Aydın ENGİN
Bu yazı, seçim sonrası değerlendirmeleri içeren ve biraz da pehlivan tefrikasına dönen yazıların sonuncusu.
BDP değerlendirmesini bilerek sona ayırdım. Çünkü BDP’nin başarısı oy oranlarında, bir önceki seçimde aldıkları ile bu seçimde aldıklarının karşılaştıran “kazandı – kaybetti” analizlerinde yatmıyor.
Kürt illeri dışında kalan illeri kardeş parti HDP’nin omuzlarına yıkan BDP bütün gücüyle Kürt illerine yüklendi.
Dahası bütün seçim kampanyasını Erdoğan’a laf yetiştirmek, laf sokuşturmak üstüne de kurmadı. Kimileri bunu “AKP’ye destek çıkmak” olarak değerlendirdi. Bence yanılıyorlar. Özellikle Demirtaş’ın,Kışanak’ın konuşmalarını titizlikle izleselerdi bu insafsız yargıya ulaşamazlardı.
BDP malum, Kürt siyasal hareketinin BDP – İmralı – Kandil üçgeninden oluşan bütünlüğünün yasal temsilcisi. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde ise Kürt siyasal hareketi açısından hedefKürt illerindeki belediye başkanlıkları ve belediye meclislerinde tam bir ağırlık kazanmaktı
Bunu başardılar.
Diyarbakır, Batman, Mardin, Şırnak, Siirt, Hakkari, Van, Bitlis, Batman, Ağrı, Iğdır ve Tunceli’de belediyeler BDP adaylarının yönetiminde.
Bunun özel bir anlamı var mı ?
Var.
Kürt siyasal hareketinin en başat siyasal projesi “demokratik özerklik”ti.
Demokratik özerklik özetle ve kabaca: Her şeyin Ankara’dan ve Ankara’daki iktidar tarafından belirlendiği bugünkü sistemi sarsmak, değiştirmek projesidir. Kentlerde, Büyükşehir Yasası ile kimileri köy ve ilçeleriyle bir ilin tamamı kapsayan yönetim birimlerinde özellikle yerel sorunların yerel yönetimlerce çözülmesi, yerel konularda yerel yönetimlerin söz ve karar sahibi olması demek.
BDP sözcüleri bunu seçim öncesinde, seçim kampanyası sırasında açık açık ilan ettiler. “Seçimlerin hemen ertesinde demokratik özerkliği hayata geçirmeye başlayacağız” dediler.
Kürt hareketine oldum bittim Türk milliyetçiliğinin gözlükleri ile bakanlar bunu, “Hah işte, Kürtler ayrı devlet kurmanın adımlarını atacaklar. Vatan bölünecek” gibi kavradılar ve kavratmaya çabaladılar.
Kuşkusuz demokratik özerklik kavramına Kürt ulusal devletine açılan bir yol olarak bakan Kürt milliyetçileri de var. Belki BDP – İmralı – Kandil üçgeni içinde de böyle bakan Kürtler var.
Ama niyet okumaktan uzak duralım. Kürt siyasal hareketi bir Kürt ulus devleti kurma hedefini reddettiğini defalarca açıkladı. Bu açıklamaları “takiyye” olarak nitelemek niyet okumanın bir başka türü.
Artık siyasal bir terimden öte, neredeyse bir kavram niteliği kazanmış “Barış Süreci”ni “Öcalan ile Devlet pazarlık eder; anlaşma olursa PKK silah bırakır, olmazsa yeniden savaş koşulları egemen olur” diye özetleyenler var.
Oysa barış süreci bundan daha derin bir anlamla yüklü olsa gerek. Sonuçta bu Cumhuriyet tarihi boyunca anadilleri yasaklanmış, eşit haklı yurttaş sayılmamış (Geçmiş yıllarda dört yıldızlı ve namlı bir generalin işi “Sözde vatandaş” demeye kadar vardırdığını hatırlayın) Kürtlerin “eşitlik ve özgürlük” taleplerinin karşılanması olsa gerek. Barış ancak o zaman içi boş bir gevezelik olmaktan çıkar. Kendi yurttaşlarının büyücek bir kesimini mutlu edemeyen, hatta mutsuz kılmak için elinden geleni yapan bir ülkede kim barıştan söz edebilir ki?
* * *
Şimdi yazının başlığına dönelim: “BDP’nin zor sınavı“ dedim.
Zor gerçekten.
Denenmemişi denemek, yerel yönetimlerin sahiden de yereli yönetecek ehliyet, donanım ve yetenekte olduğunu kanıtlamak yükümlüğü ne çare ki Kürt belediyelerin omuzlarında.
Dahası demokratik özerkliği bir gövde gösterisine dönüştürüp “Üzüm yemek değil bağcı dövmek” yargılarına ebelik etmekten kaçınmak da kolay değil.
Üstelik önlerinde dikensiz gül bahçesi yok.
Tayyip Erdoğan’ın barış sürecinden anladığı “Ben ne kadar verirsem o kadarına fit olun. Ondan ötesi mümkün değil” yollu çizgisi ve Kürt sorununun çözümüne “Milyarlarca dolar askeri harcamalara gidiyor. Buna son vermek gerek” diyen bezirganca bakışının çok ötesinde bir içerik taşıyor. Demokratik özerklik uygulamaları Erdoğan’ı “İpler benim elimde değil” diye çileden çıkarabilir. Çileden çıkmış bir Erdoğan’ın neler yapabileceğini, neleri göze alabileceğini tahmin etmek zor olmasa gerek.
Üstelik dikenli gül bahçesinin dikenleri Erdoğan ve tayfasından ibaret de değil. “Millet ve milliyet” terimleri ile söz cambazlığı yapan akademisyenleri barındıran CHP’nin bir kanadının “Şu demokratik özerkliği bizim yönettiğimiz belediyelerde de uygulasak; demokrasimizi daha bir zenginleştirip derinleştirsek” demek yerine yine ulusalcı çığlıklar atmasına kim şaşıracak?
Bu konuda en açık siyasal hareket MHP. Onlar baştan ve kararlıkıkla ”Biz bu bahçenin en sivri dikenleriyiz” dediler ve diyecekler…
“BDP’nin zor sınavı” derken bütün bunları ve bu yazıya sığdıramadığım başka tuzakları, engelleri, saldırıları kastettim.
Galiba haklıyım…
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021