Atilla Aytemur
Anayasa tartışmasının hengamesi arasında, 13 Ocak 2016’da Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz bir basın toplantısı düzenleyerek, uzun süredir hazırlığını yaptıkları “orta öğrenim müfredat değişikliği”nin taslağını açıkladı.
Hem taslağın içeriğinde yer alan kimi konular, hem de hazırlık sürecine eğitim alanının farklı ideolojik-politik yaklaşımlar içinde olan paydaşlarının demokratik şekilde katılımının yeterince sağlanmaması, taslağın bütününün üstüne çıkan sert bir tartışmaya neden oldu.
Bakan Yılmaz ise, içlerinde yüzden fazla akademisyeninin de yer aldığı 1000’i aşkın uzmanın konu üzerinde çalıştığını belirtti. Ancak bunların kim olduğu ve hangi kurumlara bağlı bulundukları hakkında aydınlatıcı bir bilgi verilmedi.
Müfredat değişikliğinin gerekçesi “Bireyin ve toplumun değişen ihtiyaçları, eğitimde niteliğin arttırılması ihtiyacı, bilim ve teknolojide gerçekleşen değişiklikler ve gelişmeleri öğrenme ihtiyacı; öğrenme ve öğretme kuram ve stratejilerindeki araştırmalar, değişiklikler ve gelişmeler, ulusal ve uluslararası değerlendirme sonuçları ve ölçütlerindeki değişiklikleri öğrenme ihtiyacı, vb” şeklinde açıklandı.
Bilindiği kadarıyla dünyada müfredat değişikliği ortalama on yılda bir yapılıyor. Türkiye’de AK Parti döneminde ise yaklaşık beş yılda bir yapıldı.
Bakanın verdiği bilgiye göre yeni müfredat taslağı 20 Şubat 2017’ye kadar askıda kalacak. Bu süre içerisinde kurumlar ve bireylerden katkıları ve eleştirileri isteniyor. O tarihten itibaren 2017-2018 eğitim-öğretim yılının kitap yazımına başlanacak. İlk etapta 1’nci, 5’inci ve 9’uncu sınıfların müfredatında değişiklik yapılacak. Ama bu değişiklik TEOG, YSG ve LYS sınavlarında herhangi bir farklılık yaratmayacak. Gelecek yıl ise sırayla 2, 6, ve 10’uncu sınıfların müfredatı değişikliğe uğrayacak.
Galiba müfredat değişikliğinin basın toplantısıyla kamuoyuna açıklanması da bu şekilde ilk kez oluyor. Bakan İsmet Yılmaz basın açıklamalarını ve taslağı askıya çıkarma amaçlarını “Eksikleri görmek ve düzeltmek” şeklinde ifade ediyor.
Taşı ayağına düşürmek
Ancak değişikliğin kapsamında yer alıp tartışmalara neden olan konular, bir kere daha Türkiye’nin öne çıkan fay hatlarıyla ilgili. Bu nedenler basın toplantısını takiben sert saflaşmalar oldu ve giderek müfredat değişikliğinin bütününün sorgulanmasına yol açtı.
MEB’in web sayfasında da yayınlanan taslakta, Cumhuriyet dönemi darbelerine, özellikle 15 Temmuz darbe girişimine dair bilgilere genişçe yer veriliyor. Buna karşılık Atatürk ve Atatürk bağlantılı bilgiler sınırlanırken, İnönü ve İkinci Dünya Savaşı döneminden hiç söz edilmiyor. Biyoloji dersinin ilgili ünitesinden de İngiliz bilim adamı Charles Darwin ve Evrim Teorisi çıkarılmış durumda. Doğal olarak müfredat tartışmasının odağını da bu konular oluşturuyor.
Aksi ileri sürülse bile, medyaya yansıyanlara göre, taslağı bakanlığın ilgili bürokratları ve İslamcı-muhafazakar eğilimli Eğitim-BirSen sendikası birlikte hazırlamış. Bu hazırlık aşamasında, üniversitelerin eğitimle ilgili uzmanlığa sahip bölümlerinden ve akademisyenlerinden de, eğitim alanında örgütlü diğer sendikalardan da görüş alınmamış. Onlara taslak askıya çıktıktan sonra usulen “son bir ay içinde görüş iletin” dendiği belirtiliyor.
Hem öne çıkan sınırlı birkaç konu, hem de taslağın hazırlık aşamasında katılımcı bir şekilde ele alınmaması, sonuç itibariyle taslağın bütününün değil bu mevzuların tartışılmasına yol açmış görünüyor.
