A.Turan ALKAN
Yazılı basın yoluyla haylicesini aldığım, “Hadi gel seninle polemiğe girek; ağız dalaşı yapak” sataşmalarına bir yenisi eklenmiş; yeni duydum.
İktidarın gölgeliğinde serinleyip dururken, herhalde, “Ben kimim ve ne işe yarıyorum; yazdıklarım nereye gidiyor, kim okuyor” gibisinden bir ontolojik dürtüyle huzursuzlanan bir kısım zevat, ara sıra kendilerini celâllenme nöbetlerine sokarak sataşma yollu şeyler çiziktiriyorlar. Eğer umdukları üzre cevap verip, adam yerine koysam yazının kupürünü kesip heyecanla patronlarına seğirtecek ve “Bakın, işte ne işe yaradığımı görün” diye kostaklanacak, muhtemelen ‘aferin koç’la ödüllenecekler.
Ah, sizlerle kelime oyunlarına dayalı ağız dalaşına girişmeyi nasıl isterdim fakat bütün mahviyetkârlığımla ifade etmek isterim ki dengim değilsiniz (bu arada isteyenler kusura bakabilir). Yaş denkliğini kasdetmiyorum, bazılarınızla yaşıtım, üstelik benden yaşlı olanlarınız da mevcut lakin nasıl söyleyim, arada kalibre farkı var.
Sülâleden tevârüs edilmiş tabii asâletim sevkiyle “Kalibre” diyorum, siz nasıl isterseniz öyle anlayabilirsiniz!
Cevap vermiyorum; lâf kıtlığından değil; bilakis, o üslûba tenezzül olunsa cevabın daniskasına hüsn-i misâl olurdu. Mesele başka, kendime yakıştıramıyorum. Baklayı çıkarıp da ağızlarının payını versem, “Yakıştı mı, muhatap aldığın şu adamlara bir bak hele; bunlara kim olsa kelimelerle dayak atardı” derler. Kazansan bile kaybediyorsun. Mânidar suskunluğumun sebebi bu.
Okumuyorum da bu arkadaşları; sataşmalarını, “Filanca falanca ne çaktı ama!” türünden masabaşı haberleriyle geçinen müzevirler aracılığı ile öğreniyor, gülüp geçiyorum. Mefhumun muhalifinden hareketle anlıyorum ki, onlar satır be satır okuyor, okudukça ülser krizlerine tutuluyorlar. Bu konuda yapabileceğim bir şey yok. Okumazsınız olur biter!
Yine de okuyor ve “Hangi cümleden bana ne ekmek çıkar?” tarzında tecellî eden müflisce bir rızk endişesiyle omuz çakmaktan nefislerini men edemiyorlar. Bu gibi zamanlarda en kıdemlilerinden en tıfıllarına kadar gözlerimi kısarak şöyle bir bakıyor, sonra da yazdıklarını gözden geçiriyorum; sıkletlerinin heyet-i umumiyesi altına bir yekûn çizgisi çektiğimde hamdim artıyor, şükrüm ziyadeleşiyor. Sözün burasında konuyla ilgili atasözünü yine nezaket icabı buraya dercetmiyorum.
En kripto Kürtçü’sünden en sıkı İslâmcı’sına kadar bu heyetin en ziyade zoruna giden şey şu: “Böyle bir zamanda, böyle bir yerde sabit-kadem olmak size mi kaldı? Siz ki bizzat cemaate mensubu olmayıp, hariçten yazan kişilersiniz. Kraldan çok kralcı olmanızın mânâsı nedir kardeşim?”
Bu soruya da cevap veremiyorum işte; cevap olmadığından değil, nazara uğrama endişesinden ötürü. Kaldı ki anlayabileceklerinden bile emin değilim; öyle olmasa, onların değil benim aynı soruyu sataşmacı takımına yöneltmem gerekirdi. Nezaket gösteriyor, susuyor ve geçiyorum.
Bu devir böyle böyle geçecek arkadaşlar; sizler iktidara iliştirilmiş mevkutelerinizde –eliniz mahkûm- her gün, “Ne yazayım, ne yazayım; rezillik dizboyu. Bizimkilerin perem perem dökülüyor. Bari karşı taraftan birilerine sataşayım da maraza çıksın” diye çaresizlikle sağa-sola bulaşacaksınız. Biz sabredeceğiz; sizin gibileri kaale almayacağız, “Her testi içindekini sızdırır netice itibariyle” diyerek vakar yerinde durmaya devam edeceğiz. Hesabımızı “Hesap günü”nde adam gibi hesap verebilmenin hesabı üzerine kuracağız.
Bu devir böyle böyle geçecek; bir de bakacağız ki “Hakikat ânı” gelip çatıvermiş. O gün, “Gebe develerin” bile “kendi başlarına terkedildikleri” çetin bir gündür; o gün, azâmetinden Allah’a sığınılacak gündür.
Heveslisiyseniz alın size cevap: Siz de öyle yapın!
Yazarlar
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016