Atilla Aytemur
Hepimiz için bir dönemi kapatan, çok gerilimli ve yorucu bir seçim sürecini geride bıraktık.
Partiler ve siyasetçiler, üniversiteler ve bilim insanları, medya ve gazeteciler, anket ve siyasal kampanya yapan reklam firmaları için altın kıymetinde derslerle dolu inanılmaz günler ve aylar yaşadık.
Neyse ki artık bitirdik. Demokrasinin en önemli ve en keyifli boyutunu teşkil etse de, kimse uzunca bir süre seçim lâfını duymak bile istemiyor.
AK Parti ile Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı MHP bütün bir seçim döneminde hatâ üstüne hatâ yaptı, kendinden uzaklaşmaya yüz tutmuş seçmeni iyice uzaklaştıracak adımları akıl almaz bir öngörüsüzlükle attı ve İstanbul seçiminden bariz bir hezimetle çıkan taraf oldu.
Bir dönem kapanıyor
Hatırlanacaktır, AK Parti kuruluşunu takip eden ilk birkaç yılda bir merkez partisi gibi davranıp geniş bir destek bulmuştu. Ama birkaç yıl sonrasından itibaren, İslamcı muhafazakâr geleneğin taşıdığı değerlerde büyük deformasyon yaratan uygulamalara imza atıp, bambaşka bir mecraya girdi.
Girdiği bu mecrada yaklaşık beş yıldır metamorfoz (başkalaşma) yaşayan AK Parti için bir devrin kapandığını; kolay geçmeyeceğine dair bütün alâmetlerin belirdiği zorlu bir dönemin başladığını söyleyebiliriz.
Muhalefet için de yeni bir sayfanın açıldığı ortada. Öncesini bir yana bırakalım; özellikle mahalli idareler seçimlerinin genel havası ve başarılı sonuçları, toplumsal süreçleri etkilemede ve rıza üretmede ciddi mesafe alındığını gösteriyor.
Bu minvalde gidilir ve aksi yönde ters bir gelişme olmazsa, bundan böyle siyasette başat rolün muhalefette olacağını kestirebiliriz. Ama bu yazının konusu daha çok AK Parti ve Cumhur İttifakı’nı bu başarısızlığa sürükleyen nedenler olacağı için, muhalefete dair değerlendirmeleri daha sonraya bırakıyorum.
Başarısızlığı hazırlayan adımlar
Yerel yönetimlerde 25, merkezi yönetimde ise 17 yıldır iktidarda bulunan AK Parti için havanın değişmeye başladığını, aslında ilk kez 7 Haziran 2015 seçimlerinde gördük. Çözüm sürecinin sonlandırılması, özyönetim ilânları, hendek ve barikat savaşlarının yarattığı tepkiler nedeniyle 1 Kasım 2015 seçimlerinde kısmen oyunu yükseltmesi ve MHP ile birlikte TBMM’de çoğunluğu sağlamaları, partinin güç kaybetmekte ve seçmen tabanının daralmakta olduğunun görülmesini bir süreliğine erteledi.
Kanlı 15 Temmuz 2016 darbe girişimine karşı toplumda demokratik meşruiyete sahip çıkma ve ulusal dayanışma havası doğmuştu. Ama AK Parti tam tersi yönde adım atarak OHAL ilan etti ve fütursuz KHK uygulamalarını devreye soktu. İki yıl süren bu dönem yakın tarihimize kitlesel bir haksızlığın ve hukuk ihlâllerinin yaşandığı, yüz binlerce kişinin dayanaksız soruşturmalarla işsizliğe, açlığa ve çaresizliğe mahkûm edildiği yıllar olarak kaydedildi.
Tüy diken Cumhur İttifakı
Demokratik ülkelerden ve dünya kamuoyundan Türkiye’yi hızla koparan AK Parti, ülkenin geleceğini ırkçılığın kıyısında dolaşan taşra milliyetçisi MHP’yle kurduğu Cumhur İttifakı’nda aramakla, kuruluş döneminde dillendirdiği değerlerden iyice uzaklaştı. Böyle bir milliyetçilik ile aslî değerlerini terketmiş bir muhafazakârlığın oluşturduğu tuhaf politik ortaklık ve “vizyon,” AK Parti’yi geleneksel dindar kitlesinden ve toplumdan giderek koparıp, her türlü mutabakata sırtını dönen bir noktaya savurdu.
16 Nisan 2017’deki Anayasa değişikliği referandumuna böyle gidildi. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin yok edildiği, yargının yürütmenin kontrolünde olduğu, bütün iplerin tek kişinin elinde toplandığı otoriter “Türk tipi başkanlık modeli”ne, toplumun yarısının açıkça karşı çıkmasına rağmen böyle geçildi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk kabinesi bu zihniyetle oluşturuldu ve dikiş tutmayan politikalara bu anlayış yön verdi.
