Atilla Aytemur
Saffet Uygur’u 1990’ların başında, “sol’un birliği” için yürüttüğümüz çalışmalarda tanıdım. Aynı ideolojik ve politik hedeflerde buluşmanın ötesinde, içten bir dostluk ve arkadaşlık yaşadık geride bıraktığımız otuz yılda. Her çevreden insanla dostane, dayanışmacı ve dayanıklı ilişkiler kurmayı hayatının temel düsturu edinmiş ender bir insanı yitirdik.
Sözü yoldaşı Çağatay Anadol’a bırakıyorum:
Birkaç gün evvel bir kalp ameliyatı geçirince yüreğimiz ağzımıza gelmiş ve iyilik haberlerini alabilmek için kulağımız kirişte beklemeye başlamıştık. Ama maalesef kötü haber geldi, yeni yılın üçüncü gününde Saffet Uygur’u kaybettik. Türkiye’de az rastlanan bir insan tipolojisinin örneklerindendi. Tam bir halk adamı ve müthiş bir örgütçüydü. Ona her görevi gönül rahatlığıyla emanet edebilirdiniz. İktidar hayalleri görmedik ama, eğer iktidar olsak herhangi bir bakanlığı parmağında çevirecek “altın elli” bir adamdı Saffet.
1966’da Trabzon Orman Tekniker Okulunu bitirip Orman Genel Müdürlüğünde çalışmaya başlamıştı. Giresun Orman idaresindeki arkadaşlarıyla birlikte yoksul orman köylülerinin, orman işçilerinin sorunlarıyla ilgilenmeye başlamış, kendi deyimiyle “Kır yoksullarını kendine dert edinmişti.” Merkezi Giresun olmak üzere Orman Köylüleri Derneği’ni kuranlardandı. Bu derneğin Edirne’den Kars’a, Zonguldak’tan Antalya’ya kadar birçok şubesi açılmıştı. Orman işçilerinin SSK kapsamına alınması ve sendika kurma hakkına kavuşmasıydı başlıca hedefleri. Bana yazmasını istediğim biyografisinde şöyle demişti: “Giresun devrimcileri adıyla toplanıyor, hızlı kararlar alıyor, fırın ve inşaat işçilerinin bile sendikal örgütlenmesi için çalışıyorduk. Bir yandan da TSİP kuruluş sürecini izliyorduk.”
Bu çabaları çalıştığı kurumun dikkatini çekince de Birinci MC iktidarı sırasında Eskişehir’e sürgün edildi. Bu sürgün Saffet’in hayatında çok önemli bir dönüm noktası olacak, onu Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) Eskişehir İl Örgütüyle buluşturacaktı. Sol hareketteki bölünme ve fraksiyonlaşmaya duyduğu tepkiyle birlikçi politikalara ihtiyaç olduğu düşüncesindeydi. Sözü şimdi ona, Saffet’e bırakıyorum:
“Kitle, İlke ve Gerçek okuru olarak yaşadığım bu süreçteki gelişmeler ve solun birliği, sosyalist hareketin birliği konularındaki TSİP yayınları beni iflah olmaz bir ‘birlikçi’ yapmıştı. Birlikten başka bir yol ile başarı sağlanamayacağına göre sosyalist hareketin birliğini kararlı bir politika ile ve samimiyetle savunan TSİP’e katılmak en doğru tutum olabilirdi. DOST kitabevinde Nermi Bodur ve Ethem Kiper ile karşılaşmam kararımı kolaylaştırdı. TSİP’e üye oldum.
“TSİP üyeleri arasındaki hiyerarşik olmayan dostane ilişkilerden de etkilendim. Eskişehir’e gelir gelmez üyesi olduğum Halkevi’nin seçimleri vardı… Partide alınan karar gereğince seçimlere girdik ve kazandık. 27 yaşımla, üyeler arasında en yaşlısı olduğum için beni başkan yapmak istiyorlardı. Ancak ben buna itiraz ediyordum.
“Tesadüfen o günlerde Eskişehir’e gelen Ahmet Kaçmaz bu itirazımın sebebini sorunca ‘Halkevine yeni girdim, evvelce de hiç bir yerde başkanlık yapmadım, tecrübem yok,’ dedim. ‘Ben de evvelce hiç parti başkanlığı yapmamıştım, ama kabul ettirdiler,’ diyerek beni ikna etti.
