Alper GÖRMÜŞ
Mart 2011’de kaleme aldığım dört bölümlük “Korkmuyorsunuz, nefret ediyorsunuz” başlıklı yazının üçüncü bölümünde (22 Mart 2011) şöyle bir paragraf vardı:
“Artık ‘vaktin geldiğini’ söyleyen solcu gazeteci televizyonda kıkır kıkır gülerek ‘korkunççuluk’ oynuyor... Eski baskı dönemleri arasından en çok 12 Eylül’e benzeyen bugünlerde tutuklanmaktan tabii ki o da korkuyormuş, hatta annesi program öncesinde uyarmış onu diline hâkim olması için, ama o ne pahasına olursa olsun konuşmaya devam edecekmiş. (Bu arada spikerden gelen münasebetsiz soruya utangaçça cevap vermek mecburiyetinde kalıyor: Tabii, yazmaktan sonradan pişmanlık duyduğu yazılar olmuş onun da, mesela cumhuriyet mitinglerinin arkasındaki gücü göremediği için biraz fazla angaje yazılar kaleme almış.)”
Aynı gün Twitter’da Ece Temelkuran şu notu düşmüştü:
“Alper Görmüş beni hedef göstermiş bugün. Köşede yazmaya değmez. ‘Bir gün herkes Ergenekoncu olduğunu anlayacak’ hezeyanı artık sadece komik.”
Okuyunca hayretler içinde kaldığımı hatırlıyorum. Böyle bir eleştiri nasıl “hedef gösterme” olarak sunulabilirdi? İlk şaşkınlığı atlattıktan sonra, yazımı okumayan ve sadece Temelkuran’ın “hedef gösterdi” suçlamasını duyan binlerce insanın “kimbilir neler yazmış” diye düşündüğünü aklımdan geçirdim... Acaba bunlardan kaçı yazının tamamını okuyacak ve dolayısıyla söz konusu yazıda Ece Temelkuran’la ilgili bölümün hakikaten sadece bundan ibaret olduğunu ve üstelik adının dahi zikredilmediğini öğrenecekti?
Öte yandan: Böyle bir paragraf dahi “hedef gösterme” olarak algılanabiliyorsa, biz birbirimizi nasıl eleştirebilecek, birbirimizle nasıl tartışabilecektik?
O günden sonra, biriyle ilgili bir eleştiri yazarken benzer bir suçlamanın muhatabı olur muyum acaba diye düşünmeden edemiyorum... Zaten okumakta olduğunuz yazıyı da, beni böyle bir suçlamayla yüz yüze bırakma ihtimalini hayli yüksek gördüğüm bitişikteki “Kahve sohbetinde olur, köşe yazısında olmaz!” başlıklı yazı nedeniyle kaleme alıyorum...
Eleştiri üzerinde “entelektüel terör”
“Hedef gösterme” suçlamasının olur olmaz yerlere sirayet edebileceği ve giderek eleştiriyi imkânsız kılacak bir boyut kazanabileceği hususunda beni alarme eden ikinci gelişme, Yıldırım Türker’in 15 ağustosta Radikal gazetesinde yayımlanan “AKP’nin küçük muhbirleri” başlıklı yazısı oldu. Yazıdaki özellikle şu bölüme dikkatinizi çekmek istiyorum:
“(Nuray) Mert ve (Ece) Temelkuran, takıntılı Stasi memuru kılıklılarca ısrarla ve durmadan hedef gösteriliyor. Bu muhbirler bir zamanlar demokrat kesimle dirsek temasında olmayı güvenceli bulan yeni nesil Yeni Türk gazeteciler.
“Milletvekili adaylığını türban farkıyla kaçıran biri, adeta ‘yöneticilerimiz uyuyor mu?’ çığlıkları atarak her iki gazeteciyi de ‘Kandil muhibbi’ ilan ediyor. Onları hapse tıktırmadan içi rahat etmeyecek.
“Harbiliğiyle tanınan bir başka şöhret, ablaları olarak küçük muhbirlerin yanı başında kişisel düşmanlığının öcünü alma çabasında, aynı insanları hedef gösteriyor. Alçaklığa doyamıyorlar.”
Burada adı geçenlerden “milletvekili adaylığını türban farkıyla kaçıran biri”nin Yeni Şafak yazarı Hilâl Kaplan, “harbiliğiyle tanınan bir başka şöhret”in ise Perihan Mağden olduğunu biliyorsunuz.
O günlerde ikisi de kendi cevaplarını kendileri verdiler... Bu tartışmanın artçı şokunu ise Perihan Mağden’in kaleminden 28 ekimde Taraf’ta okuduk: “Türkler’de Türker Güzellemeleri ya da bir gafletin yapıbozumu adına!”
Bana gelince... Ben Yıldırım Türker’in tavrında –hele hele onun, kaleminden bal damlayan biri olmadığını düşündüğümüzde– bariz bir ipin ucunu kaçırmışlık görüyorum. Bu yaklaşımla, Türker’in birçok yazısı da rahatlıkla “hedef gösterme” kapsamına alınabilir. Oysa bence hiçbirinde hedef göstermiyordu, çünkü kişileri değil onların fikirlerini “hedef” alıyordu ve onlara karşı en küçük bir şiddet teşvikçiliğinde bulunmuyordu.
“Hedef gösterme” diye bir şey var ama...
Elbette “hedef gösterme” diye bir şey var ve bunu yapanlar da var. Mesela Tercüman gazetesinin Perihan Mağden ve Ece Temelkuran’ın kocaman fotoğraflarını birinci sayfanın tepesinden yayımlayıp, gazetenin bir sayfasını da onlara yazılmış nefret mektuplarına ayırması gerçek bir hedef göstermeydi.