31 Mart mahalli idareler seçimi bu şartlarda yapıldı; iktidarın ve ortağının tercih ettiği politik hattın, Türkiye’ye rengini veren kentlerdeki halk tarafından tasvip görmediği açık bir biçimde ortaya çıktı.
Demokrasi şuurundan bihaber hamleler
Ne var ki bundan yeterli ders alınmadı; seçim iptal ettirildi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı mazbatası Ekrem İmamoğlu’nun elinden alındı. AK Parti böylece tarihinin en büyük hatâsını yaptı ve seçmenden, etkileri önümüzdeki döneme sirayet edecek çok ağır bir cevap aldı.
AK Parti ve Cumhur İttifakı, İstanbul belediye başkanlığı seçimini kazanmak uğruna akla gelen ve gelmeyen, siyasi etik ve geleneklere sığmayan, sınırları zorlayan her türlü “koz”u adım adım devreye soktu. Ama bütün bunlar İstanbul seçmeninin vicdanına, ahlâkına ve sağduyusuna çarpıp dağıldı.
Seçimin son aşamalarında yeniden sahaya dönen ve “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da sansasyonel metotlarla gündeme sokulan o siyasî “koz”ların, bumerang gibi dönüp partisini ve kendisini vuracağını kestiremediği anlaşıldı. İstanbul, netice itibariyle 81 vilayetten biriyken, sonuçta belediye başkanlığını kazanan Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında yüzde ona yaklaşan bir farkla seçimi almış gibi oldu. Bu da uzun yıllara dayanan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yenilmezlik efsanesinin galiba sonunu getirdi.
İktidarı zor aylar bekliyor
Bu girizgâhı takiben bir iki küçük öngörüde bulunup, ardından yenilginin sebeplerini sıralamaya çalışacağım.
Önümüzdeki seçimler yaklaşık dört yıl sonra, 2023’te olacak. AK Parti bu süreyi durumunu toparlamak için değerlendirmek isteyecektir. Lâkin iktidar tıkanan ekonomi, işsizlik ve pahalılık, çöken yargı ve adalet sistemi, krizlere boğulmuş dış ilişkiler gibi çok sayıda zorluğu göğüslemek zorunda. Halkın bu partiye yeniden teveccüh göstermesi şüphesiz artık kolay değil. Bazı reformların devreye sokulacağının işaretleri veriliyor ama seçmenin kanaatini değiştirmesi sadece bu partinin kendi çabasına değil, diğer gelişmelerin seyrine de bağlı olacak.
Başta CHP olmak üzere Millet İttifakı partilerinin de yerel yönetimlerde projelerini hayata geçirmek ve AK Parti’den daha nitelikli ve yaygın hizmet verebildiklerini gösterebilmek için zamana ihtiyacı var.
İktidar ve muhalefet için en az bir iki yıllık seçimsiz yoğun çalışma dönemi gerekiyor. Buna halkın seçim yorgunluğu da eklendiğinde, 2021 baharına kadar seçimsiz bir dönem öngörmek mümkün. Zaten bütün partilerin erken seçimin sözünü etmekten sakınması bunlardan kaynaklanıyor. Ülkeyi erken seçime götürme konusunda ilginç bir sicili olan Devlet Bahçeli’nin zaman ayarını kestirmek ise o kadar kolay görünmüyor.
Erken seçim yok ama ‘Başkanlık Rejimi’ böyle gider mi?
Muhalefet liderleri her ne kadar erken seçimin lâfını etmekten sakınsalar da son günlerde üzerinde durdukları bir husus var ki, bu da en az erken seçim istemek kadar kritik bir niteliğe sahip.
Hatırlanacaktır; önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu son grup toplantısında “partili cumhurbaşkanı modelinin referanduma götürülmesi” önerisini getirdi. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da aynı konu üzerinde durdu.
Bundan hareketle muhalefet, başkanlık rejiminin referanduma götürülmesi için bir TBMM çoğunluğu sağlayabilir mi, kestiremeyiz. Ama bu konunun iktidar blokuyla muhalefet arasında önümüzdeki dönemin önde gelen anlaşmazlık noktalarından birini oluşturacağı çok açık görünüyor.
AK Parti’nin hatâlar fihristi
Bir devri kapatan yenilginin sebeplerine gelince, şüphesiz birçok şey sıralanabilir.
