Atilla Aytemur
Üzerinden günler geçti ama Gara Katliamı’nın siyasetteki sarsıntıları geçmek bilmiyor.
İktidar, rehineleri kurtarmayı başaramadığını halde muhalefetten bu yönde yapılan eleştirilere tahammül gösteremiyor ve gergin siyasal atmosfer daha da ısınıyor.
Konunun sorgulanmaması mümkün değil. PKK’nın elindeki devlet görevlisi 13 rehine katledildi. Operasyon sırasında iki yüzbaşı ve bir astsubayı kaybettik.
Bu başarısız kurtarma operasyonunda 16 şehidin verilmesi haklı olarak bütün yurtta büyük bir üzüntü yarattı. Aileler yasa boğuldu.
Başka yol yok muydu?
Muhalefetin ve halkın “nerede yanlış yapıldı” diye sorması ve sorumluların belirlenerek hesap vermelerini istemesi her demokraside olağan karşılanıp makul karşılanması gereken bir durum.
PKK, bu tür kaçırıp rehin tutma eylemlerini daha önce de yaptı. AK Parti’nin uzun iktidar döneminde görüşmeler ve aracılar vasıtasıyla birkaç kez, çok sayıda rehine sağ salim kurtarılıp ailelerine teslim edilebildi.
Bu görüşmelerde ve kurtarma girişimlerinde muhtelif siyasal yapılar rol aldığı gibi, İHD, İHV, Mazlum-Der gibi sivil insan hakları ve yardımlaşma kuruluşlarının, barışçı kimlikleriyle tanınan politikacıların ve bağımsız kişilerin de etkin rolü olduğu biliniyor.
Bu son katliama kadar, böylesi girişimlerin hemen tümü başarılıydı.
Derin üzüntü yaratan son olay, iktidarın neden bütün görüşme ve arabuluculuk imkânlarını son ana kadar değerlendirmediği gibi haklı sorulara yol açıyor.
Hatta bu kapsamda, PKK üzerinde etkisi olan Abdullah Öcalan’ın mektubuyla son yerel seçimlerde Kürt seçmenini etkilemeye çalışan iktidarın, neden bu olayda aynı yola başvurmadığı soruluyor.
Öcalan’ın devreye girmesi muhtemelen sonuç verebilirdi. Nitekim açlık grevleri, bazı bölgelerdeki çatışmalar, vb olaylarda ondan getirilen mesajların sonuç verdiğine yakın dönemde birkaç kez tanık olmuştuk. Muhalefetin bu yöndeki değerlendirmesi, hakkaniyetli olmak gerekirse doğrudur. 13 canı kurtarmak için Öcalan’dan mektup getirmek, aklı başında kimselerin karşı çıkacağı bir konu olmazdı.
Tutmayan hizaya sokma diplomasisi
Olayın kamuoyuna yansıması ertesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanları Hulusi Akar ve Süleyman Soylu’yu Kemal Kılıçdaroğlu’na ve Meral Akşener’e göndermiş ve özel olarak bilgilendirilmelerini sağlamıştı.
Bu, iktidar muhalefet ilişkilerinde çok seyrek gördüğümüz, iyi bir iç diplomasi örneğiydi. Ama buna dayanarak muhalefetten iktidarın hatalarını görmezden gelmesini beklemek, sorular sorup, yanlışlara işaret edince, tam zıt noktaya savrulup en ağza alınmayacak hakaretleri art arda sıralamak, kabul edilebilir bir durum değil.
Görünen niyet, muhalefeti susturmak ve faturayı ise kritik parti konumundaki HDP’ye çıkarmak!
İktidar, benzer şekilde duygu, milliyetçilik, inanç, nefret, kızgınlık yüklü her olayda, muhalefetin ve toplumun sorgusuz sualsiz ardına dizilmesini istiyor. Bu defa da “Beka sorunu” havası vererek, “milli” bir çehre kazandırarak, bu isteğini kolaylıkla gerçekleştireceğini umuyordu.
Ne var ki, öyle olmadı. Galiba durum farklılaşmaya başladı. Muhalefetin elini kolunu bağlayıp, kendi iktidarının arkasına dizme stratejisi artık tutmuyor.
Muhalefet belirginleşiyor
Bunun ilk işaretlerini “ekonomi ve hukuk alanında reform yapacağız”, “hadi gelin yeni anayasayı tartışalım”, “Boğaziçi Üniversitesi’nde kutsallarımızı çiğnediler” gibi örneklerde görmeye başladık.
