Aydın ENGİN
Anlaşılan bu hafta adı “yerel” olup da aslında “genel” seçim denebilecek Mart 2014 seçimleri üstüne yazıp çizmek gerekecek.
İyi de asıl kaybeden CHP iken, Cemaat iken, HDP’den başlamak da niye, diyenler çıkacak.
Küresel kapitalizmin bütün pisliklerini islami sosa bulayıp önümüze çıkan ve seçim kazanan AKP’ye karşı bir seçenek yaratma umudu besleten HDP idi de ondan.
Aldığı oy oranına bakıp, bir önceki cümleden dolayı benimle dalga geçenler çıkabilir. Bu yargımı değiştirmeyecek.
CHP ve MHP ve partileşmeden parti gibi davranan Cemaat’ı hiçbir zaman AKP’ye karşı bir seçenek, şu tıkanmış siyasal kördüğümden bir çıkış kapısı olarak görmedim.
Oysa HDP bu iddia ile var edildi; bu iddia ile seçmenin karşısına çıktı ve kaybetti. Buradaki “kaybetti” yargısı sadece sandık sonuçlarıyla sınırlı olarak kullanılmadı. Hatta 30 Mart’ta ilk ayağı koşulan ikinci ayağı 2014 Ağustos’unda, sonuncusu ise –eğer öne alınmazsa- 2015’de koşulacak olan seçim maratonu göz önüne alınarak da kullanılmadı.
HDP, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) bir örgütlenme denemesinin içinden seçimlere katılmak için yasal bir gereklilik olarak doğdu.
Gerek HDK’nin, gerek HDP’nin varoluş nedeni pek yalındı: Kürt siyasal hareketi ile Türkiye solunu buluşturup bir Türkiye Partisi yaratma hedefi.
Bu pek yalın, pek açık hedefte sorun galiba “Türkiye solu” kavramında yatıyor. Aynı parti,aynı siyasal hareket içinde bir araya gelip siyasette yeni bir ufuk açacak; demokrasi mücadelesinde ciddi kazanımlara ebelik edebilecek, o partinin programını içtenlikle benimseyecek, aynı siyasal ırmağın yatağında akabilecek bir "Türkiye solu"ndan söz edilebilir mi?
HDP serüveni 30 Mart 2014’deki ilk sınavında bu soruya olumsuz cevap verdi. Pek çok kişide “Acaba BDP bu seçimlere batıda da kendi adıyla girseydi ve aday listesine Türkiye solundan siyasetçiler yerleştirseydi daha yüksek bir oy toplamaz mıydı ya da daha mı az oy alırdı” sorusunu sordurttu.
HDP ilk deneme değil. Anlaşılan son da olmayacak. Kürt siyasal hareketi açısından Türkiye Kürdistan’ı içinde etkinlik gösteren bir örgütlenmeye kısılıp kalmamak; Türkiye solu açısından ise kitle desteğini büyük ölçüde yitirmiş örgütlerin Kürt siyasal hareketi desteği ile yaşam soluğu almak epeydir bir kaçınılmaz ihtiyaç olageldi ve bu amaçla çeşitli “çatı partisi” girişimleri oldu. İlki epey öncelere, HEP deneyine kadar gider.
Bu girişimlerin hepsi de ömürsüz oldu.
HDP de bu kaderi paylaşacak mı ?
Evet… Hayır… Belki…
* * *
1970’li yılların söylemleri (=Discours) ile ve çoğu kez küçümseme amacıyla kullanılan ve fakat bir gerçek payı da barındıran deyimle söylersek “Arkaik sol” içinde yeraldığı bir çatı artık kanıtlandı ki hep su alacak; çatının altına leğenler, teneke kutular yerleştirmek çare olmayacak.
Seçim değerlendirmeleri bittikten sonra bu konuda derin ve zenginleştirici bir tartışmalar başlatmak ve gerçeği sergilemekten, çözümlemekten (= Analiz etmekten) kaçınmak artık anlamlı değil.
Sert, acıtıcı ama doğruyu yakalamaya yönelik bir tartışma sürecinin tam da zamanındayız.
Bu tartışmaya ben de elbet katılacağım. Ama esas ve belirleyici sözün sahibi HDP “bileşenleri”dir…
Bunu ertelemeyelim, kaçınmayalım…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021