüzde 2’den 3.25’e çıkaran yasa oluşturuyor. Irkçı İsrael Beytenou’nun kurucusu Liberman, nüfusun yüzde 20’sine tekabül eden ve istenmediklerini her vesileyle dile getirdiği 1.5 milyon Arabın Knesset’te temsilini bu barajla engelleyeceğini hesaplamıştı.
Odeh’in deyimiyle Liberman kazdığı kuyuya kendi düştü. Anketlere göre, İsrael Beytenou 6-7 sandalyede kalırken, Arapların birleşik listeyle 13-14 milletvekili çıkarma olasılığı var. Ancak İsrail’de resmen ayrımcılığa uğrayan Arap azınlık mensupları arasında Meclis’teki temsilci sayısının artmasını değişim için yeterli görenler çok değil.
Bu itibarla, Arap milletvekilleri hiçbir koalisyonun içinde yer almama konusunda kararlı.Ama Netanyahu’ya karşı kurulacak merkez sol koalisyona bütçe konusunda alınacak bazı ödünler karşılığı destek verilmesine sıcak bakılıyor.
Seçimlerden çıkabilecek bir başka olasılık ise büyük partileri bir araya getirecek bir Milli Mutabakat hükümeti. Aslında böyle bir olasılık Siyonist Birlik ya da Likud’un sayısal olarak koalisyon kuramamaları halinde gündeme gelebilecek. Ama bu olasılıkta da iki büyük partinin bir araya gelmeleri yeterli olmuyor. Bu iki parti arasındaki derin farklar da ayrıca uzun ömürlü bir hükümet oluşturulmasını engelliyor.
Aslında Netanyahu’nun 1967 sınırlarına çekilerek İsrail’in güvenliğini riske sokacağını öne sürdüğü Siyonist Birlik ile bir araya gelme seçeneğini düşünmediğini söylemek mümkün. Nitekim Kanal 2’ye yaptığı son açıklama ile böyle bir olasılıkta dönüşümlü başbakanlık formülünü kabul etmeyeceğinin altını kalın çizgilerle çizdi. Bu da yönetim krizinden çıkmak için büyük koalisyon formülünü savunanlar bakımından düş kırıklığı yarattı doğal olarak.
İsrail’den aktarılan haber yorumlarda seçmenin daha çok ekonomik kaygılarla oy kullanacağı ve Netanyahu’nun güvenlik odaklı abartılı söylemlerine pek de itibar etmediği dile getiriliyor. Özellikle nükleer güce kavuşacağını iddia ettiği İran konusunda söyledikleriyle İsrail’in en büyük müttefiki ABD ile görüş ayrılığına düşmesini hoş görmeyen bir seçmen tabanı da var.
Bu gözlemlerin ne derece doğru olduğu bugün sandıklar açıldığında ortaya çıkacak. Dileğimiz içeride daha çok demokrasiyi, dışarıda ise İsrail’in güvenliği bahanesiyle gerginliği değil barış ve istikrarı önceleyen partilerin başarılı çıkması.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin üç gün önce İran’la nükleer görüşmelerinin yeniden başlamasının arifesinde Mısır’da yaptığı açıklamaya bakılırsa Beyaz Ev’in pozisyonu da bu yönde. Bu açıklamadan Washington’un güvenlik odaklı politikalarından vazgeçmiş, olasılıkla Bibi’siz bir İsrail’i mi tercih ettiği sonucunu çıkarmak gerekiyor acaba?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025