* AK Parti sergilediği ciddi hataların dışında, zaten ciddi bir iktidar yorgunluğu gösteriyordu. Metal yorgunluğu diyerek suçu belediye başkanları, il ve ilçe yöneticilerine yüklemenin pek doğru olmadığı ortaya çıktı.
* AK Parti’nin Türkiye’ye sunabileceği yeni ve anlamlı bir vizyonu kalmadı. Kuruluş dönemi kadrolarının çok büyük bir bölümü sahneden çekilmiş durumda. Halk, partinin tekrara dönen söylemlerini artık kanıksadı.
* İktidar belediyeleri bazı çok önemli alt yapı yatırımlarını gerçekleştirdi, ama zamanın ruhuna uygun, yeni kent ve katılımcı bir kent yönetimi konusunda adım atılmadı. Patinaj algısı yaratan faaliyetlerle gün geçiriyorlar.
* Eş, dost, akraba, yandaş vakıf, şirket kayırma ve kollamalardan, şişirme istihdamlardan ve partizanlıktan ise hiç söz etmeyelim.
* AK Parti demokrasiden ve savunduğu değerlerden uzaklaştı.
* Düşünce ve medya özgürlüğü her alanda kısıtlama ve baskıyla karşı karşıya kaldı. Ülkenin aydınları, akademisyenleri, farklı düşünenleri cezaevlerini doldurdu. Milliyetçi MHP dışında kalan her kesime karşı bir tür savaş açıldı.
* AK Parti devletle iç içe geçti. Türkiye içeride ve dışarıda parti devleti olarak görüldü.
* TBMM etkisiz bir onaylama organı haline geldi. Güçler ayrılığı ilkesi rafa kaldırıldı. Yargı iktidarın güdümüne girdi.
* 31 Mart İstanbul Seçimi’nin YSK’ya baskıyla iptal edilmesi, “seçimi kaybetseler de gitmeyecekler” algısı yarattı ve ardından güçlü bir seçmen tepkisine neden oldu.
* Seçimi iptal ettirmek için AK Parti temsilcilerinin ipe sapa gelmez gerekçeler ileri sürmesi ve her türlü aracı kullanması seçmeni vicdanıyla karşı karşıya bıraktı. Seçmen oyunun gasp edilmesine izin vermedi.
* AK Parti Cumhur İttifakı’nın oluşumundan itibaren toplumun çok geniş bir kesimine yönelik ötekileştirici, aşağılayıcı, suçlayıcı, düşmanlaştırıcı ve kutuplaştırıcı bir siyasal dil kullanmayı alışkanlık haline getirdi.
* Dindar çoğunluk yıllar boyunca jakoben laisizmin toplum mühendisliğiyle karşı karşıya kalmış ve bu durum ülkede büyük siyasal gerilim ve mağduriyetlere yol açmıştı. Bu mağduriyetin sözcüsü olarak iktidara gelen AK Parti, bir süre sonra seküler hayat tarzına müdahale, gençliği endoktrine etme, devlet ve belediye kadrolarını kendi ideoloji ve inanç grubundan olanlarla doldurma vb yollardan aynı şeyi yapmaya çalıştı. Ama toplum bu kez de kabul etmedi.
* Ülkenin ve devletin bekası meselesini seçim kazanmak için kullandı. Bu amaçla, meseleye kendisi gibi bakmayanları düşmanlaştırmada sınır tanımadı. Zillet, ihanet, terör ve terörist, hain vb. kelimelerle ağır hakaretamiz ve suçlayıcı bir dil kullandı. Kandil, PKK ve HDP ile gizli ittifak iddiasını ileri sürdü. Kürtlere Kuzey Irak’ı gösterdi ve oraya gidin dedi. Başı sıkışınca da Öcalan’dan mektup getirdi, kardeşi Osman Öcalan’ı TRT’ye çıkardı. Ama bunun gelinen aşama itibariyle artık HDP ve Kürt seçmen üzerinde umulan etkiyi göstermeyeceğini tahmin edemedi.
* Seçimlerde adayların düşünce ve projelerinin seçmene ulaştırılmasında medya araçlarının (gazete, televizyon, radyo, vb) az çok adil davranması beklenir. Türkiye’de yapılan operasyonlarla medya büyük ölçüde iktidarın kontrolüne girdiğinden, iktidar ve Cumhur İttifakı’nın adayları kazansın diye fütursuzca yayın yapan bir medya zihniyeti görüldü. Hakaretler, aşağılamalar, belden aşağı vuruşlar, kutsal olan her şeyi kullanma bu medyada günlük olağan işler haline geldi. İktidar medyası yalan üretim merkezi gibi çalıştı ve çok sert bir seçmen tepkisine neden oldu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022