Niyet toplum mühendisliği değilse…
Toplumsal farklılıkların gözardı edilemeyecek bir yelpaze oluşturduğu Türkiye’de, eğitim müfredatı üzerinde bir değişikliğe giderken katılımcı bir hazırlık aşamasının düzenlenmesi beklenirdi. Böylelikle, daha başlangıç evresinde ortaya çıkacak birçok sorunun demokratik bir müzakere ve diyalog yoluyla çözümüne ulaşılabilirdi. Ancak MEB bunu başlangıçta yapmayıp, taslak ortaya çıktıktan ve zaman iyice daraldıktan sonra katkı çağrısı yaptığı için, niyeti ister istemez sorgulanıyor.
Bu bağlamda konuya eleştirel yaklaşanlar “müfredatta sadeleşme”nin ders kitaplarında ”sadeleştirme ve basitleştirme” adımlarına yol açtığını, bunun da özellikle bilim, felsefe, tarih ve sanat derslerinin ünitelerinde sınırlamaya gidilmesi sonucunu doğurduğunu belirtiyorlar.
Yine aynı kesimler, bakanlığın böyle bir müfredat değişikliği hazırlamakla “dini” ve “milli” kavramlarının yoğun olarak kullanıldığı ve içeriği belirlediği yeni bir müfredatın amaçlandığı, bunun da ister istemez söz konusu müfredatın bilim ve gerçeklikle bağının zayıflamasına yol açtığı yönünde eleştiriler dile getiriyorlar.
Bilimde, sanatta ve müzikte yeni isimler
İslam dünyasının bilime katkı sunan isimlerinin bugüne kadar genç nesillere tanıtılmamış olması önemli bir eksiklik ve zaaftı. Hakkaniyetli bakılacak olursa, dünya bilim ve sanatına özellikle yükseliş döneminde İslam coğrafyasından olağanüstü katkılar söz konusu olmuştu. Günümüz bilim ve sanatı, geldiği düzey itibariyle Batılı bilim insanları kadar onlara da borçlu.
Batılı bilim insanlarının yanısıra Müslüman dünyasının müfredatta şimdiye kadar yeterli yer verilmeyen önemli isimlerinin de öğrencilere tanıtılması önemli ve olumlu bir gelişme olarak görülmeli. El Hazini, El Biruni, El Cezeri, İbn-i Heysem, İbn-i Rüşd, Beni Musa Kardeşler, Ali Kuşçu, Uluğ Bey ve El Kindi, alanlarına bağlı olarak tanıtılan bu gibi isimler arasında yer alıyor.
Yine bilişim teknolojisinin hızlı gelişimine bağlı olarak kod yazımlarının programa alınması da yerinde bir adım sayılıyor. Öte yandan bunlar da yeterli değil, çünkü günümüzde bilimsel ve teknolojik değişim çok hızlı akıyor.
Görsel sanatlar alanında çağdaş resim, fotoğraf, minyatür, ebru, hat, tezhip ve çini dallarında, kimi yaşayan sanatçılara ve eserlerine; müzik alanında kanto, Anadolu rock, aranjman, tango, hafif müzik, Türk pop müziği, arabesk dallarında yaratıcılık ve katkılarıyla ün yapan, aralarında halen yaşayanların da olduğu sanatçılara ve eserlerine derslerde yer verilecek. Bu adımın orta öğrenimde öğrencilerin müzik ve sanat eğitim ve öğretimine ilgilerini oldukça artırması bekleniyor.
Müfredatta ideolojik takıntı
Müfredat taslağının yukarıdaki bölümde ifade edilen olumlu yönlerini gölgeleyen unsurlara, yazının girişinde kısaca değinmiştim.
Öncelikle şunu kabul edelim; ister dindar ister laik olsunlar, yakın tarihe ister soldan ister sağdan baksınlar, bu ülke vatandaşlarının çocuklarının sonuç olarak aynı müfredat doğrultusunda eğitim almaları gerekir.
Ülkenin kurtuluş ve kuruluş iradesini ve bunu şahsında toplamış tarihi kişiliklerini, düşünce ve rollerini de öğrenmeleri icap eder. Genç nesillere bunun bir program dahilinde aktarılması ve öğretilmesi, devletin eğitim yoluyla gerçekleştirmesi gereken fonksiyonlar arasındadır.
Ancak bu fonksiyonu yaşama geçirirken, iktidar gücünü elinde tutan grubun kendi ideolojik ve politik angajmanını müfredat programı haline getirmesi, iç barışı bozacak tohumları devlet eliyle ekmek anlamına gelecektir.
