Aydın ENGİN
Siyasette çıta yükseldi. Benim gibiler içinse fazla yükseldi.
Ekrem İmamoğlu kar yağarken yemeğe neden gitti?
AKP Reisi ve Cumhurumun başkanı Tayyip Erdoğan 6 milyarlık ihaleye kendi imzasını attı mı, atmadı mı?
İstanbul Havalimanı'ndan kim sorumlu? Malum şirketler çetesi mi, İstanbul valiliği mi, İBB mi?
Yok...
Benim bu ölçüde "yüksek" siyasette söyleyecek sözüm olamaz. Sözü siyaset ulemasına bırakacağım ve...
Ve ben şu cumartesi günü bir "Türkçe mavrası" yazacağım.
Buyrun...
* * *
İlkokuldayken, daha okumayı yeni sökmüş, yazmayı kıvırmaya çalışan bencileyin veletlere öğrettiler:
- Türkçe yazıldığı gibi okunur.
O yaşta "Sahi mi, emin misiniz" diye soracak halimiz yok ya, sorgulamadan benimsedik. Bu benimseme epey, hem de çok "epey" sürdü.
Ta ki...
Ta ki başımdan fıkra gibi bir olay geçene kadar.
Almanya'da 12 yıl süren siyasal göçmenliğimin bir döneminde Frankfurt kentinde bir meslek yüksek okulu öğrenci olmayanların da katılabileceği bir "Türkçe kursu" açtı. Öğretmen olarak da beni seçti. Haftada iki saat. En azından ev kiramı çıkarabiliyorum. Yani tadından yenmez bir iş.
18-20 öğrenci kayıt yaptırmış. Çoğunluğu bir Türkle evli ya bir Türk sevgilisi olan genç kadın ve erkekler. Bir de Türklerin yoğun yaşadığı semtlerdeki polis memurları ve...
Ve hapishane gardiyanları.
Gardiyanlar Türkçe öğrenmekten çok ihtiyaçları olan bazı cümle ve sözcükleri öğrenmek istiyorlardı.
Bir gün ders bitiminde genç bir gardiyan yanıma geldi ve sordu:
- Herr Engin, domuz eti yüzünden yemekte sorunlarımız oluyor ve anlaşamıyoruz. Tutuklu ya da hükümlü Türklerin hemen hiçbiri Almanca bilmiyor. "Etli yemek var. Yiyecek misin" diye sormak istiyoruz. Türkçe bu nasıl söylenir ve o nasıl cevap verir?
Gerçekten de hapishanede tutuklu ve hükümlülerin büyük çoğunluğu uyuşturucudan yakalanmış TIR ya da otobüs şoförleri. Gardiyana sorusunun Türkçesini öğrettim. Birkaç kez de tekrarlattım. Olası cevabı da "Yiyeceğim" ya da "yemeyeceğim" seçeneklerine indirgeyip öğrettim.
Ertesi hafta genç gardiyan ders başlamadan yanıma geldi, "Olmadı" dedi, "Soruyu anladılar ama cevap sizin dediğiniz gibi gelmiyor". Çaresiz "Cevapları tek tek harflerle becerebildiğin kadarıyla yaz" deyip yolladım.
Sonraki hafta o daha pratik bir çözüm bulmuş; cevapları küçük bir teypte kayda almış. Dinletti:
-Yiyecek misin?
-Yemeyceğum.
Bir tane daha:
- Yiyecek misin?
-Yok yemirem gardaş...
Sonunda birlikte bir çözüm bulduk. Bir kartona "Yiyecek mesin" yazdık, altına da "Cevabını bir kağıda yaz" dedik.
Sanırım sorun böylece çözüldü.
* * *
O sorun çözüldü ama bende de epey gecikmiş olarak bir soru çengellendi:
Türkçe gerçekten yazıldığı gibi okunan, okunduğu gibi yazılan bir dil mi?
Yerel ağızlardan söz etmiyorum. "Gelecek misin" sorusuna Egelinin "Gelcem - gelmicem", Erzurumlunun "Gelirem - gelmirem", Karadenizlinin "Celeceğum – Celmeyeceğum" yollu cevapları değil sorun.
Almanların Hannover Almancası, Fransızların Grenoble Fransızcası, İngilizlerin Cambridge İngilizcesi gibi bizde de İstanbul Türkçesi denen, radyolarda, televizyonlarda, konferanslarda, okullardaki derslerde kullanılan Türkçeden söz ediyorum.
Gelmek fiilinde kalalım.
"Gelecek misin" yazıyoruz ama "Gelicek misin" diyoruz. "Gelmeyecek misin" diye yazıyoruz ama "Gelmiycek misin" diye okuyoruz. "Geleceğim" diye yazıyoruz ama "geliceem" gibi okuyoruz. "Gelmeyeceğim" yazıyoruz ama "Gelmiycem" diyoruz.
Örnek çok.
"Değil mi" yazıyoruz ama konuşurken "diy mi" diyoruz. "Katılacağız" yazıyoruz ama "Katılıcaaz" gibi konuşuyoruz. "Bozacağız, bozmayacağız" filan yazıyoruz; iş konuşmaya, okumaya gelince "Bozucaaz, bozmıycaaz" diyoruz...
Sanırım yeterince örnek sıraladım. Dilerseniz siz de benzer oyunu kendinizle oynarsınız. Göreceksiniz (görüceksiniz) ne çok örnek bulacaksınız (bulucaksınız).
* * *
Oh be...
Yıllardır kafamda çengelleşmiş bir konuyu nihayet mavra kılıfında da olsa yazıya döktüm.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021