Aydın ENGİN
Başlıkta özetlediğim, aşağıda tam metnini okuyacağınız soru, 2001 yılında bana soruldu. Bir Ege kasabasında Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı olduğunu adının altında belirtmiş bir emekli albay faksla soruyordu:
-Cumhuriyet gazetesinde işgal ettiğin köşede demokrasi demokrasi diye tepiniyorsun. Al işte şeriat şövalyeleri iktidara geliyor. Şimdi söyle bakalım: Demokrasi mi, cumhuriyet mi?
Önce şaşırdım, sonra güldüm, sonra da hınzırlığım tuttu, faksı kaptığımgibi gazetenin en üst katına çıktım, faksı İlhan Selçuk’un önüne koydum:
- Abi bu faksa cevap vermek sana düşüyor. Ben cevap verirsem bir okur kaybedeceğiz…
Baktı. Okudu. Güldü.
- Çorbaya dönmüş kafalara ne cevap vereceğiz oğlum, at çöpe gitsin. Gel birer kahve içelim…
Öyle yaptık…
* * *
“Çorbaya dönmüş kafalar” bugün de kol geziyor.
Üstelik karşılıklı mevzilenmiş, kavramları çorbaya çevirip birbirleriyle atışıyorlar.
Bir taraf “Cumhuriyet”e sahip çıkıyor ama “halk” har zaman “yanlış” partiyi seçip iktidara taşıdığından demokrasiden nefret ediyor.
Karşı taraf Osmanlı düşlerini Cumhuriyet korkusuna kadar tırmandırmış. Meselâ Başbakanın uçağının değişmez abonesi Vakit (yoksa Akit miydi?) ceridesi “Halife yok, birlik de yok” manşetleriyle cumhuriyetten vazgeçilmesini önermekte...
Bir taraf “Cumhuriyet”in iktidarı cumhur’un (=halkın) iradesinin belirleyeceği temel ilkesini kulak ardı edip cumhurun iradesinin egemen olmadığı bir cumhuriyet, kestirmeden söylersek “cumhursuz bir cumhuriyet” özlemekte.
Karşı taraf cumhuriyeti, cumhurun sadece kendisine oy verenlerinin dilek, istek ve tercihlerini egemen kılacak rejim olarak algılamakta…
Yani kafalar sahiden çorba, tutumlarsa zorba.
* * *
Cumhuriyet, adı üstünde kilisenin (ya da caminin), Papa’nın (ya da Halife’nin), kralların (ya da padişahların), iktidarı değil, cumhur’un (=halkın) iktidarı demek.
Fransa’da 1789 Devrimi, bütün Avrupa’da 1848 devrimleri (o yıla “Halkların baharı” da deniyor) hep halkın, iktidarı ve egemenliği krallardan, aristokratlardan, kiliseden koparıp kendi ellerine alma mücadelesidir.
Ancak cumhuriyetin sahiden “cumhurun egemenliğine” dönüşmesi ancak demokrasi velaiklikle pekiştirilmesiyle, demokrasi ve laikliğin cumhuriyetin olmazsa olmazı, eşit önemde bileşeni kılınmalarıyla mümkün oldu. Ancak bu sayededir ki kilisenin ve aristokrasinin iktidarı yeniden ele geçirme olanakları engellenebildi.
Özetlersek: Cumhuriyet tek başına halkın egemenliğianlamına gelmiyor, gelemiyor…
Örneğin İran da bir cumhuriyet: İran İslam Cemahiriyesi…
Kuzey Kore de bir cumhuriyet, hem de Kore Halk Cumhuriyeti…
Kaddafi’nin Libya’sı, Mübarek’in Mısır’ı da birer cumhuriyetti…
Bir de tersinden bakalım, İngiltere, İspanya, İsveç, Hollanda birer cumhuriyet değil. Ama herhalde bu ülkelerde demokrasinin, halkın egemenliğinin olmadığı ve dinin devlet yönetiminde bir pusula, bir etken oluşturduğu söylenemez. Söyleyene gülerler…
Sözün özü: Demokrasi ve laiklik bileşeninden koparılmış bir cumhuriyeti savunmak çok anlamlı değil.
Keza cumhuriyeti reddedip, yerine halifelik, padişahlık filan ikame etmek isteyip sonra da demokrasiden söz edip “Millet böyle istiyor” demek ayıp, belki de suç.
* * *
Bugün Ankara’da CHP, İP, vb. koalisyonunun katıldığı, ADD önderliğindeki ulusalcı (=milliyetçi) siyasal hareketin cumhuriyet kutlamalarına da…
Tayyip Erdoğan’ın “Cumhuriyet önemlidir” demeçleri verip, bayramın kutlanmasını göstermelik resmi törenlere indirgemesine de…
Her ikisini de yukarıda yazdıklarım çerçevesinde ve ışığında bakıyorum ve o yüzden bir yazı konusu filan yapmıyorum…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bunlar iyi günlerimizmiş, çok zor günler geliyor
31.01.2022 - Türkçe yazıldığı gibi okunur (mu?)
29.01.2022 - Eyvah İmamoğlu iyi yaptı; yaşasın İmamoğlu kötü yaptı
28.01.2022 - Sanıklar dün AKP’nin yargısını, iktidarını ve Reisi’ni yargıladılar
18.01.2022 - Safra kesesinin intikamı
17.01.2022 - Boğaziçi’nde bir yıl önce dün, şimdi bugün ve yarın…
3.01.2022 - Diyelim birkaç milyon liram var…
24.12.2021 - Sevinmek varken sövmek…
13.12.2021 - Yine promptersiz konuştu: İstanbul’un sahibi AKP imiş
6.12.2021 - Avrupa Konseyi'nin uzun sürecek sınavı başladı
4.12.2021
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
inci çapan
yazınız kimi soruları kendime daha vurgulu bir biçimde sormama yol açtı.tanım itibariyle devlet,toplumun düzenini yasalar,hukuk ve adalet eşliğinde sağlayan sistem dir genel itibariyle.devlet toplum bireylerini demokratik ve sosyal haklardan faydalanmasını sağlamalıdır.ama ne hikmetse devlet önce kendi demokratik hakkını kullanır,kullanırkende zorbalıktan kaçınmaz.mantıkende,bir unsur demokratik hakkını yüzde yüz kullanabiliyorsa diğer bir unsur bu konuda yüzde yüz kullanamıyor demektir.fakat en azından bizim topplumumuzda ben bakıyorumki,75 milyon başka hiçbirkonuda rastlanmayan bir özveriyle sadece devleti korumak adına olağanüstü gayret sarfediyoruz.bu topraklar insanların mutlu ve huzurlu yaşamaları için değilmidir.üstündeki insanlar mutsuz huzursuz ve sürekli tehlike içersindeyse ne manası vardır devletim toprağım demenin.milli duyarlılıklarımızı inkar etmiyorum,onlar yüzlerce yıllık kültürümüzün kazandırdığı birleştirici unsurlardır.ama ben bunu korumak adına bir kürdün bir alevinin kendi kültüründen vazgeç demeye nederece haklı olabilirim.yani velhasıl kelam bu DEMOKRASİ kimin ne kadar işine yarıyor.aborjinlerin dediği gibibir yarışta kaybeden varsa kazanmak niye mutlu ediyorki sizi