Ülkenin inanç, etnik kimlik, kültür, tarih vb realiteleri dikkate alınmadığında, niyet o olmasa bile yapılan bir tür toplum mühendisliği dayatmasına dönüşecektir. Nitekim Türkiye’nin Cumhuriyet tarihi bunun örnekleriyle doludur. Bu nedenle de eğitimde bir türlü dikiş tutmuyor. Galiba bu son müfredat değişik taslağında bakanlık sembol isimler ve konularda bir anlayışın etkisini göstermeye müsait adımlar atınca toplumun önemli bir kesimi böyle bir izlenim edindi.
Eğitimde reform şart!
Sansasyonel konularla uğraşmak ve ideolojik hesaplaşmalara dalmak, ciddi sorunları bulunan eğitim hayatımızı maalesef kurtarmıyor. Çok uzağa gitmeye gerek yok. AP iktidara geldiğinden beri kaç milli eğitim bakanının değiştiğini unuttuk. Üstelik her biri de kendi döneminde bayağı bir hamle yaptığı iddiasındaydı.
OECD’nin her üç yılda bir yaptığı eğitim araştırmasının 2015’e ait sonuçları 2016’nın son aylarında açıklandı. Eğitim kalitesini birçok temel alanda ölçen PİSA testinden fena halde çaktık. Çocuklarımız önemli bir bölümü Türkçe okuduklarını doğru dürüst anlayamıyorlar.
Sınav sistemlerinde neredeyse her yıl yapılan değişiklikler öğrencileri şaşkına çevirdi. Öğretmen yetiştirme programlarımız bir türlü istenilen düzeyi yakalayamıyor ve bu da eğitim kalitesini doğrudan aşağı çekiyor. Ne kendi dillerimizi öğretebiliyoruz, ne de (en az) bir yabancı dili. Okuma, kitap sevgisi, merak, yaratıcılık gibi vasıflara genç nesillerimizde fazla rastlanmıyor. Dersaneler kapatıldı ama bilgi ve sınav teknikleri noktasında doğan açığın nasıl kapatılacağı halen meçhul.
OECD ülkeleri arasında Türkiye gelir adaletsizliği bakımından Avrupa’da birinci. Bu durum okul öncesinden başlayıp üniversiteye kadar bütün eğitim öğretim kademelerini derinden etkiliyor. Sosyo-ekonomik güçlükler eğitim yaşındaki çocukların çalışmasına; kızların çocuk yaşta evlendirilmeleri, evde iş yapmaları ve kendilerinden küçüklere bakmalarına; paralı ve keyfe bağlı olması nedeniyle okul öncesi eğitimden mahrum kalmalarına yol açıyor. Yaklaşık bir milyon çocuğun bu durumda bulunduğu tahmin ediliyor. Hattâ TUİK’in İstatistiklerle Çocuk 2014 başlıklı raporunda, daimi yoksulluk eşiği altında yaşayan 17 milyonluk nüfusun yarısının çocuk olduğu belirtiliyor. Bunun eğitime nasıl yansıdığını tahmin etmek zor olmasa gerek.
Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV) “Çocukların Gözünden Okulda Yaşam” başlıklı raporları, eğitimdeki durumu etraflıca incelemiş ve önerileri toparlamış. Buna göre ikili öğretimin azaltılması; sosyal etkinlik ve beslenme konusuna daha fazla önem verilmesi; ortaokullarda haftalık ders sayısının azaltılması; okulların fiziksel şartlarının düzeltilmesi, seçmeli ders seçiminin bizzat öğrencilere bırakılması ve katılımın artırılması; şiddeti önleme ve izleme mekanizmalarının iyileştirilmesi öneriliyor.
Hiç şüphesiz Milli Eğitim Bakanlığı bunların çok ötesinde bilgi ve değerlendirmelere sahiptir. İyi planlanmış bir süreçte, eğitim çalışmalarının bütün paydaşlarının demokratik katılımının sağlandığı, ideolojik ve politik angajmanlara prim vermeyen bir çalışmayla bugünü ve geleceği kucaklayacak bilgili, yetenekli, yaratıcı, vicdanlı ve başı dik nesillerin yetişmesine imkan sağlayacak bir eğitim reformu pekâlâ mümkündür.
MEB ülkenin en netameli konularını müfredat değişikliği kapsamına alarak, yapacağı olumlu değişikliklerin de tartışma konusu olmasının kapısını kendi eliyle açmıştır. Vakit varken bu konularda ısrardan vazgeçilmelidir.
Çünkü bilim ve tarihe dini ve resmi etiket vurmaya çalışmak hemen her zaman başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Charles Darwin gibi tarihe malolmuş şahsiyetleri ve onlardan kalan düşünce ve tezleri yeniden kalıba dökmek, bir süre için rahatlık sağlasa bile orta ve uzun vadede, bu işe girişenlerin umduğunun tersi sonucu verir.
Bütün bunların bize gösterdiği, eğitimde reformun şart olduğudur.
Yazarlar
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022