Aslı Aydıntaşbaş
Devlet Bahçeli, geçen hafta yaptığı açıklamada, Irak Kürdistan bölgesinin bağımsızlık referandumunun ‘casus belli’ yani ‘savaş nedeni’ sayılması gerektiğini vurgulayarak Ankara’dan sertlik talep etti.
Böylece, Haziran 2015 seçimlerinden bu yana Türkiye’nin demokrasi rotasından çıkarak ucu bucağı görünmeyen bir karanlığa sürüklenmesinde ‘kolaylaştırıcı’ misyon üstlenen MHP lideri, bir adım daha giderek bizi doğrudan savaşa iteklemiş oldu.
Bağımsızlık, 15 yıldır Bağdat’taki kaosun öncesinde de 20 yıl boyunca Saddam Hüseyin’in zulmünü çekmiş Irak Kürtleri için ana sütü gibi helaldir. Ayrıca 25 Eylül’de yapılacak referandum kararı, Mesud Barzani’nin kendi kafasından aldığı bir karar değil, doğrudan Irak anayasasına dayanan bir haktır. Irak, federal bir devlettir ve bu federal yapı içinde 2002 yılında yapılan anayasa, Irak Kürtlerine kendi kaderini tayin etme hakkını vermektedir.
Haliyle, bize laf düşmez!
Kendi Kürt meselesinde tamamen yanlış politikalar güden ve bütün demokratik kazanımlarını yakıp yıkmış MHP destekli iktidar yapısı, başka bir ülkede yaşayan insanların kendi anayasalarından kaynaklanan haklarını nasıl kullanacağını dikte edebilecek bir konumda da değildir.
Zaten referandum, ha bugün ha yarın olacaktı. Irak Kürdistan bölgesinin eninde sonunda bağımsız bir Kürdistan devletine evrileceği, son 20 yıldır iyi-kötü dünyayı takip eden herkes için aşikâr. Akıllı devlet, Kürtfobik bir ezberle yel değirmenleriyle savaşan değil, tarihin akışını görüp kendi bölgesindeki Kürtlerle ittifak kuran, bu sayede sınırlarını ve etki alanını genişletendir. Bana göre bu hükümetin son dönem izlediği yegâne doğru politika, Irak Kürdistan bölgesiyle iyi ilişkiler kurmuş olmasıdır. Sayın Bahçeli’nin şimdi bu politikayı da değiştirmek istemesi, inanılır gibi değil!
Hafızaları tazelemek için birkaç tarihi bilgi aktarmakta fayda var. Irak Kürtleri, daha Saddam döneminde bile ‘otonom’ bir yapıyla yönetiliyordu. (Bağdat’la imzalanan 1970 ve 1974 otonomi anlaşmaları). Arada 100 bin kişinin kimyasal silahla öldürüldüğü bir soykırım yaşadı. Birinci Körfez Savaşı’ndan sonra, tamamen Bağdat’ın kontrolünden ayrıldı. Saddam’ın 2001’de devrilmesiyle oluşan yapıda, eğitimden para politikalarına kadar bir anlamda özerk bir yapıya kavuştu. Bizim Dışişleri’nin resmi yazışmalarında bile ‘Irak Kürdistanı’ ya da ‘Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ diye anılır. Irak Kürdistanı’nın, kendi ordusu, kendi para birimi, parlamentosu ve merkez bankası vardır. Bağdat’la arasındaki tek bağ, petrol gelirlerinin paylaşımıdır ki; bu da artık işlemiyor.
Kısaca Bağdat’ın Kürtlere vaat ettiği tek şey, kaos, mezhepçilik ve yolsuzluktur. Hal böyleyken, kim kızabilir Kürtlerin ayrılma talebine?
Zaten Ankara’nın Bahçeli’yi pek dinleyeceğini sanmıyorum. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bu haftaki Erbil gezisinde, “Aman yapmayın!” diye basına yansıyan bir üslubu olsa da, gerçekte Türkiye ‘sınırı kapatma’ ya da ‘petrol akışını durdurma’ gibi ciddi bir yaptırımı gündeme getirmemiş, haliyle Barzani yönetimine “Pek istemem ama referandum yaparsan da yap” demiştir. Keza Kerkük petrolünün Kürdistan bölgesi tarafından kontrol edilmesi, bugüne kadar Ankara’nın zımni desteği ve sunduğu ticaret imkânı sayesinde olmuştur.
Haliyle Bahçeli’nin sözleri ve yetkililerden gelen diğer açıklamaları sadece ‘gaz alma’ olarak görmek lazım.
Oysa Ankara’ya düşen önemli rol de var referandum sürecinde. Ankara’nın yapması gereken, bağımsızlık referandumuna karşı çıkmak değil, eğer bağımsız Kürdistan kurulacaksa bunun mevcut oligarşik yapıdan farklı olarak daha demokratik bir hukuk devleti olmasında ısrarcı olmak, göstermelik değil işlevsel bir meclis talep etmektir.
Tabii kelin merhemi olsa kendi başına sürer.
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018