Muhalefet, bu siyasal oltalara takılmamaya çalıştı, kendi farklı yaklaşımlarını ve köklü eleştirilerini dillendirmekten geri durmadı. Kendi özgün sözünü ve duruşunu sergilemeye öncelik verdi. İktidarı, değerleri araçsallaştıran, gerçekleri perdeleyen, sınanmış ve denenmiş hesaplı politikalarıyla başbaşa bırakmayı bildi.
İktidarın bütün hırçınlığına rağmen muhalefet partileri, başarısız rehine kurtarma operasyonuna dair sorgulama, eleştiri ve önerileriyle, alternatif bir muhalefet kümelenmesinin en güçlü işaretini gösterdiler.
Direnen sorular
Dile getirdikleri bazı hususları bir kez daha burada paylaşmanın yararlı olacağına inanıyorum.
5-6 yıldır PKK’nın elinde olmalarına rağmen, bu rehinelerin kurtarılmaları yönünde atılan somut adımlar konusunda iktidar cenahından verilen yanıtların tatmin edici olmadığı aşikârdır. Muhalefet partilerinin bu husustaki sorularını ısrarla sormaya devam etmeleri, en azından ölen yurttaşların hatıralarına ve ailelerine bir borç değil midir?
Diğer önemli konu, Gara Operasyonu’nun askeri amacı bölgenin PKK’dan temizlenmesi mi, yoksa bir mağarada tutulan 13 yurttaşın kurtarılması mıdır? Bu konularda uzman olan kişiler bu iki amaca matuf tek operasyonun doğru olamayacağını, vahim sonuçla karşılaşmanın hemen hemen kesin olduğunu ileri sürüyorlar. İktidar yetkililerinin şimdiye kadar yaptıkları açık ve kapalı bilgilendirmelerin bu durumu aydınlığa kavuşturmaması nedeniyle, muhalefetin konuyu tartışmaya devam etmesi haksız sayılır mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın o günlerde bir müjdeden söz etmesi, Gara bölgesinde bazı üst düzey PKK yöneticilerinin dolaştığı haberlerinin duyulması ve özel timleri indirmeden önce 40’ın üzerinde savaş uçağının bölgedeki dağı taşı saatlerce bombalaması, operasyonun hedefi konusunda doğan kuşkuların asıl kaynağıdır. Muhalefet partileri bu konudaki sorularının cevaplarını henüz almadıkları kanısındalar.
Bu olay, silahsız ve rehine durumundaki kişilerin infaz edildiği katliam kapsamında bir terör eylemi olarak, hepsi tarafından şiddetle kınanmıştır. Hal böyleyken, iktidarın konuyu HDP üzerine kaydırarak sorulara yanıt vermeme tavrı kabul edilemez. Bu kadar mühim bir konuda bile asgari bir uzlaşmaya iktidarca fırsat verilmediğini düşünmekle, muhalefet haksız sayılır mı?
Kısır döngü kurbanı Kürt partileri
Son olarak şunları da belirterek yazıyı noktalamak isterim:
Habur Olayı, Oslo Görüşmeleri, Barış ve Çözüm Süreci döneminde de PKK Türkiye’ye karşı ayaklanmış silahlı bir örgüttü. Bugün de öyle. O dönemlerde de bombalama, EYP, intihar eylemi, bombalı araç, suikast, pusu, silahla tarama, doğrudan infaz, vb. terör eylemlerine başvuruyordu bugün de.
Bütün bunlar olurken, HDP ve selefi olan Kürt partileri esas itibariyle bu kadim sorunun çözümü yolunda demokratik yasal siyaset zemininin bütün imkânlarını kullanmak için yoğun çaba gösterdiler. Çoğu zaman arada kaldılar. Şimdi, HDP’nin yeniden hedef tahtası durumuna getirilmesi, Türkiye için ağır bir yanlışın tekrarından başka bir şey olmayacak.
Asırlık sorunun yükü bu partilerin sırtına yıkılmamalıdır. Bu çözümsüzlük döngüsü son bulmalıdır.
PKK’nın her terör eylemi HDP’nin siyaset alanını daraltmakta, dayandığı seçmen kitlesinin demokratik inisiyatifini köreltmekte ve Kürt Sorunu’nun çözümünü belirsizliğe ötelemektedir.
Bugün HDP’ye ve Kürt Sorunu’nun çözümüne destek için atılacak en kıymetli adım, PKK’nın Türkiye’ye karşı silahlı hareketini sonlandırmasıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022