Fakat ölçü bilmezsek ve ne kadar sert olursa olsun eleştiriyi “hedef gösterme” sayarsak, hem hakiki “hedef gösterme”lerin hak ettiği tepkiyi seyreltmiş oluruz hem de eleştiri üzerinde bir “entelektüel terör” atmosferi yaratırız. Bunu yapmamalıyız.
Aslında bugün köşemin tamamını, bir süredir Sabah gazetesinde yazmaya başlayan Ersin Ramoğlu’nun yazılarına ayıracaktım. Çünkü yazılarının, “medeni” bir ülkenin “normal” bir gazetesinde yayımlanamayacak kadar nefret yüklü olduğunu düşünüyorum.
Yukarıda ima ettim, şimdi de açıkça itiraf ediyorum: “Hedef gösteriyor” suçlamasından korktuğum için o yazının yanına işte bu yazıyı (savunmayı) iliştirdim.
***
Kahve sohbetinde olur, gazetede olmaz!
Okurlara başlangıç notu: Sizlerden bir ricam var, öncelikle bu yazıya göz atmaya hamle ettiyseniz lütfen durun ve bitişikteki yazıyı okuduktan sonra devam edin. Nedenini, o yazıyı okuyunca anlayacaksınız.
*
Ersin Ramoğlu Sabah gazetesinin en yeni yazarı... Fakat temayüz etmesi, 20 ekimde kaleme aldığı “İntikam, intikam, intikam...” başlıklı yazısından sonrasına rastlıyor... Kürşat Bumin’in dikkat çektiği o yazı şu satırlarla başlıyordu:
“Hakkari ve Çukurca saldırılarından sonra, ‘İntikam misliyle alınacaktır. Bu saldırıların intikamı çok büyük olacaktır’ dedi Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül. Kısa ve net konuştu. Tek kelimeyle ulusun hissiyatına tercüman oldu: ‘İntikam!’ Ve ilk kez 864 rakımlı tepeden yükseldi: ‘İntikam!’
“Çünkü acı büyük… Çünkü önceki gün Bitlis’te, dün de Hakkari’de Mehmetçikler ve polislerimiz şehit oldu. Koca bir devlete kafa tutacağını sanan itlerin başına gelecekler Cumhurbaşkanı’nın söylediği tek kelimede saklıydı: ‘İntikam!’
Hemen Türk Silahlı Kuvvetleri’ne emir verildi. ‘Ordular! İlk hedefiniz Hakurk, Hakkari, Çukurca’daki PKK inleridir. İleri! Yok artık dinlenmek ya da biraz duraksamak...’ Bölge itlerden temizleninceye kadar ileri. Terör saldırılarının plânlandığı Zap Kampı yerle bir edilmeli, ardından Kandil, Mahmur, Smile, Misurike, Atruş, Hakurk, Hinere kampları da ateş topuna dönmeli.”
Yazar, ilerleyen bölümlerde o kadar kendinden geçmişti ki, kendi kendisine sorduğu “Kuruların yanında yaşlar da (mı) yanacak” sorusuna tereddütsüz “Yansın!” cevabını yapıştırıvermişti.
Ersin Ramoğlu’nun Türk basınının tam olarak neyi olmaya çalıştığını bir süre sonra daha iyi anlayabileceğiz, fakat orada çok özel bir yer işgal edeceğini, yukarıda alıntıladığım yazısından bir gün sonra (21 ekim) kaleme aldığı “Kasap et derdinde” başlıklı yazılarının arasına serpiştirdiği “parça”lardan anlayabiliriz:
“Bu it ve çakal sürüsüne karşı tek vücut”, “Bu it ve çakal sürüsünden bir an önce ‘intikam’ alınmalı”, “Kılıçdaroğlu (...) PKK itlerinin ekmeğine yağ sürdüğünün farkındaydı elbet”, “PKK maskesi arkasında Almanya, İsrail, Fransa ve diğer düşmanlar var. Tabi bir de içimizdeki hainler...”
1990’lara dönmeyiz deyip duruyoruz da, bu ne? 1990’ların büyük basınının dili de tam böyle değil miydi? Gerçekten ne farkı var? Hatta aradan geçen 20 yılın tecrübelerinden hiçbir şey öğrenememişliği de hesaba katarsak, Ersin Ramoğlu’nun pozisyonu, onun 20 yıl önceki benzerlerinden daha zelil bir pozisyon değil mi?
Her şeyi, herkesi “düşman” gören fena halde “Türk” bir pozisyon bu. “Türk”e “yamuk” yapanların linç edilişinin haberini aldığı gün dahi şöyle yazabilen biri:
“Kaddafi, ‘bakın bir zamanlar dünyaya hakim olan Osmanlı’nın torunlarını size köle yaptım’ diyordu sık sık. Aptal! Halbuki Türk’ten köle olmayacağını en iyi o biliyordu.” (“Diktatörün sonu”, 22 ekim.)
Bu dil kahve sohbetinde olur ama gazetede olmaz!
Büyük basının yayın yönetmenleri bunu bir türlü anlayamıyorlar.
Terörle Mücadele Kanunu’nun maddi ortamını yarattığı KCK operasyonları, geldi Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu’nun gözaltılarına dayandı. İşlerin bu “zıvanadan çıkma” noktasına varmasında, Ersin Ramoğlu gibilerin yarattığı manevi ortamın payını küçümseyebilir miyiz?
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları










































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025