“Partide daha çok Halkevi organında çalıştım. Kısa süre içinde Eskişehir’in en etkili kitle örgütü olduk. Oda tiyatrosu, çocuk korosu, kadınlar korosu, Türk halk müziği korosu kurduk. TÖB-DER’deki demokratik merkeziyetçi arkadaşlarımız Halkevi’ni yıldızlaştırdılar. Hem Eskişehir’in hem bölgenin kültürel merkezi olduk. Bazı köylerde halkodaları bile kurduk. Brecht’in Carrar Ananın Silahları adlı oyununu merkezde ve çevre illerde 47 kez oynadık.
“Halkevinin TSİP yönetiminde olduğunu herkes biliyordu ancak biz Halkevi’ni asla bir yan örgüt gibi çalıştırmadık. Sokaklarda afiş, yazılama yapmadık, bildiri dağıtmadık. ‘Emperyalist kültüre, yoz burjuva kültürü ve şovenizme karşı, ilerici halk kültürünü geliştirmek’ ilkesiyle hareket ettik.
“12 Eylül döneminde Kırka Beldesi belediye olunca, vaktiyle orada kurduğumuz Halkodası yöneticileri belediye meclis üyesi ve il genel meclisi üyesi oldular. Hâlen Odunpazarı Belediye Başkanı olan Kazım Kurt da TSİP’li idi ve daha sonra Halkevi başkanlığı da yapmıştı. Demokratik güç birliği alanında en başarılı adımlar Eskişehir’de atıldı…
“Merkezi Eskişehir’de olan 52 bin ortaklı Pankobirlik (Pancar Üreticileri Kooperatifi) seçimlerinde eski yönetimi devirdik, ancak bakanlık müdahalesi ile seçimler iptal edildi. Ünlü Doğançayır Köyü’nde kooperatif seçimlerini TSİP olarak kazandık…
“Ocak 1980’de parti kararıyla Bursa’ya gönderildim. Parti kontrolündeki Köy-Koop’ta pazarlama müdürü olarak, partide de il sekreteri olarak göreve başladım. Aynı süreçte kurduğumuz ve genel başkanı Ahmet Melek olan Köylü Birliği’nin de genel sekreteri seçildim.
“Bursa’da 12 Eylül darbesine kadar çok yoğun bir köylü çalışması yapıldı. Adeta işçi köylü ittifakının deney alanı oldu Bursa. Kent içinde halk mağazaları kuruluşu, tüketim kooperatiflerine aracısız ürün temini, Tofaş ve Reno grevleriyle dayanışma, Sovyetler Birliği’ne başta soğan olmak üzere tarım ürünü ihracı, tatlı su kerevitinin Avrupa’daki müşterilere aracısız ulaştırılması için Fransa Kooperatifler Birliği ile iş birliği ve Romanya Üniversal traktörlerinin üretici köylüye ucuz fiyatla temini gibi konularda ciddi adımlar atıldı. Özellikle köylülerin, devam eden Maden-İş grevlerini, Tofaş ve Reno grevlerini desteklemesi için parti olarak yoğun bir faaliyet yürüttük. Köylülerin kendi ürünlerini traktörlerle grev çadırlarına dayanışma amaçlı taşımaları, zaman zaman ürün yüklü traktör konvoyu oluşturulması ve grev çadırları önündeki canlı buluşmalar Bursa’da ses getiren eylemler oldu.
“Yine Bursa’da TÖB-DER, TÜTED, TÜS-DER, TÜM-DER üyelerinin, başta yakacak odun olmak üzere birçok temel gıda ihtiyacının aracısız temini için başlatılan çalışma da kayda değer bir dayanışma örneği idi.
“Eskişehir’de Halkevi, Bursa’da Köy-Koop TSİP’in topluma açık yüzü olmuştu. Bu yüzden 12 Eylül yönetimi daha ilk günden bu örgütleri kapattı. Aradan geçen bunca zaman sonra bile hem Bursa hem Eskişehir köylülerinin sitemleriyle karşılaşıyoruz. ‘Bizi bırakıp gittiniz, hayırsızlar’ diyorlardı.
“Arada belirtmeliyim ki, orta dereceli bir okul mezunu olarak kamuda çalışırken aynı zamanda yüksek okula devam ediyordum. Şişli Siyasal Bilimler Yüksek Okulu öğrenciliğim nedeniyle askerliğim de ertelenmişti. Askerlik sıram tam da 12 Eylül günlerine denk geldi ve tabii ki gitmedim. 12 Eylül’e asker kaçağı olarak girdim.
