A.Turan ALKAN
İktidarın amiral gemisi pozisyonundaki gazetenin, geçen salı manşetten taçlandırdığı info grafik çalışması, biz Türklerin gerçeklik algısı üzerine yapılmış en güzel ve derin esprilerden biriydi; bu espriyi kısaca, “Gerçek, bizim öyle olmasını istediğimiz bir şeydir ve aslında ne olduğunun önemi yoktur” şeklinde ifade edebiliriz.
Kabataş İskelesi’nin hemen arkasındaki set üstünden ‘Panorama’ özellikli bir fotoğraf makinesiyle çekilen enine uzun kadrajlı fotoğrafı görünce, zihnim beni şaşırtıcı bir çağrışımla 40 yıl kadar geriye götürdü.
Sene 1973; yer, Ankara Cebeci’deki Atatürk Öğrenci Yurdu ki o günlerde talebe takımı arasında sadece “Site” diye bilinirdi. Hepsi de fakülte hayatının ilk günlerini yaşayan bazı uyanık hemşehrilerim, “Dertler bölüşünce azalır” kavliyle bizim Alâattin’e felekten bir gece yaşatmaya karar verip yurt odasında minik bir çilingir sofrası kurmuşlar. Belki bu def-i gam ihtiyacının hemen ardında, o günlerde hepimizin bir küçük kanat darbesiyle şuna-buna kolayca âşık oluvermemizin yürekte açtığı geçici bir yanığın giderilmesi vardı. Çilingir sofrasında öğrenci mezelerinin tamamı mevcut: Peynir, zeytin, memleketten getirilmiş süzme yoğurt, belki biraz da pastırma. Müskirat olarak uyanık arkadaşlar, kantinden tedarik ettikleri birkaç şişe kolayı ‘müsait’ görmüşler. “Haydi Alâattin vakit tamam, senin için viski bile aldık” denilerek sofraya çökülmüş.
Hadisenin devamında Türk tipi gerçeklik algısının tipik tezahürlerinden birini görüyoruz. Alâattin ikinci ‘duble’den sonra kafayı bulmaya başlar, dördüncü bardakta ise, “Vermediniz de ne oldu; seviyorum ulan seviyorum”larla başlayıp of oflarla nihayetlenen ‘esriklik’ nöbetlerine girer. İşi ciddiye alan muzip arkadaşlar Alâattin’i ‘Çok hızlı içtin be oğlum, meğer sen ne yiğit, ne sert bir delikanlıymışsın’ diye koltuklarına girip hava aldırmaya bile çıkarırlar.
Alâattin iyi içici filan değildi tabii, aksine temiz, mütedeyyin bir arkadaşımızdı ve hepimizden evvel beş vakte başlayıp sakal çevirdiğini hatırlıyorum fakat ‘esrikliği’ gerçekti. Burada ‘sarhoşluk’tan ziyade ‘esriklik’ tâbirini hasseten vurguluyorum. Alâattin’e birkaç çay bardağı kolayla kafayı bulduran alkol değil sarhoş olma arzusuydu ve tanıdığım psikiyatri uzmanları sonradan bu hâlin pekâlâ mümkün olabileceğini söylemişlerdi.
Yeniden o fotoşok, daha doğrusu CG (Computer generated, yani bilgisayarda üretilmiş) sanatının en şaheser fakat aynı derecede ‘naiv’ çalışmasına dönebiliriz; manşette de görüleceği gibi meçhul CG sanatçısı bu eserinde bilinçaltı, yani subliminal telkin metodunu kullanarak, “Bu karede deri pantolonlu heriflerin görülmeyişi onların o tarihte orada olmadıkları anlamına gelmiyor; dilini damağına yapıştırarak sıdk-ı cân ile fotoğrafa kilitlenirsen üç vakte kalmaz zuhûrat vâki olacaktır” demeye getiriyor. Buradan hareketle bir kere daha anlıyoruz ki gerçek, bizim olmasını istediğimiz şeydir ve sekiz-on gazete, onbeş TV’de ısrarla ve bıkmadan aynı vird, yani ‘Mantra’ tekrar edilirse algı gücünün şâhikasına erişmemiz pekâlâ mümkündür. Meseleye iyi kilitlenme ve yüksek iman metodu’nu kullanarak olmayacak hiçbir şey olmadığı gibi, icabında olan hiçbir şeyin de aslında olmadığını kolayca görebiliriz.
Mevzu açılmışken bahsekonu ünlü CG çalışmasında Tophane istikametine giden yoldaki siyah tırtıla benzeyen garip cismin mahiyetini de aydınlatmak isterim. Pan özellikli akıllı telefonlarla fotoğraf çekerken kadrajdaki bütün nesnelerin hareketsiz durması gerekir, eğer siyah bir otomobil hareket halinde ise biz onu üst üste yapışmış çok sayıdaki görüntüsünden ötürü tırtıla benzetebiliriz ki bu bile eserin metafizik derinliğini hissettiren haşmetli ve elbette bilinçli bir görsel zenginlik oluyor.
Alâattin, bi duble de bize ver kardaş; kuru kuru gitmiyor bu olgular!
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016