Aslı Aydıntaşbaş
Yepyeni bir dünya düzenindeyiz. İç ve dış politika ayrımı anlamsızlaşıyor. “Devlet politikası” diye bir kavram yok artık. Siyasette kimin borusu öttüğüne göre o ülkenin önündeki seçenekler değişiyor.
Örneğin ABD’de Donald Trump değil Hillary Clinton seçilseydi, ABD nükleer anlaşmayı yırtıp İran’la savaş hazırlığına girmeyecekti.
Ya da 2015 Haziran’ında Adalet ve Kalkınma Partisi MHP ile bir ittifak yerine CHP ile koalisyon kursaydı, memlekette bir reform süreci yaşanır, siyaset yumuşar, Batı’yla ilişkiler de bambaşka bir eksende giderdi.
Peki tam tersi, dışarıdaki gelişmelerin iç siyasete etkileri nedir? Lafı uzatmadan soralım: Örneğin önümüzdeki seçim sürecinde dış aktörler ya da hangi gelişmeler seçimi etkileyebilir?
HALK BANKASI CEZASI: Piyasalar artık Zarrab davası sonucunda Halk Bankası’na milyar dolarla ifade edilen bir ceza gelmesini kabullendi. Burada tartışılan, cezanın miktarı. Peki ABD Hazinesi 24 Haziran seçimlerinden hemen önce Halk Bankası’na yüklü bir ceza verirse ne olur? Öncelikle ben bunun düşük ihtimal olduğunu düşünüyorum. Ankara-Washington hattında yapılan temaslarda, hükümet bu cezanın düşük tutulması ve seçim sonrasına ertelenmesini talep edecektir. İran konusunda Türkiye’yi kendi cephesine almak isteyen Trump hükümeti de bu talebe olumlu yanıt verebilir. Bu, kapalı kapılar ardında yapılan bir pazarlık, ancak ben seçimden hemen önce yüklü bir ceza ihtimalinin düşük olduğu inancındayım.
ERDOĞAN’IN KRALİÇE’YLE ÇAY İÇMESİ: İktidar partisinin stratejisi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “dünya lideri” olduğu temasını vurgulamak, çeşitli liderlerle fotoğraf karesi vermesini sağlayarak rakiplerinden daha tecrübeli olduğunu vurgulamak olacaktır. Ancak Tayyip Erdoğan Avrupa kamuoyunda tartışmalı bir isim. Almanya, Hollanda gibi ülkeler şimdiden ‘Gelme’ mesajı verdi. AB’den ayrılmaya hazırlanan İngiltere ise Cumhurbaşkanı’nın talebine olumlu yanıt vererek Erdoğan’ı davet etti, Kraliçe Elizabeth’le görüşme talebine ‘Evet’ dedi. Peki seçmen ne der? Seçmen, Erdoğan konusunda olumlu ya da menfi olarak kararını vermiş durumda. Güzel propaganda malzemesi gibi gözükse de Erdoğan’ın Buckingham Sarayı’nda Kraliçe’yle çay içmesinin bu noktada bir fark yaratacağını sanmıyorum.
AFRİN BENZERİ OPERASYON: Hükümetin oyları, Afrin operasyonu sırasında yükseldi, sonra yeniden düştü. Farklı araştırma şirketlerinde AKP+MHP oyu yüzde 45.5-48.5 bandında gözüküyor. Peki iktidar seçim öncesi oyları zıplatmak için Afrin benzeri ikinci bir harekât yapar mı? Kolay değil. Geniş çaplı bir askeri operasyon için şu anda ciddi bir hazırlık yok. Afrin’in dibindeki Tel Rıfat bölgesine bir operasyon olabilir ancak ona da Rusya ve Esad rejiminin rızası yok. Son 2-3 seçim öncesi iktidarın Kandil bölgesinde bir operasyon yapma niyetinde olduğu dedikodusu vardı. Ancak bu sefer AKP’nin asıl sıkıntılı olduğu alanın Kürt seçmenin teveccühünü kaybetmesi olduğu düşünülürse, bunun da çok anlamı olmayabilir.
PKK SALDIRISI: Kasım 2015 seçim sürecinde olduğu gibi seçim dinamiğini iktidar lehine etkileyecek bir unsur, PKK’nin Doğu’da ya da büyük şehirlerde bir şiddet eylemine gitmesidir. Bu konuda herhangi bir tahminde bulunmak mümkün değil, ancak böyle bir olay HDP’ye yönelik olumlu iklimi tersine çevirir.
İDLİB’DEN GÖÇ: Seçime kadar olabilecekler arasında, Esad rejimi ve Rusya’nın Doğu Guta’yı da kontrol altına aldıktan sonra İdlib’e yönelmesi ve bu sayede Türkiye’ye doğru yeni bir göç akımını tetiklemesidir. Bu, bir noktada olacak gibi gözüküyor; ancak zamanlamasını bilmiyoruz. Türkiye Astana süreci çerçevesinde İdlib’in güvenliğini üstlendi. Ancak Esad rejimi ve Rusya, bir noktada İdlib’deki cihatçı ya da El Nusra bağlantılı gruplara yönelik bir operasyon başlatabilir. Bu, orada yaşayan birkaç milyon insanın sınırlarımıza yönelmesi demek. Türkiye sınırı ve Ankara artık Suriye’den gelen göçü sınır boylarında ya da Fırat Kalkanı bölgesinde karşılamaya çalışıyor. Ancak böyle bir operasyon, Türkiye’nin yardım kapasitesini zorlar, Rusya ile ilişkilerini gerebilir. Seçmeni etkiler mi? Bu noktadan sonra sanmam...
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018