“Bir askeri darbenin eli kulağında olduğu tespitiyle parti daha bir yıl öncesinden hazırlıklara başlamıştı. Birçok kadro yer ve iş değiştiriyordu. Muhtemel bir darbeden sonra hangi ilde, hangi telefonla ve kiminle buluşacağımı daha mart ayında Yalçın ağabey tebliğ etmişti…
“1981 sonlarında İstanbul’a taşınarak yeni koşullarda illegal çalışma dönemim başladı. İstanbul’a taşınınca Müjgan da öğretmenlikten ayrılarak, konspirasyon kurallarına uygun olarak oğlumuz Barış’la Eskişehir’den İstanbul’a geldi. İstanbul’da parti avukatlarıyla birlikte adli süreçleri takip eden organda çalışmaya başladık.
“Kısa süre sonra, 12 Eylül Kenan Evren Anayasasına karşı kampanya başladı. Bu kampanyayı Bakırköy bölgesinde çok özenli yürüttük. Postanelerin riskli olacağını küçük bir uygulama ile tespit edince, o zamanlar mahalle aralarında çokça bulunan posta kutularına yöneldik. Polis, posta kutularıyla bildiri dağıtımını da öğrenmiş olmalı ki Müjgan ile Barış Haznedar’da bu dağıtımda yakalanmaktan tesadüfen kurtuldular. O günlerde bu olay illegal Gerçek gazetesinde ‘Posta Kutularına Gözaltı’ başlığı ile verildi.
“Az sayıda gelen Gerçek gazetesini Hrant Dink’in Beyaz Adam kitabevinde çoğaltarak dağıtıyorduk. 12 Eylül hukukuna göre yapılan gözaltılar, tutuklamalar ve yargılamalar parti organımız tarafından büyük bir sorumlulukla takip edildi. Avukatlar vasıtasıyla davaların izlenmesi, geride kalan tutuklu aileleriyle dayanışma işi çok koordineli yürütüldü. İçerideki tutuklular ve dışarıdaki yakınlarına maddi desteği de kapsayan yardımlar yapıldı. Özellikle Anayasaya Hayır kampanyasında tutuklanan arkadaşlarımıza yönelik işkenceleri kamuoyuna duyurmamız dışarıda çok etkili oldu.
“Yeni dönemde yeni koşullarda birlik görüşmeleri yurtiçinde ve yurtdışında devam ederken İstanbul 3. bölgede de Bakırköy merkezli ve yerel düzeyde, sosyalistlerin birliğini gözeten çalışmalar yürütüldü. Ermeniler ve Süryanilerle de çok sıcak ilişkiler geliştirildi. Süryani Önder Kenan Kerim ve Hrant Dink tüm sosyalist birlik çalışmalarına omuz verdiler.
“Yarı legal çalışmalara geçtikten sonra TSİP’in büyük kongresi hazırlıkları döneminde, Eskişehir örgütünü kongreye hazırlama görevini üstlendim…
“TSİP Kongresi Beşiktaş’ta Anıl Düğün Salonu’nda toplandı. Kongreye il ve bölge örgütlerinden yeterli katılım oldu. Kongre Türkiye sosyalist hareketinin bilinen saygın isimlerinin tanıklığında yapıldı. Divan heyetinde yer aldığım kongre 12 Eylül faşizminden günışığına çıkışın ilk yarı-yasal kongresi olmuştu.
“Kongre TSİP’in kuruluş ilkelerine ve 1974’ten beri legal ve illegal düzeyde sürdürdüğü mücadele pratiğine uygun bir kararla sonuçlandı ve bu kongre kararıyla TSİP kendini Türkiye Sosyalist hareketine emanet etti. Adeta oybirliğine yakın bir çoğunlukla bu karar bir fesih kararı değil daha geniş birliklere katılmak için alınan onurlu bir karar olarak not edildi. Ve hemen SBP çalışmaları başladı.
“Bakırköy’de ilk SBP toplantısı 170 kişiyle yapıldı. ÖDP’ye kadar giden süreçte TSİP’liler parti birliklerinin en yetenekli, en özverili kadroları oldu. HDP içinde de TSİP kadrolarının saygıdeğer bir yeri varsa, daha ilk günden beri savunulan ‘solun her düzeyde birliği’ ilkesinin etkisinin boyutları anlaşılır.”
Bir sosyalist ve bir insan olarak Saffet’in yüreğimizdeki yeri daima bizimle olacak!
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022