A.Turan ALKAN
MİT Kanunu’yla ilgili değişiklikler “vınn” hızıyla Meclis’ten geçti. Vatana, millete ve hükûmete hayırlı olsun. Vatanı milleti bilemem lakin bundan böyle iktidarların çok işine yarayacağı, vatandaşı ise bu derece güçlü yetkilerle donanmış operasyonel bir istihbarat teşkilatı karşısında korunmasız bırakacağı muhakkaktır.
Ne demeye getiriyorum? Bu cümleyi anlamazlıktan gelen çoğunluk vekilleri, günün birinde aynı yetkileri bir başka iktidarın, kendilerine karşı kullanmaya başladığını farz ederek yaptıkları işin önemini kavrayabilirler; velev ki günün birinde muhalefettesiniz ve bu kanunla tahkim ettiğiniz MİT, bir başka iktidarın, bir başka başbakanın yönetiminde!.. Anlıyorsunuz değil mi?
Değişikliğin olumlu tarafı, bundan böyle MİT’in, devletin derinliklerinden ziyade hükûmete bağlı çalışacağıdır. Askerî darbeleri bile hükûmetinden gizleyen ve özellikle son dönemde siyasileri pek zor durumlarda bırakan bazı çalışmalarıyla bilinen bu teşkilâta çekidüzen verilmesi tabiidir. Tabii olmayan yeni değişikliklerle MİT’in bürokrasi içindeki özerkliğinin artık yargı, muhalefet ve basın tarafından denetlenemeyeceği, buna mukabil bugünlerde görüldüğü gibi MİT-hükûmet arasındaki yüksek uyum halinin kısa sürede mutlak bir istihbarat devletine yol açma endişesidir.
Yeni MİT Kanunu’yla kişinin devlet karşısında hemen hemen hiçbir korunağının kalmayacağını, yeni düzen içinde tutunmak ve hayatta kalabilmek için hükümet partisine sığınmaktan başka çaresi olmayacağını henüz duymayanlara hatırlatmak gerekir; halbuki kişinin sığınağı iktidarlar değil bağımsız ve tarafsız yargı diye bilirdik düne kadar. Kötü niyetlilerin elinde değişikliklerin getirdiği yeni ve lâyüsel yetkiler bezdirici, hatta ölümcül baskı uygulamalarına yol açacak gibi görünüyor.
“Eski kanunun ne eksiği vardı ki yenisine hâcet duyuldu?” sorusunu geçiyorum; eski kanun zamanında bile aydınlatılamayan ve askerî savcılığın aldığı bir kararla üstü küllenen Uludere skandalının gerçek faillerini bir türlü öğrenememiştik. Yeni düzenlemenin eskisinden farkı şudur: Artık, “Uludere’de ne olmuştu?” sorusunu sormak bile netâmeli ve belâlı bir fikir haline gelmiştir, zira kanun MİT’in görev ve faaliyetleri hakkındaki bilgi ve belgeleri temin edenleri 4-10, yayınlamaya kalkışanları ise 3-12 yıl arasında hapisle tehdid ediyor. Gazeteciysen susacaksın demektir bu; sıradan vatandaşlara düşen ise, “doktora ayıp olmaz” hükmünde olduğu gibi, “Canımın içi devletimden gizleyecek bir şeyim yoktur” diyerek hakkındaki her türlü bilgi, belge, kayıt ve verileri hükûmete fedâ etmek olacaktır; zira MİT görev esnasında gizli çalışma usul, prensip ve tekniklerini kullanır ve hikmeti kendinden menkul bir teşkilat olarak ülke menfaatinin gerektirdiği hallerde yerli-yabancı her türlü örgütle doğrudan ilişki kurarken fiilen sadece başbakana karşı sorumlu olacak, velev ki suç işlenmesi halinde bile ancak başbakanın izniyle yargı karşısına çıkacaktır.
Yerim yok, uzatmayacağım. Ötekilerde olduğu gibi kanun ışık hızıyla Cumhurbaşkanı tarafından onaylanırsa, üç aydan beri yaşadığımız sürek avının çok daha beterini göreceğiz. İşadamından gazetecisine, sendikacısından bürokratına, ülkede yaşayan yabancı uyruklulardan sade vatandaşa kadar herkesin iktidarla iyi geçinmekten, yaranmaktan ve tabasbus göstermekten başka yolu kalmayacak. Bugünleri katbekat aşan bir biat ve sadakat gösterilerine şahit olacağız. Sosyal medya ve basın hürriyetine buradan veda makamında el sallayalım.
HSYK teklifi geçirilirken uyanmadık, internet kanunu kezâ, şimdi de MİT Kanunu. Okumayı sevmeyenlere müjde: Artık 30’lu yıllarda otoriter partilerin kurumları suistimal ede ede demokrasinin boğazına nasıl kelepçe geçirdiğini öğrenmek için kitap okumak zorunda değilsiniz; olup biteni dikkatle seyretmeniz kâfi gelecektir.
Otoyoldan önceki son benzinlik sapağını geçtik ey aziz milletim; şimdi buyrunuz bir abdest tazeleyelim!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016